Fatih Altaylı: Charter'larda yüzde 90 iptal

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Elimde bir faks var.

Ulaştırma Bakanlığı Dışilişkiler Dairesi Başkanlığı'na çekilmiş bir faks.

Faksı çeken Hapag Lloyd Flug'un, Germania'nın ve Air Berlin'in Türkiye müdürü.

Yani Almanya'dan Türkiye'ye charter seferleriyle turist taşıyan en büyük firmaların Türkiye temsilcisi.

Ulaştırma Bakanlığı'na bilgi vermek için yazılmış bir metin.

Buna göre Hapag Lloyd Flug, Türkiye'ye 1999 turizm sezonu için toplam 960 sefer planlamış.

Bunların 252'sinin, 1 Mart-31 Mayıs tarihleri arasında yapılması planlanmış.

Ne var ki bu seferlerden 229'u iptal edilmiş.

Yani 23 sefer yapılabilmiş. Gerçekleşme oranı yüzde 10'un altında.

Aynı dönem içinde Germania 72 sefer planlamış ve izin almış. Bunlardan da 59'u iptal olmuş.

Yapılabilen sefer sayısı 13. Gerçekleşme oranı yüzde 15 civarında.

Air Berlin ise yine aynı dönemde Türkiye'ye 58 sefer yapmak için müsaade almış. Ve ne yazık ki bu seferlerin 58'i de iptal olmuş.

Gerçekleşme oranı yüzde 0...

İşte rakamlar. İşte vaziyet...

Almanya'dan Türkiye'ye turist getiren üç büyük charter şirketinin mart-mayıs dönemi için planladığı toplam sefer sayısı 382.

Yapılabilen sefer sayısı ise 36...

İptalin oranı yüzde 91.

İptal edilen seferler Almanya'dan Türkiye'ye gelen seferler.

Yani Türkiye'ye en fazla turist yollayan ülkeden gelenler.

Hadi bakalım bunu da rakam salatasına çevirsinler de görelim.

Amerikalı turist yüzde bilmem kaç artmış...

Japon bilmem ne kadar yükselmiş...

Hikáye...

Türkiye'ye bu dönemde gelen Amerikalı sayısı 10 iken 20'ye çıksa yüzde yüz artmış olur.

Gelen Alman sayısı ise 300 bin iken 150 bine düşse azalma yüzde 50 olur. Bunu ‘‘Alman yüzde elli düştü, ama Amerikalı sayısı yüzde yüz arttı’’ diye duyurursanız bir şey anlaşılmaz.

Ama gerçekte Türkiye 149 bin 990 turist kaybetmiş olur.

Bilmem anlatabildim mi?

Akbulut iyidir

MECLİS Başkanlığı'na en fazla yakışacak ismin Akbulut olacağını adaylar açıklandığı gün yazmıştım.

Döndü dolaştı öyle oldu.

Sevindim.

DSP, Meclis Başkanlık seçimini MHP ile yumuşama için bir fırsat olarak görüyordu.

Dün akşama kadar DSP'de böyle bir yolu deneme havası vardı ve bu mesaj MHP'ye gidiyordu.

Bahçeli ise ‘‘Hele bir Meclis Başkanlığı seçiminin sonunu görelim’’ dedi.

Bahçeli'nin bu tavrı, DSP'yi MHP'den uzaklaştırdı.

Fazla naz áşık usandırır misali, DSP her şey olacağına varır dedi ve hükümet olamama pahasına, Meclis Başkanlığı seçiminde MHP'ye destek vermekten vazgeçti.

Son tur öncesi MHP'den gelecek bir olumlu sinyal her şeyi değiştirebilecekken, MHP bu sinyali vermedi.

İnat etti. Ve sonunda Akbulut kazandı. Hükümet konusunda şimdi yeni bir açmaz var.

Bakalım bu açmaz açara nasıl çevrilecek?.. Ancak MHP'nin öğrenmesi gereken bir şey, siyasetin her ne olursa olsun diyalogla yapılabileceği.

Tabii niyet demokrasi içinde yaşamaksa...

CHP'yi müzede mi korusak?

MÜJDE, CHP'de Deniz Baykal yeniden aday.

Gerekçe çok önemli:

‘‘Tabandan ve örgütten gelen baskı.’’

Yahu o tabanın ve o örgütün tamamı baskı olsa ettiği yüzde 8.

O da baraj altı.

Seçmenden gelen yüzde 8'lik mesaj algılanmıyor, tabandan ve örgütten gelen mesaj hemen algılanıyor.

CHP'nin neden baraj altında kaldığı da böylece anlaşılıyor.

Hálá Deniz Baykal'dan başka bir alternatif çıkaramayan, partiye teslim edecek bir ikinci kişiyi bulamayan örgüt ve taban zaten alsa alsa yüzde 8 alır.

Yazık ki yazık...

Bir de diyorlar ki, ‘‘Atatürk'ün partisi’’.

Hadi canım siz de.

Atatürk bize, ‘‘Hepiniz birer Mustafa Kemal'siniz’’ diye vasiyet etmiş. Cumhuriyeti her birimize birer birer emanet etmiş.

Bunlar partiyi emanet edecek bir ikinci isim bulamıyorlar.

Bu mu Atatürk'ün partisi?

Emin olun yakışmıyor.

Lütfen bundan böyle CHP için Atatürk adını kullanmayın.

Atatürk'ün müzelerdeki emanetleri daha iyi korunuyor.

Anıtkabir müzesinde duran otomobilleri, giysileri, kullandığı eşyalar bile CHP'den daha iyi durumda.

Acaba CHP'yi de müzeye mi kaldırsak diye düşünüyor insan.

Atatürk'ün diğer hatıralarının yanına..

Apo davası ertelenebilir

ŞEMDİN Sakık'ın davasında karar açıklandı.

Beklenenin dışında bir şey yok.

Son pişmanlık fayda vermezmiş.

Karar idam.

Tabii daha uzun bir hukuk prosedürü var.

Temyiz var, Meclis'e gelip onaylanması var.

Varoğluvar...

Sakık davasının sonucu, bir diğer davanın sonucunun ne olabileceğine ilişkin ipuçlarını da içeriyor.

Maşaya idam cezası verildiyse, amirine haydi haydi verilir.

Ancak gelen bilgilere göre Abdullah Öcalan'ın davası bu ay sonunda başlayamayacakmış.

Çünkü hazırlıklar tam anlamıyla bitmemiş.

Bu nedenle terör liderinin davasının bir süre ertelenmesi söz konusuymuş.

Bu ertelemede henüz bir hükümet kurulamamış olmasının da etkisi olacağı söyleniyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yanıla yanıla yanlışı bulmadığımız zaman.



Yazarın Tüm Yazıları