Ecevit'e
‘‘bir şey’’ olması halinde Türkiye'de
‘‘kaos ortamı’’ oluşabilir diyen bir rapor.
Yunanlı komşularımız, Türkiye'nin geleceği konusunda bizden daha duyarlı davranmışlar. Çünkü Türkiye bu yönde bir
‘‘tespit’’ yapma gereğini bile duymuyor.
Yazgısını
Ecevit'in yazgısına bağlamış, geleceğini Azrail'e emanet etmiş bir durumda.
Ecevit ve eşi ise
‘‘koltuktan musallaya’’ felsefesi içinde.
Kendilerinden sonra ne olacağı umurlarında değil.
Ama Türkiye'nin bunu umarsaması gerekiyor.
Ve bir an önce önlem alması.
Ecevit'in sağlığını
‘‘ilk olarak’’ tartışmaya açan gazeteci olduğum için
‘‘ağır’’ eleştirilere maruz kaldım.
‘‘Terbiyesiz’’ oldum,
‘‘densiz’’ oldum,
‘‘saygısız’’ oldum.
Başyazarımız
Oktay Ekşi bile bu konudaki yazılarımı
‘‘onaylamadığını’’ söyledi.
Aradan zaman geçti.
Ecevit'in sağlığı artık milli takım kadar konuştuğumuz bir konu.
Sadece biz değil, dünya konuşuyor.
‘‘Ecevit'ten sonra ne olacak?’’
Seçime kadar
Ecevit'in ölmeyeceğinin garantisi ne?
‘‘Zamanında’’ yapılacak bir seçime kadar
Bülent Bey, en azından
‘‘hukuken’’, ‘‘bir şekilde’’ yaşatılacak mı?
Böyle bir şey olamayacağına, en azından olmaması gerektiğine göre, neden şimdiden
‘‘pozisyonlar’’ alınmıyor.
Türkiye'nin umudu olan ve umut olmaya
‘‘yakışan’’ Derviş'i niye bekletiyoruz?
Halkın gözünde DSP Genel Başkanı olmaya en layık isim olan
İsmail Cem'in genel başkan adaylığını açıklamak
‘‘Azrail’’e mi kalacak?
Seçime gitmek için ille
Ecevit sonrası
‘‘kaosunu’’ yaşamalı mıyız?
Neden karşıdan bize doğru gelen trenin üzerine tam gaz gitmeyi tercih ediyoruz.
Şebinkarahisarlıların damadı olmak,
Ecevit'i ve ülkeyi kurtarmaya yetecek mi?
Biz
‘‘deli’’ miyiz?
Azrail'in keyfine emanet ettiğimiz bu ülkeye yazık değil mi?
Yine Uzanlar yine Bakan'a şantaj
UZAN Ailesi'ne ait medya kuruluşlarından Star Gazetesi yine bir bakanı
‘‘hedef tahtasına’’ koydu.
Daha önce kendilerine
‘‘baraj ihalesi’’ almalarını engelleyen ve Çukurova Elektrik ve Kepez Elektrik'e
‘‘müfettiş’’ yollayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Zeki Çakan'ı ellerindeki gazete yoluyla
‘‘yıpratma’’ya çalışan
Uzan Ailesi, şimdi de Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk'ü hedef aldı.
Türk'ün
‘‘hedefe’’ koyulmasının nedeni ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen bir
‘‘soru önergesini’’ yanıtlamış olması.
Benim
Uzan Ailesi'nin
‘‘ilginç işlerini’’ konu alan yazılarım üzerine, yaklaşık 7-8 ay önce İstanbul Milletvekili
İsmail Aydınlı Meclis'e bu konuda pek çok yazılı soru önergesi vermişti.
Bunlardan Adalet Bakanı'nın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesi
‘‘Uzanlar ve şirketleri hakkında açılmış davaları ve bu davaların akıbetini’’ soruyordu. Bu soru önergelerini veren İstanbul Milletvekili
İsmail Aydınlı, bir süre önce zamansız bir şekilde
‘‘öldü’’.
Adalet Bakanı
Türk, rahmetli
İsmail Aydınlı'nın verdiği soru önergelerini geçen hafta yanıtladı.
Bakan
Türk, Anayasa'nın verdiği emir doğrultusunda
‘‘işini’’ yapmış ve Türkiye'deki mahkemelerden
Uzanlar'la ilgili davaların dökümünü istemişti.
Bu dökümün
‘‘ele geçen’’ bölümü Meclis'te açıklandı.
Hayli kabarık bu dosyanın açıklanması
Uzanlar'ın hoşuna gitmedi.
Ve hemen Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk'ü
‘‘hedef tahtasına’’, yani gazetelerinin manşetine koydular.
Türk'ün bir yolsuzluğu, bir rezilliği olmadığı için de, görevden dolayı yaptığı işleri, sanki birer hataymış gibi kamuoyuna duyurmaya, Bakan'ı yıpratmaya başladılar.
O gün bugündür Bakan
Türk, neredeyse her gün Star'ın sürmanşetinde.
Uzanlar'ın bugüne kadar işlerini nasıl yürüttüklerinin canlı bir simgesi olarak, Star'ın hedef tahtasında.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şantaja boyun eğenin, şantajcı kadar alçak olduğunu unutmadığımız zaman.