Paylaş
DURUM gergin. Ekonominin ‘‘para bölümü’’ batık.
Ülke dibe vurdu.
Görünen gerekçe, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın dar bir köprüde karşılaşmış olmaları.
Bu arada Başbakan Ecevit, ekonominin sorumluluğunu atacak bir adam da bulmuş olmanın mutluluğuyla konuşup duruyor.
Milletçe gerginliği azaltmaya, orta yolu bulmaya çalışıyoruz, Başbakan'ın ağzı torba olmadığı için konuşup tırmandırıyor. Gerginlik bitsin diye pazartesi günü toplanacak MGK bekleniyor. Pazartesi çok geç.
Türkiye'nin değil 5 gün, 5 saat bekleyecek hali yok. Yetki ise Anayasa ve yasalara sonuna kadar bağlı Ahmet Necdet Sezer'de.
Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, Anayasa'nın 104. maddesinin kendisine verdiği yetkiye dayanarak acilen Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağırmalı.
Ve yine aynı maddeye göre bu toplantıya başkanlık etmeli.
Bu toplantıda eteklerdeki taşlar dökülmeli.
Sonra da Cumhurbaşkanı ve Başbakan ortak bir basın toplantısı düzenleyerek halkı bilgilendirmeli.
Birbirlerinden nefret edebilirler.
Birbirlerinden tiksinebilirler.
Birbirlerine zerrece güvenmeyebilirler. Ama başka çareleri yok.
Bir araya gelmek, bu ülkeye ‘‘beklediği’’ mesajları vermek zorundalar. Birinden biri gidinceye kadar başka çareleri de yok. Üstelik ben bu kavgayı anlayamıyorum.
Ecevit namuslu. Sezer namuslu.
Ama kavganın sebebi namussuzluk.
Birkaç namussuzu ülkenin geleceğinden daha önemli saymak neyin nesi peki?
Şimdilik geleceğimiz batmadı ama
TÜRKİYE battı gibi görünüyor değil mi? Korkmayın batmadı.
Pazartesi günü Türkiye'de kaç fabrika varsa, bugün de Türkiye'de o kadar fabrika var.
Pazartesi günü Türkiye ne kadar enerji üretiyorsa, bugün de o kadar enerji üretiyor.
Pazartesi günü kaç büyükbaş hayvanımız varsa, bugün de üç aşağı beş yukarı o kadar var.
Pazartesi günü ekili alanlarımızın büyüklüğü ne kadarsa, bugün de o kadar.
İneklerimiz pazartesi günü ne kadar süt verdilerse, bugün de o kadar verecekler.
Fabrikalarımızın kapasitesi pazartesi ne ise, bugün de o.
İhracat yapmayı bilen işadamı sayımız pazartesi gününden bu yana azalmadı.
THY pazartesi günü kaç sefer yaptıysa, bugün de o kadar sefer yapacak.
Rafinerilerimiz pazartesi gününden bu yana üretimlerini düşürmediler.
Türkiye kolay kolay batmaz da.
Fakat gerçek olmayan, üretimle beslenmeyen ekonomide yolun sonu göründü.
Bir küvet dolusu suyu başka bir küvete üç kere taşıyarak üç küvet su haline getiremeyeceğimizi bir kere daha gördük sadece. O yüzden korkmayın.
Türkiye gerçekte batmaz.
Sanayi veya fikri, gerçek anlamda üretim yapanlar batmadıkça, Türkiye batmaz.
Aslında her şeyi gören Atatürk bugün için de bir şeyler söylemiş.
‘‘Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.’’
Şimdilik istikbal kaybolmadı
Batmadık dediğim o.
Kediler ve köpekler
BAZILARI sevmese de ben kedileri çok severim.
Üstelik de nankör falan değildirler.
Sadece ve sadece onurlu hayvanlardır.
Evimizi bizimle eşit haklarla paylaşırlar.
Bir kediyle birlikte yaşarsınız, ama asla onun sahibi olamazsınız.
Evin kurallarına uyar. Ortalığa pislemez.
Evine, yaşadığı yere son derece bağlıdır.
Köpekleri de severim.
Ama köpekler, kediler gibi değildir.
Köpekler sadece sahiplerine sadıktır.
Ha bir de, kediler temizliklerine dikkat ederler.
Köpekler ise pis bir koku yayarlar.
Onlarla aynı evde yaşamak için yaydıkları kokuya tahammül etmek gerekir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Merkez Bankası'nın gazeteleri, hükümetin borazanlığını yapmadığı zaman.
Paylaş