Fatih Altaylı: Batan bankadan murakıp da sorumlu olmalı

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

BİZİM Ekonomi Müdürü Vahap Munyar ile bankalar yeminli murakıpları arasında bir tartışmadır gidiyor birkaç gündür.

Ben bu bankalar yeminli murakıpları olayına farklı bir yönden girmek istiyorum.

Biliyorsunuz, Türkiye'de her yıl birkaç banka batıyor.

Son batan 5 bankanın Türkiye'ye maliyeti 8 milyar dolar.

İyi de bu bankalar 1 günde batmıyor ki!

Bu bankalar önce 64. madde kapsamına alınıyor.

Yani ‘‘riskli’’ görülüyor ve bu bankaların yönetim kurullarına 2 bankalar yeminli murakıbı atanıyor.

Yani bu bankalar, yönetimlerinde devletin atadığı ‘‘yeminli murakıplar’’ varken soyuluyor ve batırılıyor.

Sonra bu bankalara el koyuluyor ve yöneticileri hakkında dava açılıyor.

Ama banka batarken devlet adına yönetiminde olan murakıplar bunun dışında kalıyor.

Bu olacak şey değil.

Bankaya sahip çıksın diye yönetime sokulan devletin adamları, banka batınca hiçbir sorumluluk taşımıyorlar.

Olacak iş değil.

Bana sorarsanız, batan bankaların yönetiminde görev alan murakıpların görevi suiistimal veya en azından görevi ihmalden, TCK 230 veya 240'a göre yargılanmaları gerekir.

Yargı önünde aklanırlarsa amenna.

Maaş vermeyin hediye verin

ERDAL Acar'ın zamparalıklarından bahsederken, işin bir de diğer tarafı var. Onunla ve onun gibilerle beraber olan kadınlar.

Bu kadınlar da Erdal Acar ve benzerlerinden yüzlerce milyarlık ‘‘hediyeler’’ alıyorlar.

Tabii aslında bunun adı hediye değil ya, biz terbiyemizi bozmayalım.

Sonuçta bu kadınlar, Erdal Acar'la olan ilişkileri sonucunda adı hediye de olsa ciddi bir kazanç elde etmiş oluyorlar.

Peki acaba o kadınlar, bu ‘‘hediyelerin’’ vergisini ödüyorlar mı?

En azından ‘‘İntikal Vergisi’’ veriyorlar mı?

Öyle ya, babanız mal bağışlasa vergisi alınıyor.

Hizmet karşılığı elde edilen kazançtan, adı hediye de olsa vergi alınmaz mı?

Yok eğer alınmıyorsa, biz de bundan böyle Hürriyet'ten maaş değil hediye alalım.

Zamparalık devlet kesesinden mi?

TELEVİZYONU açıyorum karşımda o. Gazeteyi açıyorum karşımda o.

Her yerde o.

Adı Erdal Acar.

Memleketin medarı iftiharlarından biri.

Satın almacı.

Seks satın alıyor.

Piyasada ne kadar, ‘‘varlıklı erkek düşkünü’’ kadın varsa, hepsiyle en az bir kere beraber olmaya yeminli görünüyor.

Mankeni, şarkıcısı, sinema oyuncusu, sosyete güzeli kim varsa.

Her gün bir gazetede veya televizyonda Erdal Acar isimli bu beyefendinin kiminle yatmakta olduğunu okuyoruz.

Bir kadınla evliymiş galiba.

Bir başkasından çocukları var.

Onunla da evlenme sözü vermiş.

Bu arada bir sürü de başka kadınla beraber.

Nasıl oluyorsa, kadınlar da durumdan memnun.

Hepsini idare ediyor.

Oldukça da cömert bir delikanlı galiba.

Evlenme sözü verdiği kadınlara beheri 100 milyar değerinde otomobil almış.

Bir başka mankene yalı ve lüks otomobil almış.

Delikanlı ha babam alıyor.

Ona ev, buna otomobil.

Edenini bulsa uçak da alacak besbelli.

İyi de, bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Hakikaten merak ediyorum.

Bu Erdal Acar ne iş yapar?

İn midir, cin midir?

Geliri nedir?

Geçen yıl kaç para kazanmış ki, kadınlara bu kadar para harcayabiliyor.

Sadece yatak masrafı bu kadar olan bir adamın trilyonlar kazanmış olması gerekmez mi?

Peki trilyonlar kazanan bu adam vergi vermiş mi?

Kadınlara milyon dolarlık hediyeler alan bu zampara, devlete kaç para vermiş?

Açıkçası ben çok merak ediyorum.

Umarım Sevgili Akif Hamzaçebi de merak ediyordur.

Şu Erdal Acar denen çapkın çocuğun vergi durumunu bir açıklarlarsa iyi olur.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hesabı herkesten sorabildiğimiz zaman.

Yazarın Tüm Yazıları