Oyunuzla geçmişin hesabını sorarken, geleceğinizi karartmamaya gayret edin.
Vermediğiniz oyun, en beğenmediğiniz siyasi görüşe verilmiş oy olacağını da unutmayın.
YSK'yı engelleyen neydi?
SEÇİME 200 milyon dolar harcayan ve kendi televizyonunda ‘‘bedeli ödenmeyecek’’ miktarda reklam yaparak siyasette yükselen Cem Uzan'ın televizyonları nedense kapatılmadı.
Adam arasında propaganda yapmak için maç aldı, üç bölüm dizi aldı.
Bütün dünya, Uzan televizyonlarının Uzan'ın partisi lehine nasıl kullanıldığını gördü, Yüksek Seçim Kurulu görmedi.
Her konuda son derece ‘‘şahin’’ ve haktan yana görünen Yüksek Seçim Kurulu nedense bu konuda ‘‘süt dökmüş kedi’’ gibiydi.
Uydudan yayın yapan ve zaten kimsenin izlemediği üç dört dijital kanalı kapatmak dışında yaygın hiçbir Uzan propaganda aracı YSK tarafından engellenmedi.
Sevgili okurlar, size soruyorum:
Yüksek Seçim Kurulu ‘‘hangi nedenle’’ Uzanlar'a ait televizyonların seçim yasaklarını çiğnemesine izin vermiş olabilir?
Bunları görmemiş olabilir mi?
Olamaz!
Duymamış olabilir mi?
Olamaz!
Bunların yaptıkları seçim yasakları kapsamına girmiyor olabilir mi?
Olamaz!
Peki o zaman sizce YSK'yı ‘‘susturan’’ neydi?
Bir fikriniz varsa bana yazın.
Gönül: Cami değil derslik yaptırdım
AKP'nin Meclis'te çoğunluğu alması halinde başbakan olması muhtemel kişiler arasında adı geçen Vecdi Gönül, üçüncü gündür köşemin konuğu.
Vecdi Bey bürokrat ‘‘arkadaşlarının’’ kendisi hakkındaki ‘‘ithamlarını’’ okuyunca hemen aradı.
Vecdi Gönül ile Sayıştay Başkanı olduğu günlerden kalan muhabbetimize dayanarak ‘‘samimi’’ bir sohbet yaptık.
Gönül, ‘‘Devletin parasıyla yaptığım tek bir cami göstersinler’’ diye başladı söze. ‘‘Devletin parasıyla cami değil ama çok okul yaptırdım’’ diye ekledi.
İzmir Valisi olduğu dönemde bu kentte 5 bin 500 sınıf yaptırdığını da aktardı.
40 yaşına gelmeden Ankara Valisi olduğunu, kendisini bu göreve atayanın da ‘‘Süleyman Demirel’’ olduğunu hatırlatan Vecdi Gönül, CHP döneminde kısa bir süre için de olsa Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirildiğini söyledi.
Gönül, Oğuzhan Asiltürk'ün değil bakan, parlamenter bile olmadığı dönemlerde bürokrasideki yükselişini sürdürdüğünü ve bir üst düzey bürokrat olarak çeşitli dönemlerde değişik siyasetçilerle ve değişik fikirdeki insanlarla çalışmak durumunda olduğunu kaydetti.
Kendisinin görevden alınmasını istediği öne sürülen Recep Ergun'un ise ‘‘dostu’’ olduğunu hatırlatttı.
Ben de ona ‘‘Belki sonradan dost oldunuz, belki de her dost göründüğü gibi dost olmuyor’’ dedim.
‘‘Olabilir ama bürokraside yükseldiğiniz zaman, yükselemeyenlerin kıskançlığına uğradığınız da oluyor’’ diyerek hakkındaki iddiaların ‘‘kıskançlıktan’’ kaynaklanan iddialar olabileceğine de işaret etti.
Meclis Başkanvekilliği dönemindeki tarafsızlığını da hatırlatan Gönül, ‘‘Beni AKP'lilerden değil, DSP'lilerden, ANAP'lılardan sorun’’ dedi.
Ben de ‘‘cevap hakkına saygı’’ olarak Vecdi Bey'in sözlerini aktardım.
Terim hedef, yönetim kayıp
GALATASARAY'da Fatih Terim boy hedefi, yönetimden ses yok.
Gelen giden takıma ve Terim'e vuruyor, başkan dahil bir tek yönetici ortaya çıkıp takımı ve teknik direktörü korumuyor, kabahati üzerine almıyor.
Faturanın Terim'e kesilmesinden herkes memnun gibi.
Oysa Terim hatalıysa bile, transferler yanlışsa bile bunun suçlusu da yönetim.
Ama yönetim izliyor.
Terim saldırılarla boğuşuyor.
Olmuyor arkadaşlar, olmuyor!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bayrağa saygı kadar bayrağa sevgiyi de öğrettiğimiz zaman.