Tehdit mi, uyarı mı?

AZİZ Yıldırım, ‘‘Tehdit etmedim. Uyardım’’ diyor.

Gelin olayı kişileri değiştirerek ele alalım.

Bakalım tehdit miymiş, uyarı mı?

Yıldırım'ın yaptığı ne!

Farz edelim ki, bir mafya çetesinin çok önemli bir davası görülecek.

Çete reisi, duruşmadan bir gün önce Adalet Bakanı'nı arıyor ve aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:

‘‘Sayın Bakan, yarın bizim arkadaşlar bilmem kaçıncı ağır ceza mahkemesinde yargılanacaklar. Umarım oraya iyi bir hákim atamışsınızdır. Eğer kötü bir hákim atadıysanız ve sonuçta aleyhimize bir durum oluşursa, insanları sokağa dökerim. Türkiye'de büyük olaylar olur. Altından ne siz, ne de hükümetiniz kalkabilir.’’

Mafya babasının Adalet Bakanı'na yönelik bu sözleri ortaya çıkıp, basın tarafından yayınlansaydı sizce ne olurdu?

Mafya babasının bu sözleri, ‘‘bir uyarı’’ olarak mı algılanırdı, yoksa bir tehdit mi?

Türkiye'de büyük olayların olacağını ‘‘ima’’ etmek tehdit midir, uyarı mıdır?

Samimi olun ve öyle yanıt verin. Buna uyarı diyorsanız, tehdidin ne olduğunu da lütfen anlatır mısınız?

Muhittin Boşatmaz ve federasyonda kafakol operasyonu


BEŞİKTAŞ'ın Muhittin Boşat ile ilgili olarak müthiş bir komploya kurban gittiğini düşünüyorum.

Çünkü Muhittin Boşat, Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmalarının ‘‘bildik’’ ismi.

Bu müthiş ‘‘Muhittin Bey’’, geçen yıl Fenerbahçe'nin 3-1'lik galibiyetiyle sonuçlanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçını da yönetmişti.

O maçta da Beşiktaş'ı ‘‘yakan’’ aynı kişiydi.

Boşat, geçen yıl oynanan bu karşılaşmada da, Beşiktaşlı Ahmet Dursun'u 20 saniye içinde peş peşe gösterdiği 2 sarı kart ile oyundan atmış ve Beşiktaş'ın maçı forvetsiz oynamasını sağlamıştı.

Bu yıl da aynı ‘‘Boşat’’ Beşiktaş-Fenerbahçe maçına verildi.

Serdar Bilgili de büyük bir olasılıkla Boşat'ın atanmasına itiraz etmek için federasyona gitti.

Ve orada müthiş bir ‘‘tuluat’’la kafakola alındı.

Serdar Bilgili'nin itirazlarının ne olacağını bilen federasyon başkanı Haluk Ulusoy bir ‘‘film’’ hazırladı.

Serdar Bilgili'nin Boşat'ı istemediğini söylediği sırada ‘‘senaryo gereği’’ MHK Başkanı Bülent Yavuz, Başkan Ulusoy'u aradı ve Fenerbahçe'nin Boşat'ı istemediğini söyledi.

Bunun üzerine ‘‘zokayı’’ yutan Bilgili, ‘‘Fenerbahçe istemiyorsa, biz isteyelim’’ dedi ve olayı sakladı.

Sonra da olan oldu.

Bu arada Fenerbahçe açısından da iş ‘‘sıkı’’ tutulmuştu.

Geçen yıl Ahmet Dursun'u atan Boşat'ın yedeği, bu yıl Fenerbahçe'nin rakiplerini iki hafta üst üste eksik bırakan ve Galatasaray'ı sahada 7 kişiye indiren Fenerbahçe'nin ‘‘akredite hakemi’’ Ali Aydın'dı.

Yani eskaza Muhittin Boşat hastalansa, yerine gelen de garantiydi.

Bence hikáyenin özeti bu.

Yani anlayacağınız geçen gün Hürriyet'te haber olan soyguncular gibi.

Soygunu yapacaksın, sonra da seni kovalayan polisin plakasını verip kendin ihbar edeceksin.

Bunun adına da spor diyeceksin.

Ozan Ceyhun'a ayıp


TÜRKİYE'de belirli çevreler Avrupa Parlamentosu'ndaki Türk asıllı Alman parlamenter Ozan Ceyhun'a karşı müthiş bir karalama kampanyası yürütüyorlar.

Oysa orada Türkiye'nin haklarını savunacak ve inandırıcı olacak ender kişilerden biri, belki de birincisi Ozan Ceyhun.

Ceyhun'a yönelik karalama kampanyasını yürütenler şimdi de Ceyhun'u PKK ile ilintilendirmeye çalışıyorlar.

Oysa o Ozan Ceyhun daha önceki gün katıldığı bir radyo programında, PKK'nın isim değiştirerek legalize olma ve siyasal kabul görme çabalarına tepki göstererek, ‘‘İçindeki silahlı birimleri koruyan ve dağıtmayan, hálá dağlarda militan tutan bir parti, Avrupa'yı iyi niyetli ve barışçı olduğuna inandıramaz. Adını da değiştirse, bayrağını da değiştirse yeni oluşum diye sunulan PKK'nın devamıdır’’ diyordu.

Bunu söyleyecek bir başka Alman parlamenter bulsunlar, sonra Ozan Ceyhun'u karalasınlar.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Aptallar, beni haklı çıkarmak için en azından altı ay geçmesini bekledikleri zaman.
Yazarın Tüm Yazıları