Bakan Atalay alnımdan öptü

1970’ten beri kuru temizlemecilik işiyle uğraşan Elif Kuru Temizlemenin sahibi Arif Yayla, 1985 yılından beri Bahçelievler semtinde müşterilerine hizmet veriyor. Yaklaşık 40 yıldır kuru temizlemecilik işi yapan Arif usta, kuru temizlemeciliğe başlama öyküsünü şöyle anlattı:

"İlkokul bittikten sonra okumak istedim ama bazı imkansızlıklar nedeniyle okuyamadım. O zamanlar bir sanatım olsun diye koltuk tamirciliğine girdim. Sağlığa zararlı olduğu için koltuk işini bırakıp, dayımın oğlu ile kuru temizlemeye başladım. 1973 yılında askerden sonra kuru temzilemeciliğe devam ettim. Dedeman Otel’de, çamaşırhane şefi olarak başladım ama geleceği olmadığı için istifa edip, 1980 yılında Akay caddesinde bir kuru temizlemeci dükkanını /images/100/0x0/55eb5443f018fbb8f8ba4369devraldım. 5 yıl orada çalıştım fakat oradaki binaya yıkım kararı gelince Bahçelievler’de başka bir kuru temizleme dükkanını devraldım."

Teknoloji farklı, yöntem aynı

Teknolojinin değiştiğini fakat sistem olarak aynı yöntemlerin kullanıldığını söyleyen Yayla, "Bundan 20 yıl önce kullandığımız makinalar birinci sınıf teçhizata sahipti. Son 10 yılda Türkiye’ye, yurt dışından yeni makinalar girdi. Benim kullandığım temizleme makinaları da, temizlik maddeleri de aynı sisteme sahip" dedi.

Fiş istedim silah çekti

Onlarca ilginç olaya tanık olduğunu dile getiren Yayla, bir anısını şöyle anlattı:

"Birgün tanımadığım birisi gelip temizlememiz için elbise verdi. Biz de karşılığında teslim fişi verdik. Teslim fişi o elbisenin değerindedir. Birkaç gün sonra elbiseyi almaya geldi. Fişinizi alabilir miyim dedim. Ne fişi işte benim elbisem orada indir dedi. Teslim fişini tekrardan istedim. Adam sinirlenip silahını çekti, indir ulan elbiseyi diye bağırdı. Elbiseyi verdim, para pul da istemez bir daha da buraya gelme deyip gönderdim adamı bir daha da gelmedi. Bu anımı unutamıyorum."

Kriz 2001’in mirası

Ekonomik krizin ortaya yeni çıkan bir durum olmadığı görüşünü dile getiren Arif usta, "2001 ekonomik krizinden önce burada iki oğlumla birlikte çalışıyordum. Krizden sonra 2 oğlum da ayrılmak zorunda kaldı. Yani işler üçte iki oranında darbe aldı. 2001’den bu yana bütün esnaf hala o krizin etkisinde. Yeni kriz de 2001’in kalıntıları. Hala düzelmedi" diye konuştu.

Atalay’ı unutamadım

Birçok tanıdık simaya hizmet verdiğini dile getiren Arif Usta, "Ünlü müşterilerim arasında birçok bakan var. İbrahim Tatlıses’in elbisesini temizledim. Demirel’in gömleklerini çok ütüledim. İçişleri Bakanı Beşir Atalay da müşterilerim arasında. Bir gün sayın bakan buradan geçerken dükkana davet ettim. Buranın sorunlarından bahsettim, esnafı anlattım. Çok doğru söylüyorsun diyerek gelip alnımdan öptü" diye konuştu.

Adam geldi sigara istedi elimi kesti

1986
yılından beri Emek’te gıda, kuruyemiş ve tekel bayiliği yapan Salman Saltuk, sabah saat 07.00’den gece geç saatlere kadar, haftanın 7 günü tatil yapmadan çalışıyor.

Ticarette herşeyin değiştiğini savunan Saltuk, "Artık çoğu şey rant hesabına dönüştü, tabiri caizse artık eski esnaf yok" sözleriyle esnaflığın tarihe karıştığını ifade ediyor.

Çok sık olmamakla birlikte tatsız olaylar da yaşadığını söyleyen Saltuk, "Geçen yıl bir adam geldi, dükkana bir kaç kere çıkıp tekrar girdi. Sigara istedi, sonra bıçağını sallayıp elimi kesti. Ara sıra böyle tatsız olaylarla da karşılaşıyoruz" diye konuştu.

Bu krizi biz uzun bir süredir zaten fiili olarak yaşıyoruz. Ama hep içimize sindiriyoruz. 3 yıldır işlerdeki durgunluk zaten krizin en büyük göstergesi. Madem bu iş bu kadar kötü neden başka bir iş yapmıyorsun diyorlar. Yapacak başka bir iş yok çünkü. Şu iş daha iyiymiş, hadi ona geçelim deyip de gideceğimiz bir durumumuz yok.

Bizim müşterilerimizi bir öğrenciler bir de buranın eskiden beri oturan sakinleri oluşturuyor. son zamanlarda kira sorunları nedeniyle öğrencilerde çok ciddi bir azalma var. Bu da işlerimizi doğal olarak etkiliyor.

Şimdi olsa memurluğu seçerdim

Eskiden haftada 3 büyük rakı alanlar şimdi ayda 1 rakı alıyorlar. Yani zevklere yapılan masraflar neredeyse tamamen kesildi.

Ben devlet memurluğundan istifa edip ticarete atıldım. O zamanlar bu işe başlarken esnaflık daha cazipti. mesela o dönem bir memurun emekliliğine 3 ay kalmıştı ama evine çocuğuna birşey alacak durumu yoktu. ben de daha işin başındayken istifa edip bu dükkanı açtım. fakat şimid seçme şansım olsa memurluğu tercih ederdim.

Veresiye devri artık bitti

Açık hesap yani veresiye eskiden vardı. insanlara güveniyorduk şu insan bir ay sonra da olsa günü birlik de olsa öder diyebiliyorduk şimdi o tarihe karıştı. Banka komisyonlarından dolayı kredi kartını da kaldırdık."
Yazarın Tüm Yazıları