Teke Tek

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Emlakınız, bir yılda 4 kat değer kazanmış

Emlak vergisini gerçek değeri üzerinden ve erken ödeyenlerin, oranların düşmesi yüzünden yüzde 3'lük bir zarar uğradığını ve bu zararın Maliye tarafından giderilmesi gerektiğini yazmıştım.

Maliye Bakanlığı'ndan bakan adına aradılar.

Meğer konunun bizim bilmediğimiz incelikleri varmış.

Birincisi şu:

Belediyelerin zarara uğramaması için, bu yıl binde 1 üzerinden ödenecek verginin geçen yıl binde 4 üzerinden ödenen vergiden az olmaması gerekiyormuş. Yani bu şu demek; bu yıl binde bir üzerinden vereceğiniz verginin, geçen yıl binde 4 üzerinden verdiğiniz vergiden az olmaması için emlakınızın bu yıl 4 misli değerlenmiş olması gerekiyor.

Emlak değerlerinin bir yılda yüzde 400 oranında artması, Türkiye'de bile pek mümkün değil.

Buradan çıkan ikinci unsur ise şöyle: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlarının dürüst ve namuslu olduklarını değil, üçkâğıtçı olduklarını peşin hüküm olarak kabul etmiş.

O yüzden de ‘‘Bu vatandaşlar nasılsa geçen yıl çok eksik değer göstermişlerdir. Bu yıl 4 katına çıkarırlarsa anca gerçek değere ulaşırlar’’ diyerek yasa hazırlamış.

Olur mu böyle bir devlet anlayışı?.. Vatandaşlarının kötü niyetli olduklarını peşinen kabullenip ona göre yasa çıkaracaksın...

Ve bunun sonucunda dürüst vatandaşların mağdur olacak.

Fakat dürüst vatandaşlar için yine de bir umut ışığı var galiba. Çünkü Sayın Bakan adına bana izahat veren yetkili, ‘‘Bu mağduriyeti gidermek için gerekli önlemler alındı’’ dedi.

Af yüzünden Ecevit'e oy yok

Oy kaygısıyla ortaya atılan af meselesi tersine tepecek galiba.

Üstteki yazının son satırını yazarken arayan emekli vatandaş, ‘‘Ecevit'in partisine oy verecektim, bu af meselesi ile vazgeçtim’’ dedi.

Fakslar yağmaya devam ediyor.

Aftan yana olanların oranı yüzde 5'in altında.

Ve okurlarım çok iyi mesajlar veriyorlar. Bakın biri ne demiş:

‘‘Parti içi demokrasi hareketi başlatan Çile Çiçekleri'ni affetmeyenler, nasıl oluyor da affetmekten bahsedebiliyorlar.’’

Ödemiş'ten biri şöyle yazmış:

‘‘Babam yatağında uyurken, yanımızda çalışan işçisi tarafından pompalı tüfekle öldürüldü. Kimliği belli ve kaçak. Bu adam yakalanmadan af mı edilecek?’’

Bir diğeri:

‘‘Oğlum Malboro sigara fabrikasında departman şefi elektrik yüksek mühendisiydi. İzmir'deki evinde, parası ve arabası için gaspçılar tarafından öldürüldü. Katil idama mahkûm oldu. Pişmanım deyince devlet onu affetti ve cezası müebbete çevrildi. Yani 15 yıl falan yatacak. Şimdi üstüne üstlük bir de affedip salacaklar. Peki benim yıllarca emek verip adam ettiğim oğlumu kim geri getirecek? Onun yaşamını geri bağışlayacak olan var mı?’’

Ve sonuncusu:

‘‘Fatih Bey, eski bir CHP'liyim. Bülent Bey beni iyi tanır. Rahşan Hanım da.

Şimdi aftan bahseden Rahşan Hanım'ın affetmezliği sayesinde Ecevit'i Ecevit yapan, Karaoğlanlık döneminde yanında bulunan, ona canını vermeye hazır pek çok üst düzey CHP'li Ecevit'le küs öldüler.

Bunların arasında Ecevit'in bakanları, genel sekreterleri, yardımcıları vardı.

Ecevit, daha doğrusu Rahşan Hanım, onları hiç affetmedi. Ve küs öldüler. Şimdi hangi hakla aftan bahsediyorlar?..’’

İşte afla ilgili halktan gelenler bunlar.

Sağlık Bakanı müfettişleri takmıyor!

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Ali Özaydın hakkında Sağlık Bakanlığı müfettişlerince bir soruşturma açılmıştı.

Gazetelere haber olan bu konuyu hatırlarsınız belki. Ve Ali Özaydın da Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan müfettişliğe getirilmişti. Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin, eski Teftiş Kurulu Başkanı Ali Özaydın hakkında yürüttüğü soruşturma geçtiğimiz aylarda tamamlandı.

75 sayfalık bir rapor ve bunun eki olarak 2500 sayfalık belge, Sağlık Bakanı Özsoy'a sunuldu. Rapor sunucunda soruşturmayı yürüten müfettişler pek çok usulsüzlük tespit etmişlerdi ve bakana, Ali Özaydın'ın görevden alınması gerektiğini bildiriyorlardı. Eski Teftiş Kurulu Başkanı görevden alınacak ve hatta hakkındaki dosya yargıya intikal ettirilecekti.

Ancak Sağlık Bakanı, her ne hikmetse bu kişiyi görevden almadı.

Müfettişlerin ısrarları karşısında söylediği ise ‘‘Başımı belaya mı sokacaksınız’’ olmuş. Hakkında 75 sayfalık rapor ve 2500 sayfalık belge bulunan Ali Özaydın halen bakanlık müfettişi olarak yerinde oturuyor ve hakkında hazırlanan rapora kıs kıs gülüyor. İşin ilginci, bu kişi hakkındaki önemli bilgilerin büyük bölümü DSP cenahından, bizzat Bülent Ecevit'ten gelmişti.

Acaba Sayın Ecevit bu işe nasıl göz yumuyor?.. Yoksa uyumlu ortaklık adına artık bunlar da mı hoşgörülüyor?..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Aktarmaya çalıştığımız doğruları, kendi doğrularımız yaptığımız zaman.













Yazarın Tüm Yazıları