Şenol Güneş yüzünden AB'yi kaçırdık

MİLLİ maçların gölgesinde yapılan zamlara kızmayın.

Kızacak daha önemli bir şey var:

‘‘Milli maç hengamesinde geleceğimiz çalındı.’’

Dikkat edin çalınıyor demiyorum, çalındı diyorum.

Gelin bakalım ‘‘çalınan’’ ne?

AB trenine binebilmek için Meclis tatile girmeden önce anadilde eğitim, anadilde yayın ve idam gibi üç önemli konuda gerekli yasal ve Anayasal değişiklikleri yapmamız gerekiyordu.

Bunları yapınca, AB ile müzakere masasına diğer adaylarla birlikte oturma imkánımız olacaktı ve yıl sonunda ‘‘tam üyelik’’ için pazarlıklara başlayacaktık.

Bunları yapamazsak, AB trenini bekleyen ‘‘tek yolcu’’ olarak istasyon bankındaki yerimizde kalacaktık. Ve bir yolcu için tren bir daha ne zaman gelir belli olmayacaktı.

Bu önemli meseleler gündeme gelince önce MHP su koyuverdi.

Milliyetçi Hareket Partisi, değişikliklerin ‘‘tümüne’’ karşıydı. En AB yanlısı görünen DYP Genel Başkanı Çiller de ‘‘karşı’’ olduğunu açıkladı. Çiller'e göre AB'ye bu hükümetle girmemeliydik. AB'ye girecek bir hükümetin başında kendi olmalıydı. O da taşını koydu.

Ardından ‘‘sözde’’ demokrat ve ilerici AKP de Çiller gibi davrandı ve bu üçlü ‘‘rezistans’’ yolu tıkadı.

Tam bu meseleler tartışılacakken, maçlar başladı.

Ve önce eleştiri, ardından zafer naraları birinci sayfaları işgal edince AB ile ilgili gündem unutuldu.

Ne idam, ne de paketin diğer unsurları kaldı.

Varsa yoksa Çin maçı, Kore maçı, Senegal maçı.

Gerisi hikáye oldu.

Avrupa Birliği karşıtlarının arayıp da bulamadığı can simidi Dünya Kupası oldu.

AB gündemden düştü, futbol gündemi işgal etti. 4 yıl sonra bir Dünya Kupası daha var ama AB treni bir daha ne zaman olur belli değil. Ve bana sorarsanız, biz bu kerelik treni yine kaçırdık.

Bundan sonra AB üyeliğimizi ben görmem.

Kızım görür mü bilmem.

Bunun sorumlularından hesap sormak ise beyhude bir çaba.

En iyisi biz yine Şenol Güneş'e çatalım.

Cansızlar: Diğer üyeler dikkatli olacak

SERMAYE Piyasası Kurulu Başkanı Doğan Cansızlar, dünkü yazım üzerine hemen aradı.

Uzanlar'ın adamı Ateş Ünal Erzen'in, Sportif A.Ş.'de yönetim kurulunda yer almasının ‘‘sakıncalarını’’ bir kez de telefonda anlattım.

‘‘Fatih Bey, bu konudaki ilk yazınızdan hemen sonra biz durumu inceledik. Sportif A.Ş.'nin davasını da biliyoruz. Fakat bu konuda Sermaye Piyasası Kanunu bize bir yetki vermiyor. Halka açık özel şirketler, yönetim kurullarını diledikleri gibi oluşturabiliyorlar. Biz sadece Sermaye Piyasası Kanunu'na aykırı hareketleri takip ediyoruz. Yönetim kurullarına Sermaye Piyasası Kanunu'na muhalefetten dolayı ceza almış kişiler alınırsa bunlarla ilgili istekte bulunabiliyoruz’’ diyerek durumu mercek altında tuttuklarını aktardı.

Ben de kendisine, davanın seyriyle ilgili gelişmelerin, Uzanlar tarafına sızdırılmasından endişe ettiğimi söyledim.

‘‘Duyarlılığınızı çok iyi anlıyorum. Çok iyi yapıyorsunuz ve yatırımcıları bu konuda bilinçlendiriyorsunuz. Fakat yapacak bir şey yok. Yönetim kurulunun diğer üyelerinin uyanık olması lazım’’ dedi.

Yönetim kurulunun diğer üyelerinin uyanık olup olmadıklarını Sportif A.Ş.'nin Uzanlar'la olan davası sonuçlanınca anlayacağız.

11 milyon dolara mal olabilecek ilginç bir ‘‘test’’ olacak.

Yol yok Mercedes var

AFGANİSTAN da aynı Türkiye gibi. Adam olması zor bir anlayışa sahip.

Dün televizyondan ISAF'ın komuta devir törenini izliyorum.

Devlet Başkanı Karzai geliyor.

Yol yok ama olmayan yoldan toz toprak içinden son model bir Mercedes geliyor.

Arkasından bir tane daha.

Önlerinde en lüksünden bir Toyota Land Cruiser cip.

Arkada iki adet Nissan cip.

Yolları yok gitmeye, Mercedes'le gelirler törene.

Bizim askerler Afganistan'da hiç yabancılık çekmeyecekler anlaşılan.

Türkiye ile aynı mantalite..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Önümüzdeki en büyük engelin, özgüven eksikliği olduğunu anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları