Okumaz mısınız be bre megalomanlar

BAZI köşe yazarları ısrarla Tayyip Erdoğan ve AKP basın tarafından kayrılıyormuş gibi bir hava yaratmak istiyorlar.

Fadıl Akgündüz meselesi hep gündemdeymiş de, AKP'nin ‘‘belediye’’ kökenli ‘‘davalılar’’ı gündeme gelmiyormuş.

Tayyip Erdoğan ile aynı davada yargılanan ama milletvekili oldukları için dokunulmazlık kazananlardan hiç bahsedilmiyormuş..

Bu satırları yazanlardan bazıları ‘‘megalomaninin’’ en yüksek tepelerinde dolaştıkları ve kendilerinden başkasını okuyup, kendilerinden başkasını dinlemedikleri için ‘‘olan bitenden’’ haberdar olmuyorlar.

Oysa Kanal D Anahaber seçimin ertesi günü Tayyip Erdoğan'la bir canlı yayın gerçekleştirdi.

Bu yayın sırasında Erdoğan'a sorduğum ikinci veya üçüncü soru buydu.

‘‘Tayyip Bey, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda partinizin tavrı netleşti. Kürsü dışında dokunulmazlıkları kaldırmak istiyorsunuz ama acil bir mesele var. Fadıl Akgündüz'ün durumu toplum vicdanını rahatsız ediyor. Bunun yanı sıra sizin dava arkadaşlarınız var. Siz yargılanıyorsunuz ama onlar yargılanmayacaklar. Başta Fadıl Akgündüz, bu kişilerle ilgili fezlekeler Meclis'e geldiği zaman ne yapacaksınız?’’ diye sordum.

Erdoğan da çok net bir biçimde, ‘‘Bu konuda bir ayrıcalık söz konusu olmayacak. Fadıl Akgündüz'ünki de, benim arkadaşlarımınki de kaldırılacaktır. Dokunulmazlık zırhının arkasına kimse saklanmayacaktır’’ dedi.

Daha sonra bu konuyu ben de bu köşede defalarca dile getirdim. Ama bazı yazarlar ısrarla bu konuda AKP'ye bir ayrıcalık yapılıyormuş gibi bir hava yaratmak istiyorlar. Mesele daha kılını kıpırdatamadan AKP ve liderini ‘‘mıhlamak’’. Mantık şu: Ger, kavga gürültü çıkar, iş yapamaz hale getir, yolla gitsinler. Sonra da dön, ‘‘Bunlardan bir şey olmazmış’’ de.

Yemez. Bu iktidarın da, her iktidar kadar avansı var bende. Sadece benimle aynı dünya görüşünde değiller diye kimseyi ‘‘mıhlamak’’ niyetinde değilim.. Türkiye'yi yöneten kimse ben onun yanında olmak zorundayım. Ta ki, yanlış yapana, Türkiye'yi yönetemeyeceği kanıtlanana kadar.

Bizim Galatasaray'da bir ananemiz vardı.

Seçime kadar rakibiz. Ama seçimden sonra hepimiz Galatasaray için çalışır, yönetene destek veririz. Bunu yapmamızın temel nedeni Galatasaray'ı bireysel çıkarlarımızın üzerinde tutmamızdır. Galatasaray bu ilke nedeniyle bu ülkenin Avrupalısı olabildi. Türkiye'nin de Avrupalı olabilmesi için böyle olması şart.

Altına çamur bulamaya çalışanlar

‘‘KÖPEKSALIĞI’’ gibi kan kokusuna doğru ilerleyen Türk spor basını Galatasaray hakkında yine abuk sabuk şeyler yazıyor. ‘‘Efsanenin sonu’’ gibisinden. Neymiş; Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura ilerleyememiş. İki yıl önce Barcelona, geçen yıl Milan, bu yıl Bayern Münih gibi devler de, üst tura ilerleyemediler. Ama oralarda kimse kalkıp da ‘‘Efsanenin sonu’’ falan demedi. Şampiyonlar Ligi'ne en fazla katılan takımlardan biri olan Galatasaray da bir yıl erken elendi diye ‘‘madara olmaz’’. Yerel rakiplerinin ‘‘katılamadığı’’ bir ligden ilk turda elenmek ‘‘altından kalkılmayacak’’ bir ayıp değildir. Galatasaray bu yıl yaşadıklarını önümüzdeki yıllarda da yaşarsa elbette ortada bir sorun var demektir ama Şampiyonlar Ligi'nde bir yıl başarısız olmak Galatasaray'ın değerini ortadan kaldırmaz. Ama Türk spor basını böyle bir hava yaratmaya çalışıyor. Yıllarca birikmiş Galatasaray kompleksinin kusulmasına ‘‘aracılık’’ ediyorlar. ‘‘Artık siz de bizdensiniz’’ demenin yolu Galatasaray'ı aşağıya, kendi seviyelerine çekmek olduğu için bu tavrı benimsiyorlar. Sürekli bir dolmuşla şimdi de takımdan ‘‘kelle’’ istiyorlar. Amaç içeriyi karıştırmak, halen lider olan takımı bozmak. Emniyete ‘‘emir’’ veren güçler, Türk spor basınına da emir veriyorlar. Emniyetten ‘‘operasyon’’ isteyenler, basın aracılığı ile Galatasaray'da da operasyon peşindeler. Galatasaray idari ve teknik yönetimiyle bu tuzaktan uzak durmalı. Altının altın olduğunu göstermenin en iyi yolu üzerindeki çamuru silip parlatmaktır. Çamurlanmış haline bakıp yere atmak değil.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Devlet adamlığının ne konuşacağını değil, ne konuşmayacağını bilmek olduğunu taze siyasetçiler de öğrendiği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları