Fisunoğlu bilmeden gitmiş

SEDAT Peker'in davetine katıldığı için ‘‘sert’’ eleştirilerime ‘‘mazhar olan’’, emekli Orgeneral ve Kuvvet Komutanı Muhittin Fisunoğlu, Tufan Türenç'i aramış.

Fisunoğlu'nun ‘‘Fatih Bey beni tanısaydı, bu şekilde yazmazdı’’ diyerek, Türenç'e anlattıklarını, Tufan Abi de bana aktardı.

Anlatıldığına göre, Fisunoğlu Paşa, Sedat Peker'in gecesine davetli bile değilmiş.

Paşa, Harbiye Orduevi'nde otururken, eski bakanlardan, eski Trabzonspor Başkanı, işadamı Mehmet Ali Yılmaz'ı telefonla aramış.

Yılmaz, Fisunoğlu'na, ‘‘Paşam hemen karşıda Hilton'da bir arkadaşımın kokteyli var. Birlikte gidelim mi? Gelirseniz çok onore etmiş olursunuz’’ demiş.

Paşa da ‘‘Bir eski bakanın gittiği yere ben niye gitmeyeyim’’ diye düşünmüş olacak ki, ‘‘Olur’’ demiş ve yanına eşini alarak Sedat Peker'in daveti olduğunu bilmeksizin Hilton Exhibition Center'a gitmiş.

Fisunoğlu Paşa gerisini şöyle aktarıyor:

‘‘Kapıdan içeri girince manzarayı anladım. Olmamam gereken bir yerdeydim. Ama ne var ki, bir kere içeri girmiş bulundum. Hemen dönüp çıkamadım.’’

Fisunoğlu
Paşa, adı Susurluk'la birlikte anılan bir general olan Veli Küçük'ü ise hayatında ilk kez orada gördüğünü ve daha öncesinde hiçbir tanışıklıkları olmadığını da söylemiş Tufan Türenç'e.

Veli Küçük'ü tanıyıp tanımadığını bilemem ama ben Muhittin Fisunoğlu'na inanıyorum.

Ama bence bir general girdiği yerin yanlış bir yer olduğunu anladığı anda hemen orayı terk etmeliydi.

Sedat Peker'e ayıp olmasından bize ne.

Bize ayıp oldu.

Peker'i haber yapmak


HÜRRİYET'in Sedat Peker'in ‘‘Erkanı Devlet ve Erkanı San'at’’a katılımıyla gerçekleştirdiği davetin haber olup olmaması çok ‘‘kritik’’ bir konu.

Tam aşağısı sakal, yukarısı bıyık meselesi.

Bu haberler Sedat Peker gibi ‘‘işadamlarının’’ ekmeğine yağ sürüyor.

Çünkü Peker gibiler ‘‘güçlü oldukları imajı’’ ile yaşıyor, iş yapıyorlar.

Böyle bir haber Sedat Peker için birinci sayfadan tam sayfa reklam.

O günkü gazeteleri ‘‘müthiş bir keyif’’le okuduğundan eminim.

Bu haberler ona güç katıyor.

‘‘Benim davetime devlet gelir. İşte ben buyum. Bana biat edeceksiniz’’ diyebilmek için müthiş bir fırsat.

Ama işin bir de diğer yönü var.

Toplumda ‘‘makbul’’ adam saydığımız işadamları, sanatçılar, bürokratlar var.

Biz bunları dediğim gibi ‘‘adam’’ zannediyoruz ama bizim ‘‘adam’’ zannettiklerimiz bir ‘‘yeraltı baronunun’’ davetine koşarak gidiyorlar.

İşte iki ucu pis bir değnek.

Ya bunları teşhir edeceksin ama aradan Sedat Peker kazançlı çıkacak ve bir daha bu gibi davetlere gidecek olanlar iki kez düşünecek.

Ya da bu işi haber yapmayacaksın, Sedat Peker üzülecek ve amacına ulaşamayacak ama ‘‘adam’’ zannettiğimiz kişilerin gerçek yüzünü öğrenememiş olacağız.

Siz olsanız hangisini yapardınız?

Çekinmeyin, bana iletin.

TSYD soruşturma başlattı


SPOR Yazarları Derneği Başkanı Onur Belge aradı.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne internet sitesi öneren gazetecilerle ilgili araştırmayı başlatmış.

Gayri resmi sonuçları bildirdi.

Ona ulaşan isimlerle bana ulaşanlar aynı.

Üstelik de içlerinden biri tanıyıp, sevdiğim bir spor yazarı.

Ben elimdeki bilgileri aktardım.

GSGM Genel Müdürü Kemal Mutlu'nun yanıtını ise yarın vereceğim.

Tony vur dedi


HÜRRİYET'in birinci sayfasında geçen hafta, ‘‘Tony uyardı biz durdurduk’’ başlığı vardı.

Mülteci taşıyan bir gemi takibe alınıp ‘‘zorla’’ durdurulmuştu ve ‘‘kaçaklar’’ ele geçmişti. Ama işin bir de faturası vardı.

Bir ölü ve birkaç yaralı.

Ölen ‘‘insan kaçakçılarından biri’’ olsa belki çok da takmayacaktım ama zaten gariban, zaten kandırılmış, zaten kurtuluşu kaçmakta bulmuşlardan biri ‘‘uyarı ateşi’’ sonucu ölmüştü. Neredeyse bir donanma tarafından kuşatılmış bu balıkçı teknesini kimseyi öldürmeden durdurmanın olanağı yok muydu?

Tony ‘‘Vur’’ deyince, biz ‘‘öldürmek’’ zorunda mıydık?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Gereksiz alınganlığın, sevgiye vurulmuş en büyük darbe olduğunu anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları