Kızsanız da seviyor, Türkiye'nin geleceğinde yer almasını istiyorsunuz anlayacağınız.
İşte bu
Kemal Derviş, dün gazetelerin ekonomi editörleriyle bir sohbet toplantısı yaptı.
Ve o toplantıda Türkiye'de yatırımın önündeki engellere, benim tanımlamamla
‘‘anti yatırım bürokrasisi’’ne de değindi. Bunu yapınca da, benim tepem yine attı. Başından beri
Derviş'e kızma nedenim bu işte.
Türkiye'nin kurtuluşu yatırımda, yatırımcıda. Yerli veya yabancı yatırım gerek, yatıran gerek.
Yapılması gereken, onları yatırdıklarına, yatıracaklarına pişman etmek değil, tam aksine destek olmak.
Herkes biliyor ki, devletin değil, özel sektörün yatırım yapması ile büyüyeceğiz. Ancak öyle kurtulacağız. Bunun böyle olduğunu
Kemal Derviş de biliyor.
Bildiğini gösteriyor ve söylüyor.
Ama gereğini yapmıyor.
Kemal Derviş'in doğruları yapması için buyruğu ille IMF'den mi alması gerekiyor.
Niçin Türkiye'de yatırım yapmayı bir
‘‘komünist ülkedeki kadar’’ güçleştiren engelleri ortadan kaldırmak için uğraşmıyor?
Finans sektörünü düşündüğü ve kayırdığı kadar yatırımcıları düşünmüyor.
Kimbilir belki de bu konuda yapacaklarını, siyasete gireceği günlere saklıyordur.
Savaşan İsrail'e Türkiye'den SSM desteği!
SAVUNMA Sanayii Müsteşarlığı'nda
‘‘fırıldaklar’’ dönmeye devam ediyor.
Ve benim aylar önce Türkiye'nin gündemine getirdiğim
‘‘şaibeli ihale’’nin işi bitirilmek üzere.
İsrail'in IMI firmasına verilen M 60 tanklarının modernizasyon ihalesini burada konu etmiş,
‘‘rezaletin’’ boyutunu aktarmıştım.
Türkiye'nin yüz milyonlarca doları, İsrail'in batık bir savunma firmasını kurtarmak için harcanırken, burada ulusal savunma sanayii bir kenara bırakılıyordu.
Ben rezaleti yazınca,
‘‘fırıldakçıların’’ eli ayağına dolandı.
Israeli Military Industries'in aldığı ihale iptal edildi. Nihai sözleşme imzalanmadı.
Ama iş arada kapanmadı.
Para ve dolayısıyla
‘‘pasta’’ büyük olduğu için iştahlar hálá kabarıktı.
İhale askıya alınırken, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda
‘‘şerefli bürokrat temizliği’’ yapıldı.
Ben onları da gündeme getirdim.
IMI ile yapılması planlanan anlaşmaya
‘‘başından beri’’ karşı çıkan Proje Koordinatörü
Sadık Yamaç hızla görevden alındı ve yerine
Sezai Öztürk getirildi.
‘‘Fırıldakçıbaşılar’’ işi
Sezai Öztürk'e bitirtmek istiyorlardı.
Buraya kadar olan gelişmeleri zaten size ben aktarmıştım.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda yapılan yeni görevlendirmelerden sonra IMI ile anlaşma tekrar pişirilmeye başlandı.
Fiyat biraz düşmüştü ve benim yazılar Türkiye'ye birkaç yüz trilyonluk fayda sağlamıştı ama iş bu haliyle bile rezaletti.
Ve bu haftaya gelindi.
Bu hafta anlaşma tamamdı.
İmzalar atılacak, iş bitecekti.
Fakat olmadı.
Anlaşmayı imzalasın diye projenin başına getirilen
Sezai Öztürk de
‘‘onurlu’’ çıktı.
‘‘Ben bu anlaşmanın bütün sayfalarını paraflamam. Bu rezaleti de imzalamam’’ deyince bu hafta içinde görevden alındı.
Ve
Sezai Öztürk'ün bağlı olduğu Daire Başkanı
Nuran İnci, Öztürk'ün imzalamadığı anlaşmayı önceki gece oturup sayfa sayfa parafladı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, anlaşmanın imzalandığını resmen açıklamadı ama büyük ihtimalle iş bitti. Tabii böyle bir rezaletin hesabını soran biri çıkacaktır.
Türkiye bir yandan
‘‘şehit’’ edilen subayının falini arıyor, bir yandan Ortadoğu'da savaş çıkıyor.
Ve Türkiye tam da bugünlerde, çok şaibeli bir anlaşmayı savaşın taraflarından biriyle
‘‘apar topar’’ imzalıyor.
Ben şahsen Türkiye'ye uzun vadede hem siyasi hem de ekonomik büyük dertler açacak bu anlaşmayı, böylesine büyük bir iradeyle imzalatan gücü ve nedeni doğrusu çok merak ediyorum.
NOT: Başlıktaki SSM, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'dır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Özerkliği, liyakatle bağdaştırabildiğimiz zaman.