Vehbi Koç kimin tarafını tuttu

Masamda Koç Ailesi’nden bir davetiye.

Bir çok meslektaşım gibi ben de usta gazeteci ve belgeselci Can Dündar’ın öncülüğünde hazırlanan "1901-1996Vehbi Koç, Bir Yüzyılın Hikayesi" sergisinin 25 Şubat tarihli açılışına davetliyim.

Haberin Devamı

Rahmi Koç Müzesi’ndeki sergiye mutlaka gitmek istiyorum ama aynı saatte çok önceden verilmiş bir başka randevum olduğu için üzülerek icabet edemeyeceğim.

Oysa geçen yıl Can Dündar’ın hazırladığı "Özel Arşivinden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç" kitabını bir solukta okumuş ve serinin birinci cildinden sonra gelecek çalışmaları merakla bekler olmuştum.

Bu yüzden Vehbi Bey’in 1961-1976 dönemine ilişkin yazışmalar ve anılarının yer aldığı yeni çalışma ve serginin açılışını kaçırmak istemedim.

"Neyse, nasılsa sergi bir süre devam edecek, mutlaka gider görürüm" diye teselli bulacağım ama davetiyede rahmetli Vehbi Bey’in fotoğrafının hemen altındaki notu görünce o kadar rahat teselli bulamadım.

Açılış kokteyli 19.30’da.

Fakat Koç Ailesi sergi öncesi bir de anma programı düzenlemiş.

Haberin Devamı

"Rahmetli Vehbi Koç’un 12. Anma Duası saat 18.00’de yapılacaktır."

 Hemen altına da gayet şık bir not düşülmüş:

"Arzu edenlerin katılmasını rica ederiz." Â

Bence tam Vehbi Bey’in özel hayatında titizlikle sürdürdüğü, gösterişten uzak dindarlığına uygun bir not.

Çünkü Vehbi Bey hırdavatçılıktan cumhuriyet tarihimizin en önemli sanayiciliğine yükselirken nasıl özenli bir denge tutturmuşsa, Hacı Bayram Veli geleneğinde yetişmiş inançlı bir cumhuriyet bireyi olarak, laiklikle dindarlığı arasında da her zaman aynı özeni göstermiş, aynı dengeyi kurmuştur.

Nitekim aynı gösterişten uzak anlayışı bugün de Rahmi Koç bir aile geleneği olarak devam ettiriyor.

Rahmi Bey’i bir iş toplantısında, sergi açılışında ya da teknesinde dünya turu yaparken medyaya yansımış fotoğraflarıyla görebilirsiniz, fakat cumaları genelde Kuzguncuk’ta kıldığı namazlarda göremezsiniz.

Çünkü tıpkı Vehbi Bey gibi o da inancını mahrem alanda yaşamayı tercih eder.

Ben de zaten yıllarca Kuzguncuk’ta yaşamış olduğum için biliyorum.

Yoksa ne rahmetli Vehbi Bey, ne de Rahmi Koç özel hayatlarına ilişkin bu konularda açıklama yapmayı ister.

Can Dündar’ın kaleminden Vehbi Koç’un hayatını okuduğunuzda karşınızda özel hayatında da inanılmaz derece disiplinli, inançlı, tutumlu, arşivci ve plancı bir portre beliriyor.

Haberin Devamı

Bir yandan Ankara’dan İstanbul’a, oradan Ford ortaklığına ve dünyaya açılma hayalleri kuran bir girişimci; diğer yanda gelenek ve göreneklerine sonuna kadar bağlı, attığı ve atacağı her adımı defalarca düşünen, her anlamda maceradan uzak bir işadamı Vehbi Koç.

 

 

Servetinin doruğunda oğlu Rahmi’ye aman eğitimini tamamla, savaş ortamında her şey olabilir, benim servetime değil, kendi eğitimine güven diyecek kadar temkinli.

Amerika’da yabancı dil bilmediği için kahrolur ve kendisini yarım hisseder. Bu yüzden sık sık kendisine model olarak aldığı Henry Ford’un şu sözünü hatırlatır yakınlarına: "Öğrenmeyi bırakan kişi yirmisinde de olsa, sekseninde de olsa yaşlıdır. Yaşamdaki en muhteşem şey zihni genç tutmaktır."

 

 

Haberin Devamı

Tabii tüm dengeciliğine rağmen Türkiye’nin kutuplaşmaya yatkın politik yaşamında ciddi sıkıntılar da yaşar. 1950 ve 60’lı yıllara damgasını vuran CHP-DP çatışması önemli bir sanayici olarak ne kadar dikkatli ve dengeli davranmaya çalışırsa çalışsın, onu keskin tercihlerle başbaşa bırakır.

Dündar’ın önceki gün Milliyet’te başlayan yazı dizisine göre parti programında özel mülkiyete savaş açan sosyalist hareketin öncülerinde Sadun Aren ile görüştüğü için istihbarat tarafından hakkında "Solcudur" raporu tutulur.

Fakat Vehbi Koç’un, hatta Türkiye’nin bugün de içinde olduğu dramı en çarpıcı biçimde ortaya koyan solculuk suçlaması ertesinde Süleyman Demirel’den duydukları ise şunlardır: "Ben şahsen sizin hakkınızda söylenenlerin hiç birisine inanmıyorum. İleri gidenler hakkında çok şeyler söylenir, ama devrimiz çok mühim bir devirdir. İki tarafı değil, bir tarafı tutmak lazımdır."

Haberin Devamı

Demirel’in bu sözleri üzerinden 40 yıl geçti.

Sizce değişen bir şey var mı?

Hâlâ bir birimize komiklik derecesinde kategorik yaftalar yapıştırmaya devam ediyoruz.

Hâlâ iktidar ya da muhalefet tarafından "taraf tutmaya"Âdavet ediliyoruz.  Â

Üzgünüm; anma duasını kaçırdım.

Ölümünün 12. yılında kutuplaÅŸmalara raÄŸmen "denge adamı"Âolma vasfını hiçbir zaman yitirmeyen Vehbi Bey’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları