Paylaş
Hadep'in Diyarbakır mitinginden ekranlara yansıyanları gördünüz mü? İnşallah görmemişsinizdir!
Çünkü görseydiniz, bu ülkede yaşadığınız için üzüntü duyardınız.
Üstelik de hangi siyasi görüşe mensup olursanız olun.
HADEP yasal bir miting için izin almış. Ancak izin son gün iptal edilmiş.
Önemli değil. Gösteri izinsiz olsa ne olur?
Miting dağıtılıyor bahanesiyle sokakta insanlar kıyasıya dövülüyor.
Odunlarla, demir çubuklarla vatandaş yerlere yıkılıyor.
Kan revan.
Ortaçağdan kalma bir linç görüntüsü.
Akıl almıyor, vicdana sığmıyor.
İnsan bu görüntüleri görünce insanlığından utanıyor.
Diyorum ya, inşallah siz bu görüntüleri görmemişsinizdir.
Ve inşallah bu devletin yurttaşlarını sevgiyle kucaklayacağını söyleyenler bu görüntüleri görmüştür.
Çünkü bir ülkede vatandaşlar böyle bir sevgiyle kucaklanıyorsa, vay o ülkenin haline.
Çalışma çamur at
DSP'nin Şişli belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül, siyasi literatüre girecek kadar büyük bir işi başarmak üzere.
Akıl almaz bir farkla Şişli'de belediye başkanlığını kazanacak gibi duruyor.
Çünkü Sarıgül inanılmaz bir çalışma yürütüyor.
Bu çalışma seçim döneminde yapılan bir çalışma değil. Sarıgül 5 yıldır çalışıyor.
On binlerce ev ziyareti, 2500 düğün ve bunun iki misli sünnet düğünü. Yıllardır seçmenle iç içe.
Çılgın gibi çalışıyor.
Ve Şişli'de seçimi kazanmaması neredeyse imkánsız.
Rakipleri ise tek bir şey yapıyorlar.
İmzasız mektuplarla Sarıgül'e çamur kampanyası başlattılar.
İnanılmaz çirkinlikteki bu mektuplar baştan sona yalanla dolu.
Sarıgül'ü karalamıyor, yazanların ne kadar aşağılık olduğunu gösteriyor o kadar.
Çiller ve sallabaşlar
TANSU Çiller televizyon televizyon geziyor. Televizyon işinden de iyi anlıyor. Nerede var kendisine soru sormayacak ya da soramayacak çapta adam onun karşısında.
Önceki akşam yine bir televizyonda.
Karşısında bir gariban.
Tansu Çiller sallıyor:
‘‘Gençlere lazer kullandıracağım.’’
Haydaaa!
Ne lazeri yahu? Gençler lazeri ne yapacaklar? Tıpta zaten kullanılıyor. Uzay savaşlarında kullanılacağı söyleniyor.
Bizim gençler hangisini kullanacaklar. Bir de diskolardaki lazerler var. Acaba Çiller onu mu kastediyor?
Belli değil.
Karşısındaki televizyoncu da kafasını sallıyor. Tansu Çiller'den sallamalar devam ediyor:
‘‘Türkiye'ye teknoloji transfer edeceğim.’’
Bir daha haydaaa!
Ne teknolojisi. Kaymaksız süt üretme teknolojisi mi, yoksa çiçekleri köklerini incitmeden kopartma teknoljisi mi?
Ne demek teknoloji transfer etmek.
Karşısındaki başını sallamaya devam ediyor. Sallama be başını. Sor ‘‘Hanımefendi ne teknolojisi transfer edeceksiniz?’’ de.
I-ıh.. Adam ısrarla başını sallıyor.
Soru moru yok. Tansu Çiller gaza gelmiş, sallamaya devam ediyor:
‘‘Üç ay daha iktidarda kalsaydım AB'ye girecektik.’’
Karşısındaki başını sallamaya devam ediyor.
Demiyor ki, ‘‘Tansu Hanım seçimden sonra önce Anayol, sonra Refahyol olarak iktidarda kaldınız. Avrupa Birliği süreci zaten 2010'dan önce bizi kabul etmiyordu. Gümrük Birliği aşamasında bunu söyleyen sizdiniz.’’
Karşısında oturan bilmiyor. Tansu Hanım sallıyor.
Ve en sonunda bombayı patlatıyor:
‘‘Harvard'da Fahri doktora vereceğim.’’
Adının başında profesör var ama fahri doktora verilmeyeceğini bilmiyor.
Ama karşısında oturan da başını sallıyor. Çünkü o da bilmiyor. Kör ve sağır birbirini ağırlıyor. Sallabaş demiyor ki, ‘‘Tansu Hanım fahri doktora vereceğim derseniz yanlış anlaşılır. Fahri doktorayı siz vermezsiniz. Size fahri doktor unvanı verirler.’’
Çiller televizyonlarda yalan yanlış esip gürlüyor.
Çünkü orada meydan boş.
Ama zaten Çiller'in gittiği meydanların hepsi boş.
Örgüt aranıyor
BARIŞ Partisi kurucu genel müdürü Ali Haydar Veziroğlu'na sormuşlar:
‘‘Örgütünüz çalışmıyor ne yapacaksınız?’’
Veziroğlu yanıtlamış:
‘‘Kovdum hepsini. Hürriyet İnsan Kaynakları ekine ilan verdim, yenilerini arıyorum.’’
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Baklavanın kenarını misafire ikram etmediğimiz zaman.
Paylaş