Paylaş
Vergi adaleti 3500 yılında, inşallah
Yeni vergiler yeni haksızlıklar içeriyor...
Ama yine de umut verici...
Vergi toplamada en alt gelir düzeyinde alacak candan başka bir şey kalmayınca şimdi bir basamak yukarı tımandılar. Altdirek ve ortadirek tükenince sıra ortanın bir üstü direğe geldi.
Şimdi biliyorsunuz yıllık faiz geliri 4 milyar 650 milyon liranın üzerinde olanlar faiz gelirlerinden vergi verecekler.
Helali hoş olsun. Versinler..
Ama bu vergiyi kim verecek?
Tabii ki, yurtdışına veya offshore bankalara kaçıracak kadar parası olmayanlar.
Şirket sahibi olmayanlar.
Bankada faizde tuttuğu parasıyla geçimine katkıda bulunmaya çalışanlar.
Birikimleriyle rahat bir emeklilik geçirmek için, hayat boyu para biriktirenler.
Gerçek zenginler, gerçek para babaları ise bunu tınmayacaklar bile.
Çünkü onlar milyon milyon dolarlarını, paraları en çok nerede rahat edecekse oraya çoktan transfer ettiler bile. Onların ruhu bile duymayacak bu düzenlemeyi.
Neyse yine buna da şükür.
Şimdi sıra bankada 6 milyar lirası olanlara geldi.
Çünkü bankada 6 milyarınız varsa, bu kadar faiz geliriniz olabiliyor.
Yavaş yavaş diğerlerine de gelecek.
Devlet baba, 70 yıl sonra bir kademe yükseldi.
İnşallah 3500 yılında da, gerçek zenginlerden vergi almayı becerecekler.
Çok kazanan, az kazanır
HESAP kitaptan çok anlamam. Ama anlayan okurlarım var.
Bir okurumun dikkatini çekmiş.
Faiz gelirlerinin vergilendirilmesinde garip bir adaletsizlik var.
4 milyar 650 milyon liraya kadar vergi yok. Sonrasında aşağı yukarı yüzde neti 10'u bulan bir vergi isteniyor.
Abukluk da burada başlıyor.
4 milyar 649 bin 999 lira faiz geliri elde eden biri beş kuruş vergi vermiyor.
4 milyar 651 bin lira elde eden biri ise üç aşağı beş yukarı 450 milyon lira vergi veriyor.
Yani eline kalan net para 4 milyar 200 milyon lira oluyor.
Çok kazandığı için, eline daha az para geçiyor.
Böyle bir salak vergi uygulaması nerede olur Allahaşkına?
Benim bildiğim bu işlerde bir sınır koyulur ve sınırın üzerine geçen para vergilendirilir..
Aksi takdirde ortaya milleti enayi yerine koyan böyle bir durum çıkar.
ATV Haber'den haber var
ALİ Kırca önce aradı, sonra da faks çekti.
ATV ile ilgili yazılarıma hemen yanıt vermemesinin nedenlerini sıraladı.
Önce biraz düşünüp, hata yapıldıysa yerini bulup, sonra konuşmak istemiş.
Önce eleştirilere teşekkür etti.
İyi niyetle yapıldığını bildiği için.
İbrahim Tatlıses'i haberlere çıkarmanın zamanlama olarak yanlış olduğu konusunda benimle hemfikir olduğunu söyledi.
Sanatçıları haberlere konuk alma konusunda öncülüğü ATV'nin yaptığını ama, bir gün önce Show Haber'de bir saat konuşan İbo'yu bir de ATV'ye çıkarmanın hata olduğunu söyledi.
Günlük kovalamaca içinde zaman zaman hata yapıldığını, olayı dışardan seyreden bizim gibi dostların ve izleyicilerin hemen eleştirerek doğruyu işaret etmelerinin kendileri için önem taşıdığını söyleyerek bu eleştirileri her zaman beklediklerini ekledi.
ATV Haber'in çizgisinden şaşmayacağını ve izleyicilerden gelen istek doğrultusunda her akşam, ne üç dakika önce, ne beş dakika sonra, tam 19.00'da başlayacağını anlattı.
Burada benim gönlümü okşamaktan da geri durmadı Kırca ve ‘‘Çok etkili bir yazarsın. Senin yazından sonra binlerce faks geldi...’’ dedi.
Doğruyu işaret etme konusunda etkiliysem, ne mutlu bana!
Teşekkürler Ali Kırca...
Doğru haber, doğru rating
YAYIN döneminin başından beri tutarlı haber çizgisini değiştirmeyen iki kanal var.
Kanal D ve ATV...
Ratinglere baktığımız zaman bunun ne denli doğru olduğunu görüyoruz.
A ve B grubu olarak nitelenen, yani gelir veya eğitim durumları yüksek kesim baz alınarak yapılan ölçümlerde bu iki kanal açık farkla önde gidiyorlar...
Bu ölçümlerde en gerideki kanal ise Star...
Bilmem anlatabildim mi?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Kuyruğu dik tutmanın, aç yatmaya değecek kadar önemli olduğunu anladığımız zaman...
Paylaş