Paylaş
Herkesin MHP-DSP koalisyonundan ümit kestiği bir günde, DSP ve MHP'nin bir araya gelebileceğini yazdım dün.
Pek çok kişi bu yazıma güldü.
İki parti arasındaki gerginlik had safhadaydı.
Bahçeli Ecevit'le görüşmeye bile yanaşmıyordu.
Köprüler atılmış gibiydi..
Bense yine de umutluydum.
Dün bu umudum pekişti.
Önce Bahçeli bir adım attı.
Onu Ecevit'in adımı izledi.
Her ikisi de içerik olarak küçük ama siyaseten büyük adımlardı.
İyi niyet köprüsünün ilk taşları olarak önemliydiler.
Her iki lider de üzerlerine düşeni yapacakları izlenimini uyandırıyorlar.
Aklı selim kazanıyor.
Bu arada Ecevit'in ve Bahçeli'nin sertleşmeleriyle umutlanan iki tane lidercik var.
Biri Kutan, diğeri Çiller.
Her ikisi de ortaya atılarak, ‘‘Biz varız, biz varız’’ diyorlar.
Aslında bu bir tıynet meselesi.
Ecevit ve Bahçeli kendi açılarından ne denli ilkeli davranıyorlarsa, Kutan ve Çiller de aynı oranda ilkesizler.
Bahçeli-Ecevit gerginliğini yükseltmeye çalışan bu ikili, Devlet Bahçeli'nin hemen seçimlerin ardından söylediği, ‘‘Fazilet ve DYP biraz dinlensinler’’ sözünü hatırlamak dahi istemiyorlar. Devlet Bahçeli gibi onurlu davranıp, ‘‘Sayın Bahçeli bize dinlenme tavsiye etmişti. Kusura bakmasın. Bize gelirse biz dinleniyor olacağız’’ demek yerine, ‘‘Biz buradayız, biz buradayız’’ diye zıplıyorlar.
Zannederim ki, MHP bu ilkesizlikle bir araya gelmektense, DSP ile ortak olmayı tercih edecektir.
Tabii aynı şey DSP için de geçerli..
Lütfen bir iki adım daha. Millet için.
Ya erken ya da geç seçim
Seçim gecesi sonuçlar belli olmaya başladığında çeşitli yorumcular, ‘‘Halk DSP-ANAP-DYP istediğini gösteriyor’’ derken, ben Show TV'de halkın DSP-MHP-ANAP istediğini söyledim.
Hürriyet'te yayınlanan anket sonuçları haklılığımı ortaya koyuyor.
O günün DSP-ANAP-DYP'cileri de şimdi benim düşünceme geldiler.
Aklın yolu bir.
Buna mukabil bir de Milliyetçi Cepheciler var.
Seçim gecesi Nazlı Ilıcak bu cepheyi temsilen konuşarak, MHP-Fazilet-DYP ortaklığı mesajı aldığını söylüyordu.
Aklın böyle bir mesaj alması pek mümkün değil ama hırs aklın önünde oldu mu, mesaj da ona göre oluyor.
Şimdilerde bunu zorlamak isteyenler var.
Fazilet yanlısı gazeteler ve yazarları böyle bir modeli dayatma senaryoları yazıyorlar.
İşi azıtıp Cumhurbaşkanı seçimini bile halletmiş vaziyetteler.
İşin ilginci böyle bir cepheye Milliyetçi adını nasıl takabildikleri.
Çünkü cephede MHP dışında milliyetçi yok.
DYP'nin genel başkanını anlatmaya gerek yok.
Ya Fazilet!
Ümmetçi cephe, nasıl olur da milliyetçi olur?
Üstelik de biri vatandaşlıktan bile atılmış iki Amerikalı milletvekili ile hangi ülkenin milliyetçiliği?
Böyle bir cephenin kurulması bana pek olası gelmiyor.
Hele hele milliyetçi başlığıyla.
Kurulursa mı?
Siyasette olmaz, olmaz.
Fakat MHP-FP-DYP koalisyonu olursa, bundan sonraki seçimler ya çok erken olur ya da çooook geç!
Alternatifiniz batsın
Turizm'de doğruyu görmeye başlayanların sayısında artış var.
İlk günlerde turizmdeki sorunu küçümseyen Hıncal Uluç bile artık işin vahametini yazmaya başladı.
Ne yazık ki, bir Uluç, bir ben, bir de Necati Doğru. Meselenin önemini başka kavrayan yok.
Turizm bu ülkedeki en önemli sektör.
Türkiye yıl boyunca binlerce çeşit mal üretiyor, pazarlıyor, ulaştırıyor, satıyor, 30 milyar dolara yakın kazanıyor, turizm ise tek başına 10 milyar dolar getiriyor.
Bu büyüklükte başka bir sektörümüz yok.
Üstelik de sadece otelciyi, tur operatörünü, taşımacıyı, halıcıyı, hanutçuyu değil, otele domates satan çiftçiden, otele havlu üreten tekstilciye, otobüs üreticisinden yan sanayiine kadar yüzlerce sektörü ilgilendiren bir sektör.
Turizm bakanları ise konuya eksantrik yaklaşımlar sergiliyorlar.
Son birkaç yıldır iki laf var:
İnanç Turizmi ve Alternatif turizm.
Kazık kadar bakanlar gidip rafting yapıyorlar, dağ tepe yürüyorlar.
Temiz hava iyidir, zihinleri açılır da, tutun ki, bu alternatif turizm tuttu ve bütün dünya bu iş için Türkiye'ye gelmeye kalktı.
Kardeşim Türkiye buna hazır mı?
Rafting yapılacak Çoruh'a yakın kaç yatak var? Bunların kaçı turistik olacak.
Bunların tamamını doldursan, alternatif olmayan turizmden kaybettiğini geri getirir mi?
Bunu hesap eden yok.
Turizm bakanları eğleniyor.
Turizm batıyor.
Olsun, alternatif turizm var.
Daha düşünce safhasında ama fark etmez.
Düşünmek yapmanın yarısı değil mi?
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Başarılı insanlardan korkacağımıza, saygı duyduğumuz zaman.
Paylaş