Paylaş
Yalan yanlış raporlarla dalga geçtim dün. Üzerine alınan yok. Sanki bu raporlar bostandan toplanıyor...
Olur olmaz yerde ortaya atılan, siyasete bulaşmaya bayılan Türk Tabipler Birliği'nden umutluydum, onlardan da ses yok.
Beyler, benim dalga geçtiğim ve milletçe dalga geçtiğimiz, kimilerinin cezadan kurtulmasına, kimilerinin hak etmediği görevde kalmasına, kimilerinin paçayı sıyırmasına neden olan o ‘‘dandik’’ raporları bu ülkenin doktorları ve daha vahimi bu ülkenin hastaneleri veriyor.
Daha da vahimi hastaneler diyorum çünkü doktor bir kişidir. Tefessüh etmiş, satılmış, alçak olabilir. Her meslekte olduğu gibi, iğrenç doktorlar olabilir.
Ama hastane bir kurumdur ve kurumlar iğrençleşmişse, ortada büyük bir sorun vardır.
Ve görünen o ki, Türkiye'de kimi doktorlar gibi, kimi hastaneler de iğrenç bir hal almış.
Parayı veren veya torpili bulan canının istediği raporu alıyor.
Sağlam raporu lazımsa sağlam oluveriyorsunuz, çürük raporu lazımsa çürük.
Hal bu olunca körlere ağır vasıta ehliyeti alabiliyorsunuz, ya da cin gibi adamlar deli diye rahat rahat suç işleyebiliyor, senden benden sağlam adamlar askerlikten kaçabiliyorlar.
Ve kimse de dönüp bakmıyor, ‘‘Bu raporu kim verdi?’’ diye.
Mesela kimdir Adnan Oktar adındaki şahsa onca raporu veren!
Cin gibi adam için deli raporunu utanmadan yazan kim?
GATA'da kim bu adamın askerliğe elverişsiz olduğuna karar vermiş?
Kimse araştırmıyor.
Sadece Adnan Oktar'ın raporları mı!
Herkesin elinde bir rapor.
Ne Sağlık Bakanlığı'nın, ne Türk Tabipler Birliği'nin bu konuda bir denetimi var.
Ver parayı, al istediğin raporu.
Al parayı, ver istenen raporu.
Ne olur ki, hesabını soran olmadıktan sonra!
Sağlık Bakanı tam isabet!
SAĞLIK Bakanı Osman Durmuş'un bir gün Sağlık Bakanı olacağı daha gençliğinden belliymiş.
Osman Durmuş daha gencecik bir ülkücü iken, kakasına bakan aile büyükleri, ‘‘Bu çocukta cevher var. İlerde olsa olsa sağlık bakanı olur’’ demişler.
Nereden mi çıkarıyorum?
Basit...
Durmuş daha 20'li yaşlarında bile değilken, 1970 yılında Dr. Necdet Güçlü'nün öldürülmesi olayına karışmış.
Türk Tabipler Birliği Başkanı Selim Ölçer'in ölümüyle sonuçlanan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi baskınına bir teğmenin silahını kullanarak katılmış.
Bu arada bir görgü tanığını da yumruklamış.
Osman Durmuş'un tıbba ve sağlık olaylarına eğilimi olduğu o günlerde bile gün gibi aşikármış.
Bu istidadı değerlendirip, kendisini Sağlık Bakanı yapan Sayın Bülent Ecevit'i ve bu görev için Durmuş'u öneren Devlet Bahçeli'yi kutluyorum.
Demirel almadığı dersi vermiş!
DEMİREL, AGİT Zirvesi sırasında Ecevit'le birlikte devlet dersi verdiklerini söylemiş. Sayın Demirel'in ders verme konusunda bir sıkıntısı yoktur zaten. Onun sıkıntısı ders almakla.
İnşallah Ecevit'le birlikte verdikleri dersi kendisi de almıştır.
Doğru, AGİT sırasında Ecevit ders verdi.
Yürütmenin başı olduğu ve Türkiye'nin asıl temsilcisi olması gerektiği halde kenara çekildi ve Demirel'i ön plana çıkardı. Kıskançlık yapmadı. Şov çalmaya yeltenmedi.
Bülent Bey tam bir devlet dersi verdi.
Başbakan eğer Tansu Çiller olaydı, bu büyük olayda ön plana çıkmak için neler yapardı siz tasavvur edin.
Ancak bu konuda ders vermek Demirel'in haddi değil.
Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı, Demirel'in de başbakan olduğu dönemi hatırlayın.
O günlerde yapılan bir Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirvesi sırasında Demirel'in Özal'ı bir kenara itip, ön plana çıkmak için neler yaptığı henüz unutulmadı.
Sayın Demirel ders verirken, talebelerin salak olmadığını ve hafızalarının hálá yerinde olduğunu unutmasın.
Nur içinde yatsın
FAZİLET Partili Bedri İncetahtacı sevdiğim ve beğendiğim milletvekillerinden biriydi. Fikren aramızda uçurumlar olmasına rağmen, doğru tavır alabilen, çağdaş, akılcı ve çalışkan bir milletvekiliydi.
Erken kaybettik.
Allah rahmet eylesin.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ
Depremzedelerin kışın ne yapacağını, kış gelmeden düşünebildiğimiz zaman.
Paylaş