GEÇTİĞİMİZ günlerde bir narkotik uzmanı ile konuştum. Duyduklarım bir yandan sevindirdi, bir yandan da bir ‘‘baba’’ olarak uykularımın kaçmasına neden oldu.
Sevindirdi, çünkü Türkiye'de gençler arasında uyuşturucu kullanımı AB ortalamasının karşılaştırılmayacak kadar altında.
Korkuttu, çünkü yine de büyük bir sorun.
Narkotik uzmanları, ana babaları en fazla ‘‘yeni nesil’’ uyuşturucular hakkında bilinçlendirmek istiyorlar.
Esrar, eroin gibi Türkiye'de genel olarak bilinen ve ‘‘toplum dışı’’ kabul edilen uyuşturuculardan daha tehlikeli olarak görülen uyuşturucu tipi ‘‘sentetik’’ uyuşturucular.
Ucuz ve gençler arasında yaygın olan uyuşturucu türü bu. Tanesi 15-20 milyona satılan bu ‘‘sentetik’’ uyuşturucuların en bilinen adı Ecstasy.
PARTİLERE DİKKAT
Bu sentetik haplar en çok ‘‘party’’ adı verilen ve daha çok techno müzik çalan ortamlarda pazarlanıyor.
Bu partiler, bilinen yerlerin çeşitli kişilerce kiralanmasıyla organize ediliyor.
Bu bazen saygın bir otel, bir ‘‘beach’’ ya da bir gece kulübü veya bir dağ başı bile olabiliyor.
Buralar gençleri sentetik uyuşturuculara alıştırmak için uygun yerler haline getiriliyor.
Ve gençler buralarda ‘‘kafa bulmak’’ için içkiden daha ucuz olan bu uyuşturucuları tercih edebiliyorlar.
İÇKİ KOKMUYORSA TEHLİKE VAR
Eğer partiden eve dönen çocuk içki ve sigara kokmuyorsa tehlike daha büyük olabilir. Dikkatli olmakta fayda var diyor narkotik uzmanları.
Çünkü sentetik uyuşturucuları kullanan gençler, alkollü içki kullanmıyorlar. Sentetik uyuşturucu ile alkol birlikte alınınca öldürücü olabiliyor. Bu nedenle ‘‘hapı’’ alan alkole dokunmuyor. Ve sadece su veya meyve suyu içiyor. Bu gibi partilere giden ve içki içmeyen her genç uyuşturucu kullanıyor demek değil elbet ama böyle bir durum var ise dikkatli olmak lazım diyor uzmanlar.
BİLE BİLE ÖLÜM
Bu uyuşturucular fabrikasyon değil. Zehir tacirleri tarafından küçük atölyelerde üretiliyorlar.
Bu nedenle de içlerindeki doz değişken. Bazısı ‘‘çok kafa yapıyor’’ bazısı ‘‘az’’.
Bu hamuru yoğuranın elinde.
‘‘Çok kafa yapan’’lar bir süre sonra piyasada tutuluyor. Ve herkes o ‘‘markalı’’ hapı aramaya başlıyor.
Ve piyasayı ‘‘o hap’’ ele geçiriyor.
Bu haplara verilen adlar genellikle otomobil markaları.
Bunlardan biri pazar payını artırınca rakipler devreye giriyor. Ve hemen o marka hapın ‘‘sahtesi’’ hazırlanıyor ve içine ‘‘öldürücü’’ maddeler koyuluyor.
Bir müşteri o haptan gidince hapın piyasa hákimiyeti de sona eriyor.
Narkotikçiler ‘‘sentetik’’ uyuşturucuların gittikçe daha yaygın ve tehlikeli olduğunu söyleyerek ana babaları uyarıyorlar.
Daha pahalı ayakkabılar var
30 milyarlık ayakkabı Türkiye'yi karıştırdı.
Ben ise gülüyorum.
Ve diyorum ki: ‘‘O ayakkabı pahalı değil.’’ Çünkü ayakkabı eskiyince üzerindeki taşlar yine para.
Ayakkabıyı at, taşlar sende.
Ama Türkiye'de gerçekten daha pahalı ayakkabı giyenler var.
Bunlardan biri Türkiye'den IMF'yi kovacağını söyleyen ünlü ‘‘yeni yetme siyasetçi’’.Bu delikanlı sonradan arkadaş olduğu ‘‘rafine’’ arkadaşlarından yurtdışında ısmarlama ayakkabı yapan bazı yerleri öğrenmiş.
Arkadaşları oralara gidince bu ayakkabıcılara uğrayıp bu ‘‘özel’’ ayakkabıları yaptırıyormuş.
Bizim ‘‘anti IMF'ci’’ vatansever dostumuz herkesten farklı olacak ya, o ayakkabıları gidip ısmarlamıyormuş. Özel uçağını yollayıp ayakkabıcıyı buraya getirip, ofisinde ölçü aldırıp yaptırıyormuş.
Ayakkabı yaklaşık bin dolar. Ama uçağın geldisi, gittisi derken bir ayakkabı 8-10 bin dolara mal oluyormuş.
Bu siysetçimiz de IMF'ye sövdüğü kürsülere işte ayağında bu ayakkabılarla çıkıyormuş.
Kutlama
Değerli okurlarımın Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum. İnşallah Cumhuriyetimiz'e sahip çıkmanın önemini anladığımız bir bayram olur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bir kurulu adil yapmak için o kurula hákimleri doldurmanın yetmediğini anladığımız zaman.