Anlamayanlar olmayanı tartışıyor

TÜRK basını Yaşar Nuri Öztürk'e büyük haksızlık yapıyor.

Yaşar Hoca bas bas bağırıyor, ‘‘Ben ezan Türkçe okunsun demiyorum’’ diye, dinleyen yok.

Benim gazetem dahil manşetten ‘‘Türkçe ezan tartışması’’ diye veriyor. Oysa kitapta Yaşar Nuri Öztürk'ün bakışı çok net.

35. sayfada aynen şöyle diyor:

‘‘Arapçacılık pazarının bir oyunu da, namazla niyazla ilgisiz takımın ‘Türkçe ezan isterük' saçmalığını ha bire öne çıkarıp bu saçma istekle anadilde ibadeti birbirine katmak olmuştur.’’

Yani Yaşar Nuri Öztürk diyor ki: ‘‘Türkçe ezan istemek saçmalıktır.’’ Saçmalıktır veya değildir. Bu başka bir tartışmadır ama bir adamı ‘‘söylemediği’’, ‘‘ima dahi etmediği’’ hatta ‘‘karşı çıktığı’’ bir şeyin taraftarı gibi gösterip ‘‘yargılamak’’ büyük haksızlıktır.

Yaşar Nuri Öztürk çok net bir şekilde ‘‘Türkçe ezan olmaz. Bu evrensel bir çağrıdır. Kelime anlamının anlaşılmasına gerek yoktur. Ezanı duyan anlamını bilmese de bunun namaza çağrı olduğunu bilir’’ demeye çalışıyor, Türk basını hálá ‘‘Türkçe ezan tartışması’’ diyor. Eğer gazetelerin dediği gibi bir ‘‘Türkçe ezan tartışması’’ var ise de, bu tartışmanın sahibi Yaşar Nuri Öztürk değil. Ama zaten mesele Yaşar Nuri Öztürk’ün ne dediği değil ki!

Mesele seçime doğru giderken CHP'yi zedelemek. CHP'nin inançlı kesimle ‘‘barışma çabasını’’ baltalamak. CHP Yaşar Nuri Öztürk'ü saflarına katarak ‘‘Bizim dinle bir sorunumuz yok’’ mesajı vermeye çalışıyor. Bundan rahatsız olan kitleler ise Öztürk'e saldırarak, ‘‘Sizin adamınızın dinle sorunu var’’ havası yaymaya çalışıyorlar. Buna bir de geleneksel Türk hastalığı olan ‘‘yükselene vurun’’ mantalitesi eklenip, Yaşar Nuri Öztürk'e halkın duyduğu sevgiden rahatsız olanların ‘‘garezi’’ de eklenince ortaya bu ‘‘olmayan’’ tartışma çıkıyor. Bu müthiş tartışmanın sona ermesini umutla bekliyorum.

Çünkü ezan Arapça okunursa kişi başı milli gelir 16 bin dolara çıkacak. Türkçe okunursa ise adalet sistemimizdeki çarpıklıkların yanı sıra, milli eğitimdeki sorunlar da sona erecek. Yaşar Nuri Öztürk böyle bir şey dememişse ne gam. O onun sorunu.

Fatih'in yiğitleri cennette


GALATASARAY'dan sınıf arkadaşım Mustafa Özbek yolladı fıkrayı.

Fazla ciddi gündem içinde paylaşmak istedim:

‘‘Bir gün cennetin kapıları şiddetle vurulmuş.

- Güm, güm, güm...

İçerden seslenmişler:

- Kim o

Dışardan gökgürültüsü gibi bir ses:

- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz...

İçerden hoş geldiniz diyerek kapıları ardına kadar açmışlar ve yiğitleri içeri buyur etmişler.

Her şey çok güzel gidiyormuş.

Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar.

40 yıl sonra bir gün yine kapılar şiddetle çalınmış.

- Güm, güm, güm...

İçerden sormuşlar:

- Kim o?

Dışardan yine gökgürültüsü gibi bir ses:

- Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz.

İçerden hemen cevaplamışlar.

- Hadi len, onlar 40 yıl önce geldi.

Dışardan yine ses gelmiş:

- Biz mehter takımıyız abi. Anca gelebildik...’’

Bizi turizm kurtarır medya farkında değil


CHP'den sonra ANAP, DYP, Yeni Türkiye partileri de seçim bildirgelerini ilettiler. Turizmle ilgili bölümleri de işaretlemişler. Açıkçası son derece mutlu oldum. Türkiye'yi yönetmeye talip bu partilerin, turizm sektörünün önemini anlamış olmaları önemli. ‘‘Herkese ev vereceğim, otomobil vereceğim, bedava yemek vereceğim’’ palavraları dışında bir şeyler yazmışlar. Bu sevindirici. Ancak üzücü olan bir taraf benim mesleğimle ilgili. Bu bildirgeleri özetleyerek sütunlarına taşıyan gazeteler ne yazık ki, bildirgelerde turizmle ilgili bölümleri özetlere ‘‘dahil’’ etmeye gerek duymamışlar. Daha açık bir deyişle, siyasi partiler Türkiye için turizmin öneminin farkında ama gazeteler ve gazeteciler farkında değil. Otomotiv sektörü 1 milyar dolar ihracat barajını aştı diye alkışlıyoruz. Turizm ‘‘kayıtlı’’ 11 milyar dolar getiriyor farkında olmuyoruz. Oysa bu iş Türkiye'nin geleceğinin işi. Türkiye 15 yılda turizm sektöründe yaklaşık 35-40 milyar dolar yatırım yaptı. Buna karşılık yılda 10 milyar dolar girdi sağlıyor. Var mı bu kadar ‘‘avantajlı’’ bir başka sektörümüz. Yok ama Türk basını bunun farkında değil. Oysa Türkiye'nin zorlaması, yatırımlarını artırması gereken en önemli sektör bu. Yeterince yüklenirsek sadece turizm Türkiye'yi kurtarır. Türkiye 30 milyar dolar ihracat yapıyor. Oysa turizm potansiyeli 50 milyar dolar. Yani turizmi istenilen seviyeye çekersek, gerisi olmasa bile olacak. Ama bunun farkında değiliz. En azından ‘‘medya’’ değil.

Üzücü...

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Öncülüğe soyunanlar önünü görebilenler olduğu zaman.
Yazarın Tüm Yazıları