Yeter! İstanbul Bale’nin çektiği bu ıstırap bitsin
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Kamelyalı Kadın’la ilgili önce iyi şeyler, sonra acı gerçekler: Aynı zamanda Portekiz Devlet Opera ve Balesi’nde çalışan Mehmet Balkan’ın Verdi’nin Kamelyalı Kadın Operası’ndan uyarladığı koreografi çok zekiceydi.
Uzun yıllardır takip ettiğim solistlerden İlke Kodal ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin (İdobale) en kıskanılan yakışıklı yıldızı Arkın Zirek sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen tam formundaydı. Ama bunların hiçbiri temsili kurtaramadı, kurtaramaz da. Çünkü: 1. İdobale’nin mahkum edildiği Süreyya Operası’nın sahnesi ne bu dansçıları ne herhangi başka bir koreografiyi ne de köklü izleyicisini kaldıramayacak kadar küçük. AKM sahnesinin tam olarak dörtte biri. Ne dansçılar yerleşebiliyor ne dekor iyi duruyor. Önümüzdeki ay Mehmet Balkan, Don Kişot gibi bir baleyi nasıl Süreyya’ya sığdıracak çok ama çok merak ediyorum. 2. AKM sahnesinin arka planındaki teknik ekipmanın onda biri Süreyya’da yok. O yüzden de temsilin orta yerinde tepeden patır kütür bir şey düşebiliyor. Düştü de. 3. Orkestraya yer yok. Işıklar kapanıyor, biz seyirciler olarak cd’den Verdi dinliyoruz... Bu nasıl iş? E gelin benim evin salonunda da bu ortamı yaratırım ben size. 4. Sahnenin zemini dans etmeye elverişli şekilde inşa edilmediği için çok sert. Üç gün üst üste temsile çıkan dansçılar kas ağrısından geberiyor. AKM’ye dönüşün bir hayal olduğu konuşuluyorken bugünlerde, ben İdobale dansçılarına isyan etmelerini öneriyorum. Artık bu rezaleti anlatmak için Taksim Meydanı’nda Kuğu Gölü mü oynarsınız, pankart mı açarsınız bilmiyorum. Ama bir şey yapın. Ya da hiç uğraşmayın. Arkın Zirek, İlke Kodal, Deniz Kılınç, Selim Borak, Barış Adikti, Egemen Kement... Siz, çok yetenekli sanatçılara sesleniyorum: Gidin buradan, Avrupa’da bir kumpanya bulun, “Adım Göçü” yapın. Hem canınızı hem kariyerinizi kurtarın. Biz de öyle kalalım. Hakediyoruz. Koca İdobale’nin geldiği nokta budur.
Kimse kusura bakmasın Hiç Güzel Hareketler değil
Yazma kızım diyorum kendi kendime. Yazma bak, liseden arkadaşın da oynuyor, ayıptır, yapma bunu! Fakat artık daha fazla tutamayacağım kendimi. Yılmaz Erdoğan’ın “Gençlere destek oluyorum, harika biriyim” projesi olan Çok Güzel Hareketler Bunlar son derece vasat bir müsamereler bütünü. Sözde zamanın ruhunu yakalayan, gençlik jargonunu çok iyi yöneten skeçler yazılacak, biz de oyuncu olmak isteyen gençlerin, bir Popstar yarışmasında olduğu gibi, sahnede nasıl gelişip serpildiğini izleyecektik. Hani nerede? Yoğun ilgi skeçleri yazanlara faydalı bir güven aşılamadı, orası kesin. Kadınlar ve eşcinsellerle ilgili ucuz ve demode şakalar izleyip duruyoruz kaç zamandır. Bu şakaların, her skeçin bitiminde büyük hoca olarak sahneye çıkıp not veren Yılmaz Erdoğan’dan “Keratalar yine yaptınız yapacağınızı” kalıbıyla tatlı sert bir aferin alıyor olması bir şey ifade etmiyor. Ekibin Anadolu’yu dolaşıp salonları doldurması, üstüne skeçlerindeki karakterleri bastırdıkları tişörtlerin kapış kapış gitmesi de... Bütün bunlar BKM’nin ticari zekasının meyveleridir, ki bu konuda da kimse BKM’nin eline su dökemez. Ama Allahaşkına doğru söyleyin, izlediğimiz bu tıknaz oyunculuğa kaç puan veriyorsunuz? Bu mu gençlik, bu mu cesaret? Erkek egemen zihniyeti kaşıyarak güldürmek mi zeka? Araya bir de sarhoş taklidi eklerlerse hoş geldin Olacak O Kadar... Hiç Beğenmiyorum nokta com.