ÇİN Başbakanı'nın Türkiye ziyareti Türkiye'de haber olurken pek çok açıdan ele alındı ama Çin'in bu ziyarete atfettiği önemle bizim atfettiğimiz önem arasında hayli açık farklar var.
Türkiye bu ziyarete bir miktar ‘‘lay lay lom’’ yaklaştı. Çinli turistler gelecekmiş, Çinle ticari ilişkilerimiz daha da gelişecekmiş falan filan.
Oysa Çin Başbakanı Zhu'nun Türkiye ziyareti, Uzakdoğu'da farklı bir içerikle yansıtılıyor.
Singapur'da yayınlanan ‘‘The Straits Times’’ gazetesinde yer alan bir yorumda bu ziyaret, Çin’in 11 Eylül sonrası ilk olarak ‘‘dünya siyasetine ağırlık koyma’’ girişiminin bir parçası olarak algılanıyor.
Dünya siyasetinde bir güç olarak sahnede etkin bir rol almak isteyen Çin, müthiş bir dış politika atağında.
Çinli liderler dünyayı turlarken, Başkan Zemin Almanya'ya gidiyor.
Çinli lderlerin İran ve Libya'ya yapacakları ziyaretler de ABD Başkanı'nın bu iki ülkeyi ‘‘şeytan aksı’’nın bir parçası olarak göstermesinin hemen sonrasına rastlıyor.
Çin'in Libya'ya 20 yıl aradan sonra yaptığı ilk resmi ziyaretin bu günlere rastlaması da pek bir ‘‘rastlantı’’ olarak algılanmıyor.
Başbakan Zhu'nun Türkiye'ye gelmesi ise Çin açısından ‘‘teröre destek veren ülkelere’’ yönelik bir girişim olarak gösteriliyor.
Ve bize aksetmeyen ama Başbakan Zhu'nun ‘‘çantasında’’ yer alan önemli bir dosyada Türkiye'nin Doğu Türkistan ve Sincan Uygur Özerk Cumhuriyeti'ndeki ayrılıkçı terörist faaliyetlere destek vermesi veya en azından ‘‘arka çıkması’’ ele alınıyor.
Çin bu dosyayı Türkiye'nin önüne koyup, ‘‘Teröre destek verenlerden mi bahsediyordunuz?’’ diyor.
Şimdi bazıları da, ‘‘Cansız inek'ten kastedilen ne?’’ diye tartışıyor. Tayyip Erdoğan'ın ‘‘cansız inek’’ten kastettiği şey ‘‘Atatürk’’.
Çünkü Hindulara göre ‘‘inek kutsal’’ ve Tayyip Erdoğan'ın meşrebine göre onun yolunu tıkayanlar da ‘‘Atatürk’’ü kutsal sayıyorlar.
Trenin yolunu ‘‘inek’’ tıkıyor.
Tayyip Erdoğan gibilerinin yolunu ise Atatürk ilkeleri.
Atatürk ilkelerini Tayyip ‘‘Atatürk heykelleri’’yle özdeşleştiriyor ve ‘‘cansız inek’’ diye Atatürk heykellerini kastediyor.
Ve itiraf ediyor, ‘‘Yolumuzu o kesiyor’’ diye.
Ne güzel değil mi?
Atatürk'ün ‘‘heykeli’’ bile Tayyip Erdoğan gibilerinin ‘‘geri giden’’ treninin yolunu kesmeye yetiyor. Hem de öyle bir yetiyor ki, ‘‘geri gidiş’’ olmadığını anlayan Tayyip Erdoğan mecburen trene manevra yaptırıyor ‘‘İstesem de, istemesem de ileriye gitmek zorundayım galiba’’ diye dönüyor.
Düşünen Atatürk''ün ‘‘ölüsü’’ bile bunlara yetiyor.
Ya bir de ‘‘dirisi’’ olaydı!
AP'yi ciddiye almak
BİZİM çok kızıp, çok ciddiye aldığımız Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz günlerde toplanıp bir karar aldı:
‘‘AB ülkeleri İsrail'e ambargo ve yaptırım uygulasınlar.’’
Peki AB ülkeleri ne yaptılar?
Parlamentoya dönüp, ‘‘Yapmayın ya, öyle mi yapalım!’’ dediler ve bildiklerini okudular. Yani İsrail'e karşı herhangi bir olumsuz karar almadılar.
Sadece silah ve askeri malzeme satışını daha önce geçici bir süre için durdurmuş olan Almanya bu kararını değiştirmeden uygulamaya devam etti. Gerisi tınmadı bile. Yani anlayacağınız Avrupa Parlamentosu'nun Avrupa ülkelerinin siyasetini belirlemedeki rolünü fazla abartmamak gerekiyor. AB ülkeleri Avrupa Parlamentosu kararlarına sadece işlerine gelince uyuyorlar. Yoksa parlamento Avrupa zurnasının son deliği.
Bir haberi düzeltmek
ERTUĞRUL Özkök internet sitelerini eleştirirken Hürriyet'te ve diğer gazetelerde haberlerin nasıl bir elekten geçtiğini yazıyordu.
Önceki gece de böyle bir süreç yaşandı.
Show Haber Tayyip Erdoğan'ın kasedini yayınlayınca, durumu gören Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Necdet Tatlıcan hemen Özkök'ü aradı. Bir ödül töreninde olan Özkök, haberin araştırılıp girilmesini istedi.
Show Haber haberi ‘‘Erdoğan'dan Taliban'a övgü’’ diye veriyordu ve Tatlıcan da ilk aşamada haberi aynen bu şekilde verdi. Ancak o sırada bandın ne zaman kaydedildiğini de görünce hemen araştırmaya başladı.
Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını yaptığı dönemde daha Taliban iktidara gelmemişti.
Bu Show Haber açısından önemli bir ayrıntı olmayabilirdi ama Hürriyet için önemliydi. Hemen baskı durduruldu ve Hürriyet'e yüz milyonlarca liraya mal olmasına rağmen haber düzeltildi, yeniden kaleme alındı ve okuyucuya öyle ulaştırıldı.
Show Haber'in haberi diye geçiştirilmedi. Show şişirmecesi gibi kullanılmadı.
Yanıt yarın
UMUR Talu'yu bugüne de sığdıramadım. Kendisine ‘‘layık’’ yanıtımı yarın okuyacaksınız.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başarısızlığın bir kader değil, bir hak ediş olduğunu anlayanlar, çevreye kin kusmadığı zaman...