CHP ahlak sınavında

AKP milletvekili Cemal Kaya bir süre bu köşenin konuğu oldu.

Yaptığı işin ‘siyasi etikle’ bağdaşmadığını söyleyerek partiyi harekete geçmeye çağırdım.

Sonunda Kaya istifa etti. İstifa Meclis’te AKP’lilerin de oylarıyla onaylandı.

Olması gereken buydu.

O sıralarda anamuhalefet partisi CHP de Kaya’nın üzerine, haklı bir biçimde gitti.

Ancak şimdi benzer bir durum, hatta daha vahim bir durum CHP için söz konusu.

CHP Şanlıurfa milletvekili ve parti genel saymanı Mahmut Yıldız hakkında Adalet Bakanlığı tarafından bir fezleke hazırlandı.

İddialar vahim. CHP milletvekilinin devleti dolandırdığı, bu amaçla sahte belgeler hazırladığı iddia ediliyor.

Hatta daha ötesi, 10 trilyonluk bir rüşvet iddiası da basına yansıdı.

Bu iddialar vahimden öte.

Şimdi gözümüz CHP’ye çevrili.

CHP’den AKP’ye geçen Cemal Kaya’nın üzerine haklı olarak giden CHP bakalım kendi milletvekili ile ilgili olarak ne yapacak?

Yapılması gereken basit.

Asıl doğru olan aynen Kaya gibi, Mahmut Yıldız’ın da milletvekilliğinden istifa etmesi. Ama en azından dokunulmazlığının kaldırılarak yargı yolunun açılması gerekiyor.

Bakalım Mahmut Yıldız da Kaya gibi ‘doğru’ olan yolu seçme cesaretini gösterecek mi?

Hadi o göstermedi diyelim.

Bakalım CHP ve yolsuzluklar konusunda çok kararlı olduğunu söyleyerek siyasi rakiplerine savaş açan Genel Başkanı Deniz Baykal nasıl bir tavır sergileyecek.

Yıldız hakkında da parti içinde bir soruşturma açacak mı, gereğini yapacak mı?

CHP ahlak sınavından geçecek.

Alacağı notu hep birlikte göreceğiz.

Şanlıurfa Milletvekili ve CHP Genel Saymanı Mahmut Yıldız hakkında dava açan ve dokunulmazlık fezlekesi hazırlanmasına neden olan işadamı Sait Bilmez, Mahmut Yıldız’ın kardeşi Emin Yıldız’ın davadan çekilmesi halinde kendisine 3 trilyon lira vereceklerini söylediğini açıkladı. Bilmez, davadan çekilmeyi kabul etmeyince tehdit edildiğini de iddia etti.

Bu da mı fair play için

YOKLUĞUMDA yine Galatasaray düşmanlığı ve ‘hasedi’ almış yürümüş.

Avrupa Kupası’nın tesadüfi olduğunu söyleyenler olmuş.

Güldüm. Türk takımlarının Avrupa grafiklerine bakıp anlayacak kültürü olmayanlar konuşuyor.

Ama Avrupa’da işlerin Türkiye’deki gibi ‘yürütülemediğini’ unutuyorlar.

Bu arada Galatasaray yönetiminin ne denli ‘aciz’ olduğu dün bir kez daha ortaya çıktı.

Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynanacak Türkiye Kupası finali öncesi yapılan toplantıda ‘kapalı tribün’ olarak bilinen yer Galatasaray Başkanı tarafından Fenerbahçe’ye ‘ikram’ edildi.

Oysa burası organize tezahüratın yapılabileceği tek yer.

Galatasaray’a kalan yer geniş basın tribünü ve localarla bölünmüş ‘verimsiz’ bir alan.

Kapalı tribün en azından yarı yarıya paylaşılabilirdi ama Canaydın yine ‘fair play’ yaptı.

Bu yaklaşıma bizim oralarda ‘fair play’ değil başka bir isim veriyorlar ama söylersem ayıp olacak.

Ancak Galatasaray Başkanı’ndan ‘tavır’ beklemek de doğru değil. Çünkü böyle bir ‘esnekliği’ yok.

Dün Milliyet’in spor ekinde okuduğum kadarıyla Fenerbahçe Başkanı ‘Sizin stadınızda küfür var’ diyor, Galatasaray Başkanı kös dinliyor.

Bu sezon küfürden kapanan stadın hangisi olduğunu, rakip takımların ve teknik adamlarının hangi stadın koridorlarında dövüldüğünü hatırlatamıyor.

Bu yönetim anlayışıyla Galatasaray rakipleriyle mücadele ediyor. Tabii biz de gülüyoruz.

New York caddelerinde Türkiye var

ABD
ile ilişkiler pek parlak değil ama New York’ta kendinizi Türkiye’de gibi hissediyorsunuz.

Çünkü New York’taki turizm ofisimiz çok başarılı bir çalışma yapıyor.

Bizim belediye otobüslerinin New York’taki benzerlerinin üzerini Türkiye reklamları kaplamış.

300’e yakın otobüsün üzerinde ve çeşitli bilbordlarda Türkiye tanıtımları var. Dünya güzelimiz Azra Akın ve Türkiye’nin doğal güzellikleri New Yorkluların gözü önünde.

Televizyonlarda da Türkiye’nin reklam filmleri oynuyor.

Pek çok Amerikalıdan bu filmlerin güzelliği hakkında övgüler duymak da ayrıca keyif verici.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Milyar dolarlık turizm yatırımı yapanlar, mafyayla ortaklık yapmadığı zaman.
Yazarın Tüm Yazıları