Paylaş
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sade vatandaşlığa dönüş yapacağı 16 Mayıs günü siyasete de döneceğinin sinyallerini verdi.
Dün Köşk'teki bir tören sonrası ‘‘yakın dostu’’ İsmet Sezgin'i yanına çağırıp elini tutarak salondan çıkması, 7 yıl önceki DYP Kongresi'nde unuttuğu eski dostlarını yeniden hatırlamaya başladığını da gösterdi.
Köşk'e çıkarken, ‘‘Her çıkışın bir inişi’’ olacağını hesaplamayan, en azından o inişin bu kadar yakın olacağını bilemeyen Demirel şimdi ‘‘yeniden dönüş’’ için eski elleri tutuyor.
17 Mayıs'ta Demirel yeniden siyasette.
77 yaşında. Yeniden başlıyor.
Heyecana bakın.
Kadro süper.
Sağında İsmet Sezgin.
Oleeeey!
Solunda Nahit Menteşe.
Oleeeey!
Arkada Necmettin Cevheri.
Oleeeey!
Hemen yanıbaşında Mehmet Gölhan.
Oleeeey!
Yedek kulübesinde Hüsamettin Cindoruk.
Oleeeey!
Ve bu muhteşem ekibin sponsorları, Ali Şener, Kamuran Çörtük ve dahi Cavit Çağlar.
Oleeeey!
Sahaya iniyorlar.
16 Mayıs'ta sezonu açıyorlar.
Bu takım şampiyonluğa oynayacakmış.
Bu takım şampiyon olursa, bilin ki, Türkiye küme düşmüştür.
Hizbullah'la ilişkisi var mıydı?
DGM Savcısı Oktar Çakır şüpheli bir kaza geçirdi.
Savcı Bey'in yanında Giraylar Marketler Zinciri'nin sahibi Melih Giray.
Savcı yaralı kurtulmuş ama yanındaki marketçi onun kadar şanslı değil.
Kazanın ilginç yanı, Savcı Bey'in eskiden Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü, Giray'ın ise Ceza ve Tevkifevleri'ne mal satan bir işadamı olması.
İlk bakışta basit bir ‘‘çıkar sağlama’’ olayı.
Alan satan bir arada.
Biri devlet memuru olunca ortada bir de suç şüphesi oluşuyor.
Ancak bundan birkaç hafta önce Teke Tek'e konuşan bir Hizbullah itirafçısının bize anlattıkları, bu ilişkiye yeni bir şüphe daha katıyor.
Mart ayının başında yaptığımız bu röportajda Hizbullah'a sızdırılmış olan bu itirafçı, İstanbul'a gelen Hizbullah militanlarının Giraylar Marketler Zinciri'nin sahibi ile ilişkiye girdiklerini, bu kişinin militanları Sultançiftliği'ndeki markette barındırdığını söylemişti.
Adı geçen marketlerin sahibinin, bir DGM Savcısı ile aynı araçta olması bana ilginç geldi.
Bu bilginin doğruluğunu benim teyit etmem mümkün değil.
Ancak soruşturmayı yürütenlerin bu bilgiye sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum.
İmajın değişse kaç yazar!
KOMBASSAN reklamı Halter'i karıştırdı ve kargaşa sürüyor.
Şeriatçı basın Kombassan'ı savunuyor.
Halter Federasyonu'na göre Halil Mutlu pişman, şeriatçı basına göre ise Halil Mutlu Kombassan'ı savunuyor ve olimpiyatlarda da aynı formayı giyeceğini söylüyor.
Hangisi doğru bilemem.
Mutlu ile konuşmadım.
Ancak haltercilerimizin Kombassan tarafından kullanıldığı bir gerçek.
Sporcular kendileri ile yapılan röportajlarda bile sürekli Kombassan'dan söz ederek reklam yapıyorlar.
Öyle ki, şampiyonluk sonrası Halil Mutlu ile röportaj yapan TRT, bu röportajın ancak 30 saniyelik bir bölümünü yayınlayabildi.
Çünkü Halil Mutlu burada da sürekli Kombassan'dan söz ediyordu.
Dünyanın her yerinde spora ve sporcuya sponsorluk var. Ama bu kadar alçakça yapılanı yok.
İmaj değiştirme çalışmaları yapan Kombassan'ın imajdan önce kafayı değiştirmesinde fayda var.
Dünkü gazetelerde, makyajlanmış bir eşeğin fotoğrafı vardı ve altında ‘‘Eşek güzeli’’ yazıyordu.
Haşim Bayram bilmeli ki, imaj hiçbir şeydir, boya akar, mal görünür.
Kongre öncesi cennet satışı
FAZİLET kongresi öncesi Oğuzhan Asiltürk'ün sözleri, FP'nin kapatma davasında iddia makamına delil vermek üzere söyleniyor gibi.
Asiltürk, Gül'e karşı örgütlemeye çalıştığı il başkanlarına cennet anahtarı vaat ediyor.
Gül'ü destekleyenlerin bugüne kadar ettikleri ibadetlerin boşa çıkacağını, ahiretlerinin yanacağını belirtiyor.
Tam engizisyon dönemin sahtekár papazları gibi.
Cennet satıyor.
Adnancılarla düşe kalka o da Adnan Oktar gibi kendini Mehdi sanır olmuş herhalde.
Kim bilir belki de partiyi kapattırmak istiyor.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yazara telefon açmadan önce, yazıyı okuduğumuz zaman.
Paylaş