Derviş ve ekibi kararını verdi

ECEVİT'in Derviş'e yaptığı baskı ve ‘‘Artık git’’ demesinin ardında yatan gerçekler, hafta sonu siyasi kulislerde konuşulanların Ecevit'in de kulağına gitmesiyle bağlantılı.

Ankara'da artık Derviş'in yolunun kesin olarak belirlendiği konuşuluyor.

Kemal Bey, hafta sonunda kesin kararını verdi.

Adresi Yeni Türkiye.

Üstelik yalnız da değil.

Beraberinde ‘‘yol arkadaşlarını’’ da getiriyor.

Bu isimlerin bazıları siyasetin içinden tanıdık bildik isimler.

Biri Gaziantep'in başarılı Belediye Başkanı Celal Doğan, diğeri İzmit'in başarılı Belediye Başkanı Sefa Sirmen. Her ikisi de CHP'li veya CHP kökenli.

Doğan zaten başından beri Derviş'leydi. Sirmen de birkaç gün önce ikna edilmiş.

Bunların dışında sivil toplumun iki önemli ismi de Derviş'le birlikte Yeni Türkiye'ye katılıyor.

Bunlardan biri eski TÜSİAD Başkanı Bülent Eczacıbaşı. Diğeri ise eski İstanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi.

Bunlar milletvekili veya bakan olmak için değil, harekete güvenlerini göstermek için içinde yer alıyorlar.

Bunların yanı sıra birkaç sürpriz isim de Derviş'le birlikte hazırlık içinde.

Kemal Derviş'le birlikte siyasete girip, Yeni Türkiye'ye katılacaklar arasında ekonomi bürokrasisinden çok önemli isimlerin de yer aldığı söyleniyor.

Zaten Ecevit'i çileden çıkaran da bu.

Derviş'in bürokratlara el atması Ecevit'in Derviş'e ‘‘Yeter artık git’’ demesinin ana nedeni olarak gösteriliyor.

Ecevit, Derviş'in elini zayıflatmayı ve ekonominin başı olarak seçime gitmesini engellemeye çalışıyor.

Derviş ise ‘‘olmayan’’ siyasi deneyimiyle, 40 yıllık siyaset kurtlarını suya götürüyor.

Susuz getirip getiremeyeceğini ise galiba sandıkta göreceğiz.

Baykal ve Cem çekilseydi


DERVİŞ'in karar vermesinde en etkili kişinin Deniz Baykal olduğu iddia ediliyor.

Siyasette bugün taraf olmayan bazı kişilerin Baykal'ın ağzını yokladığı iddiaları var.

Bu iddialara göre CHP liderine, ‘‘Sen de çekil, Cem de çekilsin. İki parti Derviş'in liderliğinde birleşsin’’ önerisi götürülüyor.

Baykal ‘‘gayri resmi’’ bu öneriyi reddetmiyor.

Ama kabul de etmiyor.

‘‘Sayın Derviş gelsin. Ben genel başkanlığı devredemem. Böyle bir yetkim yok. Demokratik de olmaz. Kurultay yapalım, aday olsun. Seçilsin’’ diyor.

Baykal kendisinin aday olmayacağı yolunda bir imada bulunmayınca bu girişim suya düşüyor. Bu şartlarda bir birleşme olmayacağı ortaya çıkınca da Derviş YTP'ye katılmaya ve ittifak veya işbirliği gibi konuları bundan böyle Yeni Türkiye'ye bağlı bir kişi olarak sürdürmeye karar veriyor.

Sanki asacaklar da!


ANLAYAMADIĞIM iki parti var. Biri DYP, diğeri MHP...

MHP ‘‘sözde’’ idamın kalkmasına karşı.

Çünkü Apo da idamdan kurtulacak. İyi de, Apo'nun idam dosyasını iki yıldır bekletenler arasında MHP de yok mu?

İdam kaldırılmamış olsa, MHP Apo'yu astıracak iradeyi gösterecek miydi?

Yooo...

Maksat yalancı pehlivanlık...

DYP, daha doğrusu Tansu Çiller ise daha beter.

Bir yandan Avrupa Birliği'ni ‘‘arzulama şampiyonu’’, diğer taraftan Apo'ya gönüllü cellat.

Sanırsın ki, iktidarda olsa Apo'yu asabilecek siyasi kararlılığa sahip. Her iki parti de aslında Apo denen ‘‘pisliğin’’ Türkiye'nin geleceğinden daha önemli olmadığını bilip idrak edecek kadar akıllı ve vatansever.

Ama yine her iki parti de böyle bir meseleyi siyaset malzemesi yapacak kadar sığ düşünceli.

Her ikisinin de yaptığı, bir grup seçmeni kandırmaya çalışmak, başka bir şey değil.

Merve'nin televizyonu olsaydı


CEM Uzan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi belgeleriyle ortaya çıkan Ürdün vatandaşlığı, Türk vatandaşlığından atılmasını gerektiriyor.

Bununla ilgili kararname hazır. Ancak bir tek Devlet Bahçeli imzalamıyor.

Merve Kavakçı söz konusu olduğunda düşünmeden imzayı basan Bahçeli, şimdi ‘‘düşünüyor’’. Ben de kendi kendime soruyorum, ‘‘Acaba Merve Kavakçı'nın da MHP'nin hizmetine vereceği bir televizyonu olsa, o da kurtarır mıydı?’’ diye..

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Sosyal demokrasinin son 30 yılda elde ettiği en büyük şansı sosyal demokratlar heba etmediği zaman.
Yazarın Tüm Yazıları