Ameliyatı cerrah olan oğlunun yapması için ısrar etmiş.
Çok daha uzman doktorlar olduğu halde, bu ısrarın nedenini soranlara ise ‘Onun bu ameliyatı çok iyi yapmasını sağlayacak formülü biliyorum’ diyormuş.
Ameliyat günü gelmiş ve ameliyathaneye giderken oğlunu yanına çağırmış ve şöyle demiş:
- Oğlum, zor bir ameliyat biliyorum. Bana bir şey olursa sakın üzülme. Zaten gelmeden annenle de konuştuk. Eğer bana bir şey olursa, eşyalarını alıp sizin yanınıza yerleşmesine karar verdik. Seninle ve geliniyle daha mutlu olur.
O nedenle rahat ol.
Ağır bir sahtekárlık
ÖSS’de sahtekárlık yaparken yakalanan ‘öğretmen’ çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakılmış.
Büyük olasılıkla, çok küçük bir ceza ile kurtulacak, hapse bile girmeyecek.
Çünkü ‘kız kılığına’ girerek başkasının yerine sınava girmesi ‘pek de önemli’ sayılmayacak basit bir sahtekárlık muamelesi görecek.
Oysa iş hiç de öyle değil.
Bu ‘sahtekár’ aslında on binlerce kişinin hayatını ‘etkilemeye’ çalışırken yakalandı.
Öyle ya, bu kişi yakalanmayıp başarılı olsa, sınav sonuçları baştan sona değişecek, herkesin yeri kayacak ve binlerce genç mağdur olacaktı.
Bir sahtekárlık, binlerce kişinin hayatını değiştirecekti.
Bu kadar geniş kitleleri etkileyecek bir sahtekárlığın ‘basit’ bir sahtecilik olayı gibi yargılanması ve buna dayanılarak da ‘elini kolunu sallayarak’ adaletten kurtulması, doğrusu kanıma dokundu.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Babalar Günü de Anneler Günü kadar ihtişamlı kutlandığında. (Bu köşeyi özel amaçlara alet ettiğim için özür dilerim.)