Ama nedense Recep Tayyip Erdoğan’a herkes ‘Tayyip’ diyor.
Bugün başlayan ‘Tayyip gümbür gümbür geliyor mu?’ başlıklı dizimizde bu durum beni rahatsız edince Nurcan Akad’a ‘Nurcan niye Erdoğan demiyoruz da, Tayyip diyoruz. Ecevit’e Bülent demediğimize göre bu adama da Tayyip dememek gerekir’ dedim.
Nurcan da, ‘Haklısın ama böyle alıştık’ dedi.
Sonra da oturup bu duruma bir çözüm aradık.
Çözüm Nurcan’dan geldi:
‘En iyisi Tayyip Erdoğan mahkemeye başvursun ve soyadı olan Erdoğan’ı Tayyip yapsın,Tayyip olan adını da Erdoğan.’
Fena fikir değil.
Hazır değişmeye başlamışken, bu küçük değişiklik de iyi gider.
Mesaj da olur.
‘Siz bana uyamadınız ama ben size uydum.’
Hastaneye yeni tabela
LİDERLER zirvesi önceki gün bir hastane odasında yapıldı.
Galiba ilk kez.
Yabancı ajanslar da durumu dünyaya duyurmuşlar.
Dün gazetelere baktım, durumdan hafif bir rahatsızlık duyar gibiyiz.
Sanki Türkiye hastaneden yönetiliyormuş da, bu durum bizi küçük düşürüyormuş gibi.
Aslına bakarsanız, bu ‘hafif rahatsızlık’ haklı bir rahatsızlık.
Çünkü küçük düşmesek bile ‘kimi soru işaretleri’ oluşmuyor değil.
Fakat biliyoruz ki, bugünkü ortamda başbakan değiştirmemiz pek mümkün değil.
Siyasi dengeler buna izin vermiyor.
Peki o zaman bu ‘rahatsız edici’ durumdan nasıl kurtulacağız?
Benim iyi olduğuna inandığım bir fikrim var.
Başbakanı değiştiremiyorsak, hastanenin adını değiştirelim ve kapıdaki ‘Başkent Hastanesi’ tabelasını indirip, yerine ‘Başbakanlık’ yazalım.
Böylelikle tarihte ilk kez Başbakanlık’ta ‘vatandaşa sağlık hizmeti veren ülke’ konumuna da geliriz.
‘Siyaset ülkeye hizmet etmiyor’ diyenler de ‘madara’ olur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aptallara cevap vermekle aptallık ettiğimizi bildiğimiz halde aptallara cevap verme alışkanlığımızdan vazgeçebildiğimiz zaman.