Fransa AB’ye değil işsizliğe hayır demiş

DÜN öğle yemeğinde Fransız reklamcı Jacques Seguela ile beraberdik.

Beyoğlu’nda yürüdük. Hacı Abdullah Efendi’de yemek yedik.

Fransa’nın ‘Hayır’ını konuştuk.

Bir iletişim gurusu olarak Seguela Fransızların büyük bir hata yaptığını düşünüyor.

Ancak en büyük hatayı Cumhurbaşkanı Chirac’ta buluyor, gerekçesi ise basit:

‘Referandumu aşırı uçların tartıştığı eksende tartıştı ve ele aldı. Le Pen’in istediği platformda tartıştı’ diyor.

Seguela’nın ‘Hayır’cılarla ilgili kamuoyu yoklamaları sonuçlarına ilişkin görüşleri de ilginç:

‘Hayır diyenlerin yarısından fazlası oyladıkları Anayasa’yı okumadan verdiklerini belirttiler. Yine hayır diyenlerin yüzde 40’ı, yani en büyük oranı Fransa’daki işsizlik sorunu nedeniyle hayır dediklerini belirttiler. Avrupa ile ilgili düşüncelerinden dolayı hayır diyenlerin oranı sadece yüzde 20. Referanduma katılanların yarısından fazlası 65 yaş ve üzerinde. Yani Fransa’nın ve Avrupa’nın geleceğine o geleceği görme ihtimali düşük olanlar hayır dedi. Gençler oylamaya katılmadılar bile. Çünkü yanlış bir iletişim stratejisi izlendi. Gençler kendilerini ilgilendiren bir konuda gidip fikirlerini belirtme gereği duymadılar. Çünkü bunun gerekliliği onlara hissettirilmedi.’

Seguela’
ya Türkiye karşıtlığının ‘Hayır’da etkili olup olmadığını sordum.

‘Ne yazık ki oldu’ dedi. İstiklal Caddesi’nde önümüzde yürüyen kalabalığı göstererek, ‘Fransızların neredeyse yüzde 90’ı Türkiye’de bütün kadınların peçeli olduğunu düşünüyor. Afganistan ile Türkiye arasında çok da büyük bir fark görmüyor. Oysa şurada önümüzde yürüyenlerin Cahmps Ellysee’de dolaşanlardan zerre farkı yok. Yıllardır Fransa’da Türkiye ile ilgili pozitif bir haber yok. Görüntüler hep kötü. Ve Türkiye bunu değiştirmek için parmağını kıpırdatmadı. Bazı siyasetçiler ve entelektüeller üzerinde çalıştılar ama onlar zaten Türkiye’yi bilen tanıyan ve Türkiye’ye karşı olmayan insanlardı. Ama referandumda sandık başına giden ve herkes gibi bir oyu olan insanlara Türkiye anlatılmadı’ dedi.

‘Fransızların bu kararından sonra Avrupa hayali suya düşür mi?’ diye sordum.

‘Düşmez. Yeni bir süreç başlar. Biraz gecikilir ama yine yol alınır’ dedi ve bir tavsiyede bulundu:

‘Bak ben 10 yıldır her yaz tatilimin 15 gününü Türkiye’de geçiriyorum. Bu ülkeye, bu ülkenin insanları mutlu etme çabasına aşığım. Bunu Avrupa’ya anlatmamız lazım. Bilmedikleri ve çok büyük gördükleri bir şeyden korkuyorlar. Bu korkuyu Türkiye’yi onlara öğreterek aşabiliriz.’

Başbakan Fenerbahçe üyeliğinden çıkarılacak mı?

TBMM Şike Komisyonu çalışmalarını tamamladı.

190 sayfalık rapor önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklanacak.

Raporda tespitlerin yanı sıra bir dizi de öneri yer alıyor.

Raporu hazırlayan komisyon şöyle diyor:

‘Emniyet ve yargı mensupları ile milletvekillerinin kulüp üyesi olmaları yasaklanmalıdır.’

Komisyonun önerisine göre halen üye olanların da üyelikten çıkarılmaları isteniyor.

Komisyonun bu önerisinin kabul edilmesiyle başta Fenerbahçe Kongre üyesi Başbakan Erdoğan olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve daha birçok siyasi ve güvenlikle ilgili üst düzey yetkilinin futbol kulüplerinin üyeliğinden ayrılmaları gerekecek...

Bu öneri bizim Galatasaray’da yıllardır yaptığımız bir tartışmayı hatırlattı.

Bilirsiniz, Galatasaray’a üye olmak zordur. Cumhurbaşkanı da olsanız, Galatasaray’a üye olmak için gereken prosedürlerden geçmek zorundasınız.

Oysa Fenerbahçe ve Beşiktaş yıllarca üyelik dağıttılar. Önemli görevlere gelmiş taraftarlarını hemen üye yaptılar, üyelik kartlarını ofislerinde törenle kendilerine verdiler. Hele hele müteahhit başkanlar döneminde bu sistem başkanlar için de çok yararlı oldu.

Ali Tanrıyar döneminde üye olmuş birkaç siyasetçi dışında Galatasaray’da bu sistem işlemedi.

Bence sembol isimlerin kulüp üyesi olmasında hiçbir sakınca yok. ‘Gizli tarafgirlikten’ daha net bir durum. Ama komisyon ‘Olmasın’ diyor.

Ancak bunu sağlamak da kolay değil. Çünkü spor kulüpleri aslında Dernekler Kanunu’na tabi kuruluşlar. Yani herhangi bir derneğe üye olma hakkını elinde bulunduran birine ‘Hayır buraya olamazsın’ demek zor. En azından yasal düzenleme gerektiriyor.

Ayrıca ‘Üye olanlar çıkarılsın’ demek daha da zor. Birincisi ‘müktesap hak’ diye bir şey var.

İkincisi hangi babayiğit Başbakan Erdoğan’ı Fenerbahçe üyeliğinden çıkaracak merak ediyorum.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kendini riske atarak bize inananların inançlarını sarsacak hareketler yapmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları