NATO’yu o çocuk mu kurdu?

POLİS, NATO Zirvesi öncesi İslamcı teröristleri gözlem altına almıştı. Ama ‘Sol’ adı altında dolaşan terör unutulmuş olmalı ki, eylemler onlardan geldi.

Kimin yaptığının çok önemi yok. Terör terördür.

Zaten işin aslına baktığınız zaman beslendikleri kaynaklar da, var olduğu söylenen ideolojileri de birbirinden farklı değil.

Polisi suçlamak da haksızlık. Çünkü böyle olaylar dünyanın her yerinde oluyor.

Yapılan eylemlerin ‘bahanesi’ NATO’nun ve Bush’un protestosu.

Peki bu eylemi yapanlar, eğer beyinleri yıkanmamışsa, eğer insanlıktan çıkıp robotlaşmamışlarsa yaptıklarından memnunlar mı?

Bu ‘protestolar’ Bush’a mı zarar veriyor, Türkiye’ye mi?

‘Bu Türkiye bizim Türkiyemiz değil’ diye düşünüyor olabilirler.

Peki ya ölen insanlar.

Onlar insan değil mi?

NATO’yu o otobüste can verenler mi kurdu?

Irak’a saldırı emrini 11 yaşındaki o çocuk mu verdi?

Bu bombayı patlatanların, nereyi vuracağı belli olmayan bombaları Bağdat’a savuran Bush’tan ne farkları var?

Kendi çıkarları ve ideolojileri uğruna günahsız insanları öldürenler arasında kimin daha aşağılık olduğunu ortaya koyacak bir kriteriniz var mı?

Bu sınav haksızlık olacak

SSK
hastanelerinde ‘Şeflik Sınavı’ yapılacaktı. Ancak Danıştay bu sınavın durdurulması yolunda karar verdi.

Normaldir. Her iktidar döneminde bu iş olur. Ya bakan, ya da genel müdürler kendi kadrolarını yükseltebilmek için böyle sınavlar açarlar. Bu bir Türkiye geleneğidir.

Sınavın nedeni bu kez de aynı.

Danıştay’ın durdurma kararı ise genelde ‘fiili’ bir anlam taşımıyor.

Geçmişte Sağlık Bakanlığı’nda benzer bir sınav yapılacağı zaman Danıştay böyle bir karar vermiş, ancak dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş sınavı yapmış, şefleri atamıştı.

Aradan neredeyse 4 yıla yakın zaman geçti, Danıştay’a rağmen yapılan sınavla atanan kişiler hálá görevlerinde.

Şimdi SSK’nın da benzer bir yol izleyeceği iddia ediliyor.

Başbakan Erdoğan’ın, ‘Yargı kararlarına saygı göstereceğiz’ açıklamasına rağmen sınav yapılacak gibi duruyor.

Ancak ortada çok ciddi bir ‘haksızlık’ var.

Şeflik sınavına gireceklerin, daha önce yapılan yabancı dil sınavına girmiş ve ‘geçer not’ almış olmaları gerekiyor.

Ancak şeflik sınavının yapılacağından kimsenin haberi olmadığı için, pek çok doğru düzgün, başarılı hekim bu yıl dil sınavına girmedi.

O yüzden de şeflik sınavına giremeyecekler..

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun en azından böyle bir haksızlığın önüne geçmesi gerek.

Yasaları çiğnemenin cezası bellidir, ama vicdanları çiğnemenin cezası daha ağır olabilir.

Kıbrıs’ı tanımamız AB’nin güvenliği için

AVRUPA Birliği, Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanıması için baskı uyguluyor.

Annan Planı’na hayır demelerine rağmen, Avrupa Birliği ülkeleri Kıbrıs’la ilgili en küçük bir yaptırım uygulamaz ve Kuzey’e yönelik tecridi kaldırmazken, Türkiye’ye AB üyesi olan Kıbrıs’ı tanıması için baskılar başladı.

Bu baskıların en önemli nedeni ‘askeri’.

Çünkü Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımaması, askeri açıdan son derece ‘kompleks’ bir durum yaratıyor.

Türkiye, NATO’nun önemli bir üyesi.

AB açısından da NATO’nun önemi büyük.

Ancak Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımaması, Avrupa Birliği-NATO ilişkileri açısından son derece ciddi bir sorun yaratıyor.

AB, hiçbir NATO toplantısında Kıbrıs’la birlikte taraf olamıyor.

Türkiye, Kıbrıs’ı da kapsayan güvenlik konularında masaya oturmuyor.

Bu da Avrupa’nın güvenliğinde çok önemli bir sıkıntı yaratıyor.

AB, NATO dışı çözümler aramaya, farklı yapılar kurmaya çalışıyor. Ancak bunda da çok başarılı olamıyor.

Bu yüzden de Türkiye’yi Kıbrıs’ı tanımaya zorluyorlar.

Mesele Kıbrıs’ın Türkiye’de büyükelçilik açması, ya da Gümrük Birliği ile ortaya çıkabilecek dar bir ticaret hacmi değil.

Mesele geniş bir güvenlik meselesi.

RJ’lerde geciken iskonto

TÜRK
Hava Yolları bugünlerde uçak alımı için ihaleye çıkacak. Bu konuda önümüzdeki günlerde yazacaklarım olacak.

Ancak geçmiş dönem ihaleleriyle ilgili ilginç bir olayı aktarmak istiyorum. Kaynağım ise anlatacağım görüşmelere katılan üst düzey bir siyasetçi.

THY yaklaşık 10 yıldır kullandığı RJ uçaklarını mayıs ayında hizmetten çekmişti. Uçakların yakıt tanklarında ciddi sorunlar olduğunu da Uğur Cebeci köşesinde aktarmıştı.

İddiaya göre, Türkiye bu uçakların her biri için ayda 160 bin dolar kira ödermiş.

THY uçakları geri vereceğini bildirince, uçakların sahibi İngiliz firma ‘Vermeyin’ demiş ancak THY yönetiminin kararlı olduğu anlaşılınca İngilizler yeni bir teklif vermişler.

Yeni teklifte uçakların kirası 160 bin dolardan 45 bin dolara iniyormuş.

Yani 115 bin dolarlık iskonto.

11 RJ uçağı, ayda 115 bin dolar, çarpı 10 yıl...

Havaya uçan para miktarını siz hesaplayın.

Benim yüreğim dayanmayacak.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Mafya babalarına malzemecilik yapmanın, camiaların ananelerine her şeyden daha aykırı olduğunu idrak edebildiğimiz zaman.
Yazarın Tüm Yazıları