AHMET Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı seçilmesini takip eden günlerdi.
Mütevazı tavırlarıyla toplumda beğeni toplamaya başladığı günler.
Ankaralı bir arkadaşım ziyaretime geldi.
Ahmet Necdet Sezer'den söz ediyorduk.
‘‘Sen bakma onun elinde poşetle ucuz alışveriş peşinde koşmasına. 20 milyon benzin parasını cepten vermesine. Geçenlerde Ankara'nın ünlü bir mobilyacısında alışveriş yaparken Ahmet Necdet Bey'in eşine rastladım. 20 küsur bin dolarlık bir yatak odası takımı beğendi ve bu yatak odası takımı Köşk'e yollandı.’’
İnanamadım.
Ahmet Necdet Sezer ve 20 bin dolarlık yatak odası birbirine uymuyordu.
O gün bu yatak odasının faturasının peşine düştüm.
Ve sonunda bu fatura bir şekilde elime geldi.
Fatura şu anda elimde ve aynen şöyle:
‘‘Zümrüt Mobilya Tek. Ak. San ve Dış Tic. LTD. ŞTİ
Uğur Mumcu Caddesi No 18/3 GOP
Tel: 447 18 28 447 18 27
Seğmenler V.D.
Fatura
Seri A
Sıra No: 027923
Tarih: 21.12.2000
Sayın Cumhurbaşkanlığı Çankaya/Ankara’’
Ve faturada yer alan mallar:
‘‘1 adet Fenice karyola
2 adet Fenice komodin
1 adet Fenice şifonyer
1 adet Fenice şifonyer
1 adet Murano gardrop’’
Bütün bu ürünlerin yanlarında ‘‘bol sıfırlı’’ fiyatları.
Ve faturanın altında toplam miktar:
17 milyar 282 milyon TL.
Özel iskonto 8 milyar düşülüyor, kalıyor 11 milyar TL.
Ona KDV ekleniyor, Cumhurbaşkanlığı'nın bu yatak odasına ödemesi gereken para ortaya çıkıyor:
13 milyar 143 milyon 511 bin 836 TL.
O günün dolar kuruyla yaklaşık 20 bin dolar.
Bir yanda İstanbul'a özel işi için gelirken devletin parası harcanmasın diye 20 milyon benzini cebinden koyan Ahmet Necdet Sezer, diğer yanda Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yatacağı yatak için 20 bin dolar, bugünün parasıyla yaklaşık 26 milyar TL ödeten Ahmet Necdet Sezer.
Bunlardan hangisi gerçek Ahmet Necdet Sezer.
Elinde poşetle ucuz market dolaşan mı, 26 milyar liraya yatak alan mı?
Hangisi?
Biri bana anlatsın.
NOT: Söz konusu mobilyacı daha sonra kapandı. Ancak sahibi tanınmış bir kişi ve tespit edebildiğim kadarıyla ABD'de Nevada-Las Vegas'ta bile bir mobilya dükkánı var.
Tan: Torpil yok
MİLLETVEKİLİ Ahmet Tan da İstanbul Erkek Lisesi tartışmamıza katıldı.
Çünkü kız kardeşinin onun torpiliyle İEL'de müdürlük yaptığı iddia ediliyordu. Tan'la dün görüşemedim ama kısa bir bilgi notu yolladı.
Tan, kız kardeşinin söz konusu okulda müdür olmadığını, ‘‘uzun yıllardır’’ müdür muavini olarak görev yaptığı okulda boş bulunan müdür kadrosuna vekálet ettiğini yazıyor.
Kendisinin en küçük bir ‘‘torpilinin’’ söz konusu olmadığını da belirten Tan,‘‘Kaldı ki, Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır bozuk olan düzeni değiştirmiş. Okul müdürlüklerine atamalarda sınav sistemi getirerek bu tür çirkin iddiaların da önüne geçmiştir’’ diyor. Tanıdığım Ahmet Tan'ın bu konuda yalan söylemeyeceğini düşünüyorum.
Bu arada Ahmet Tan'ın kız kardeşi Fatma Tan, yaklaşık 10 yıldır İEL'de müdür muavini.
Yaklaşık 1.5 yıldır da okula müdür tayin edilmediği için müdürlüğe vekalet ediyor.
NOT:Ahmet Tan ve Fatma Tan haberin yayınlandığı gün birer açıklama yolladılar ve ben de hemen yazdım. Ama ne yazık ki bu açıklamalar bir türlü sayfada yer bulup köşeye giremediler.
Bir yanıt
ASLINDA sürdürmek istediğim bir tartışma değil ama Sayın Mehmet Cansun'un Ayşe Arman'la yaptığı röportajla ilgili bir küçük notum var.
Eski başkanım Mehmet Cansun,Arman ile yaptığım röportajı benim ‘‘tezgáhladığımı’’ ve gününü benim ‘‘ayarladığımı’’ düşünüyor anlaşılan.
Hiç ilgisi yok.
Ayşe Arman röportajı istedi. Yayınlanacağı günü de o ve editörü belirlediler. Arman bunu belirtse iyi olurdu ama ‘‘her nedense’’ belirtmemiş.
Gerisini ise artık tartışmak istemiyorum. Ben kendim için veya Cansun için değil, Galatasaray için doğru olanı yapmaya çalıştım hep.
Şimdi de öyle yapıyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Devleti yönetecek adamları seçerken, pazardan domates alır gibi davranmadığımız zaman.