Milli geliri hükümet değil banka batıranlar düşürdü
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GEÇEN yıl Türkiye'nin ‘‘kişi başına düşen geliri’’ yaklaşık yüzde 20 oranında geriledi. Bunu hepimiz biliyoruz.
Bir ülkede yaşayan 65 milyon kişinin gelirlerinden kişi başı yaklaşık 750 dolar kayıp olması az bir şey değil. Peki bu para nerede? Para kaynayıp buharlaşan bir madde olmadığına göre, bu paranın nerede olduğu da sır değil. Bu para hortumcuların cebinde. Hesap çok basit. Bankaları hortumlayan patronların bu ülkeye maliyeti 17 milyar dolar. 17 milyar doları 65 milyona bölerseniz, bu paranın bu ülkede kişi başı maliyetini bulursunuz. O da yapıyor mu yaklaşık 246 dolar.
İşte hesap. Türkiye'nin geçen yıl kişi başına yaklaşık 750 dolar azalan gelirinin, 246 doları bankasını ‘‘çarpan’’ların cebinde, kendilerine emanet edilen paraları hortumlayanların gizli hesaplarında. Ve bu yüzsüzler şimdi ortalıkta dolaşıyorlar. Cebe indirdikleri milyarlarca doları unuttuğumuzu zannedip kendilerine ‘‘mağdur’’ havası veriyorlar. Onlar devletin içine yeniden milyarlarca dolar koyduğu eski bankalarını yeniden ele geçirip, tekrar boşaltmak için siyasetçilerle odalara kapanıyorlar. Hesabı ise havaalanında bize soruluyor.Biz de onlar adına burada soruyoruz. Ama duyan yok.
Hortumcularla villada buluşan Yılmaz veya Çiller olsaydı ne derdiniz Tayyip Bey?
TAYYİP Erdoğan ‘‘Hesap soracağız’’ dediği ‘‘hortumculara’’ hesap sormaya erken başladı.
Daha seçilmeden Bozüyük'te bir villada kendi bankalarını içini boşaltmak suretiyle batırmış üç ‘‘hesapsız’’ işadamından hesap soruyor.
Daha önce başka partilerden ‘‘kiraladıkları’’ siyasetçilerle iş götürenler, AKP'de ‘‘Kim kimdir’’ henüz belli olmadığı için doğrudan ‘‘tepeden inme’’ iş takibindeler.
Tayyip Erdoğan ne derse desin, dışardan bakınca görüntü budur. Düne kadar 2.5 milyar dolarını buharlaştırdığı Pamukbank'ı için ‘‘hükümetle ilişki kodu’’ arayan M.E. Karamehmet seçim yaklaşınca istikametini ‘‘anketlere göre’’ belirliyor. Olası iktidara şimdiden yakın olmaya çalışıyor. Yanında ‘‘her devrin adamı’’ Halis Toprak ve ANAP zengini Süzer... Tayyip Erdoğan'ın ‘‘banka tulumbaları’’ ile bu görüşmeyi ‘‘iyi niyetle’’ yapmış olduğunu ummaya çalışıyorum. Ama ‘‘devlete yüz milyonlar takmış’’ bir adamın helikopteri ile dolaşmasını da doğrusu ‘‘iyi niyetin ötesinde’’ bir ‘‘acemilik’’ olarak görüyorum.
Açıkçası Erdoğan'ın geçmişte ANAP ve DYP'ye yamanarak ‘‘ekonomik fayda’’ sağlamış ve bu faydayı ‘‘millet aleyhine kullanmış’’ kesimlerle‘‘şimdiden’’ yakın ilişkiye girmesi Erdoğan için olumlu bir puan getirmiyor. Fakat bir yandan da bu görüşme ile AKP Lideri'nin verdiği mesaj açık:
‘‘Değiştik, biz de artık ANAP'ız, DYP'yiz.’’
Erdoğan bu görüşmenin basına yansıyış biçiminden ise rahatsız. Bizi suçluyor. Ve diyor ki: ‘‘Sadece bir grup bu haberi verdi.’’
Tayyip Erdoğan Allah aşkına elini vicdanına koysun ve söylesin, banka hortumcularıyla bir villada buluşan Mesut Yılmaz veya Tansu Çiller olsaydı, kendisi bunu diline dolamaz mıydı?
Bu haberin haberliği tartışılmayacağı gibi, bunu verenin Doğan Grubu olması da çok normal. Çünkü bu grup bankasını hortumlamadı. Milyarlarca dolar batıkla devletin sırtına yüklenmiş bankası da yok bu grubun. Herhalde ‘‘pazarlık masasında’’ karşısına aldığı kişiler ve onların ‘‘dava arkadaşlarının’’ bu görüşmeyi haber yapmasını beklemiyordu. Siz Karamehmet'in ve aynı dertten mustarip Bilgin'in gazetelerinde ‘‘Tayyip Bey ile görüştük. Seçilirse bizi kurtaracak. Galiba yırtıyoruz’’ demesini herhalde beklemiyordunuz.
Tayyip Erdoğan bu haberi yapanlara değil kendisine bu çok ciddi hatayı yaptıranlara kızmalı bence.
Ben bitirdim, Ahmet sürdürüyor
AHMET Altan yine ‘‘haddini aşmış’’... Babasına olan saygımdan dolayı kendisine yanıt vermeyeceğimi söylemiştim. Vermemeye de devam ediyorum. Çünkü ben söyleyeceğimi söyledim. Bu kitap bir başka kitaptaki bir hikáyeye çok benziyor dedim haklı çıktım. Emin Çölaşan'ın yazdıklarının veya Milliyet'in iddialarının sorumlusu ben değilim. Bu arada Ahmet Bey kitabı okumamı tavsiye etmişti. Keşke etmeseymiş. Bir daha yazarsa aklında bulunsun, beyin cerrahları (nöroşirurji uzmanı), nöroloji kliniğinde görev yapmazlar. Beyin cerrahisi ile nöroloji farklı alanlardır. Aynen kardiyologlarla, kalp damar cerrahları arasında fark gibi. Cerrah bir okurum ‘‘Kalp krizi geçirdiğiniz zaman Ahmet Bey'e kanıp sakın kalp damar cerrahına gitmeyin’’ diye uyarıyor. Ahmet Bey'in babası kadar bilgili olmasını elbet beklemiyorum ama en azından kitap yazacaksa, bu basit şeyleri sorup öğrenebilir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Meydanlarda IMF ve Amerika'ya söven Cem Uzan, çocuğunu Amerikan vatandaşı olması için Amerika'da doğurtmadığı zaman.