Teke Tek

Fatih ALTAYLI

Yemezler eski lider...

İlginç adam şu eski RP'nin, eski lideri Erbakan...

Şimdi de Türkiye'yi NATO'ya şikâyet ediyor...

Bir insanın tükürdüğünü yaladığına, hele siyasetçiyse çok şahit oldum, ama tükürdüğünü yalamak için yere kadar eğilenini az gördüm.

Siyasi yaşamını Avrupa'ya, Batı'ya küfür etme üzerine inşa eden eski siyasetçi, partisi hakkında kapatılma davası açılır açılmaz, ilk olarak Batı'ya koştu.

Hak hukuk tanımayan, çok hukukluluktan yana olduğunu açık söyleyen eski lider gitti, Evrensel Hukuk'a sığınmaya kalkıştı.

Yetmedi.

Bir zamanlar tamamen karşı olduğunu söylediği NATO'ya gitti şimdi de...

Türkiye'yi NATO'ya şikâyet ediyor...

Sanki eski partisi NATO'nun çok umurundaymış gibi...

NATO'da aklınca lobi yapıp, Türk demokrasisi için yardım isteyecek.

Hiç izanı da yok.

NATO'nun Türk demokrasisi çok umurundaymış gibi...

O da eski ortağı gibi herkesi enayi sanıyor...

Herkesi kendi gibi hafıza özürlü sanıyor...

O NATO değil miydi, darbe döneminde Türkiye ile ilişkilerde bahar dönemi yaşayan...

Onun sözlerini unuttuğumuz gibi, NATO'yu da tanımadığımızı sanıyor...

Yemezler eski lider...

Sen ancak bir avuç enayiyi uyutursun...

Emniyet Müdürü'nden soruşturma

İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, dünkü yazım üzerine hemen aradı.

154 ve 155'li telefonların ciddi bir sorun olduğunu belirterek başladı söze...

Ve anlattı:

‘‘Ne yazık ki bu telefonlara bakacak personel bulmak en büyük sorunumuz. Telefonların yoğunluğundan zaten bunalıyorlar. Bir de vatandaş sıkıştırdı mı, hemen çileden çıkıyorlar. Vatandaşın en küçük sorununun bile o sorunu yaşayan vatandaş için önemli olabileceğini bir türlü anlatamadık.

Bu nedenle de şimdi bu telefonlara bakacak memur ve memureleri özel bir kursa göndermeye başlıyoruz.

Sizin yazdığınızın dışında da şikâyetler geldi. Durumun farkındayız.

Zaman zaman meydana gelen bu durumlarla ilgili olarak sizin aracılığınız ile vatandaşlarımızdan polis teşkilatı adına özür diliyoruz.’’

Ayrıca da yazımda anlattığım olayla ilgili olarak soruşturma başlattığını, bu konuyla ilgili olarak Encüment Yılmaz'ı görevlendirdiğini ve sonuç alınır alınmaz beni haberdar edeceğini de anlattı.

Duyarlı tavrından dolayı İstanbul Emniyet Müdürü'ne teşekkür ediyorum.

Türbanı siyasal yapana kızın!

Üniversitelerde ve eğitim kurumlarındaki türban sorunu ile ilgili olarak ortalığı ayağa kaldıranlar sinirlenmekte çok haklılar...

Elbette ki, demokratik ülkelerde böyle şeyler olmaz.

Ancak kızdıkları yer yanlış...

Milli Eğitim Bakanı'na veya üniversite rektörlerine kızacaklarına, türbanı siyasal bir araç haline getiren alçaklara kızsınlar...

Sen türbanı inanç dışında, bir siyasi görüş için malzeme olarak kullanırsan, sen türbanı bu toplumda ayrıcalık yaratacak bir unsur haline getirirsen, buna karşı tepki olması gayet doğaldır.

Yıllarca inançları sömürenler...

Bu sömürüyle bir yandan siyasal güç, bir yandan servet sahibi olanlar...

Çocuklarının altına spor Mercedes çekenler...

Sayfalar tutan bir malvarlığının üzerinde, bu sömürüyle oturanlar...

Mercümek'ler, Darçın'lar... Ve daha bilumum sözde din zenginleri...

Ve din ticaretiyle ülke yönetmeye kalkanlar oldukça, türban da yasaklanır, başka şeyler de...

Bu yasağa neden olanlar dini ve imanı çıkar için kullananlardır.

Doğru, demokratik ülkelerde kılık kıyafet yasağı olmaz. Ama demokratik ülkelerde kimi alçaklar dini hem siyasete, hem de ticarete alet de edemezler...

Edeni de oyarlar... Hem de demokrasi adına...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

İmama kızınca, doğru yere işediğimiz zaman...

---