Paylaş
Yazar Can Kozanoğlu, holiganlaşan ve oyunun keyfinden çok, rakibi ezmekten zevk alanları “Futbol-sevmez taraftar” olarak nitelendirir. EuroLeague 29. maçında karşılaştığımız Khimki’nin, salon hoparlörlerinden duyduğum sese inanamadım. Ev sahibi takım sayı bulduğunda, sürekli şarjör doldurma sesi yankılandı! Spor bir eğlenceyse eğer, şiddeti çağrıştıran olgular kullanmakta neymiş! Sanırım, Khimki yönetimi yukarıdaki tanıma uyuyor; “Basketbol-sevmez yöneticiler”.
Neyse maça dönersek; Khimki koçu Bartzokas adam değişmeli savunmasıyla başladı. Buna benzer durumlarla, gelecek turlarda karşı karşıya geleceğiz ve en iyi antrenman da maç içindeki denemeler oluyor. Gördük ki, Ahmet-Melli-Kalinic’li 5’ hem ters eşleşmeleri cezalandırabiliyor, hem de pozisyonları özelinde iyi pasör oldukları için dış oyuncuları besleyebiliyorlar.
Kısa-uzun eşleşmesini sürekli pota çevresinde aramamız gecenin doğrularındandı. Fakat modern basketbolda tahmin edilebilir hale geldiğin an, değişim yapman gerekir. Maalesef Fenerbahçe Doğuş olarak benzer oyunu devam ettirdik. İlk yarıdaki rakibin özellikle yıldız oyuncusu Shved’siz olduğu zamanlarda, asist üzerinden skor üretimini durduramadık. İlk iki çeyrek boyunca rakibin 7/15-3 sayılık isabetle oynaması, bu top paylaşımı sayesinde doğan boş atışlardı.
İkinci yarıya ribaunt sıkıntısıyla başladık, bunun en büyük sebebinin savunma konsantrasyonu olduğu söylemek yanlış olmaz. Ribaunt işi, savunma halinde yapılan ve biraz daha takımın savunma ahengiyle alakalı bir durum. Eğer maçın başında, zihinsel yoğunluk sağlanamazsa üçüncü çeyrekteki gibi hücum ribauntları verilebiliyor. Neyse ki, Fenerbahçe Doğuş’un pes etmez karakteri ve hücumda Wanamaker-Shved üzerinden yaratılan sayılarla müsabakanın kontrolünü elde tutmaya devam ettik. Maç boyunca düşük atış yüzdesiyle oynamamıza rağmen, %50’de tuttuğumuz asist-top kaybı oranı galibiyetimizin anahtarı oldu.
EuroLeague’in 29.maçında 73-64’lük skorla galip gelmemize rağmen, salon içi faktörler yüzünden biraz tatsız geçti. Şarjör doldurma sesi maç boyunca rahatsız etmeyi sürdürdü. Takımımızın engellediği her sayıya, o lanet sesi duymadığımız için ayrı sevindim. Neyse ki basketbol, 5’er kişilik iki takım arasında oynanan ve sonunda Fenerbahçe Doğuş’un kazandığı bir oyun olma yolunda hızla ilerliyor.
Paylaş