HAYATA siyah-beyaz bakanlardansanız hemen çevirin sayfayı...
Çünkü aktaracağım hikâye siyahın içindeki beyaz, beyazın içindeki siyahı merak edenler için... Aslında anlatıcı ben değilim Mehmet Ulaş. Ben sadece aktarıyorum... * * * Mehmet Güneydoğu’da korucu bir ailenin İstanbul’da yaşayan Kürt çocuğu... Bizim gazetede çalışıyor. Koruculardan oluşan ailesi MHP’ye yakın, akrabalarının büyük bir kısmı PKK’ya... Mehmet ise kararsız... Henüz 20’li yaşlarında ama Kürt meselesini bu yaşta onun kadar incelikli takip eden az insan gördüm. Çünkü PKK Türkiye’yi bölemese de daha doğduğu günlerde köyünü, aile ve akrabalarını tam orta yerinden ikiye bölmüş. Bütün çocukluğu iki ateş arasında geçmiş. Tepenin bir yanından yaşayan baba, amcalar, ağabeyler devletin yanında korucu, dayılar, kuzenler, halalar diğer yanda ya PKK sempatizanı ya da gerilla... Bakın dün neler anlattı... * * * Geçen hafta Elazığ’da bir grup PKK’lı Seyrantepe Barajı’nın güvenliğini sağlayan askerlere pusu kurdu, çatışmada iki asker şehit oldu. Mehmet’e göre ilginç olan şu: öldürülen iki asker de Kürt. Biri komşu köyden, diğeri Hakkâri Yüksekovalı... Komşu köyden olan gencin yakınları PKK’ya lanet yağdırıp o acı içinde bile şehitleriyle gurur duymuşlar. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönen anne Medine Aksoy tek kelime Türkçe bilmediği halde aynen şunları söylemiş... “Oğlum için gelin bakıyordum. Düğün yapacaktım. Onun hayalini kuruyordum. Düğünlerde evlere bayrak asılır. Bugün benim oğlumun düğünü. Bu yüzden evime büyük bir Türk bayrağı astım. Memleketimiz sağ olsun...” * * * Şimdi gelelim Yüksekovalı şehide... 24 yaşındaki Süleyman Akan’ın iki çocuğu varmış. Babası 7 yıl önce köyde çobanlık yaparken öldürülünce ailenin geçimini o üstlenmiş. Süleyman’ın ölüm haberi aileyi perişan etmiş. Ama bu kez tek kelime Türkçe konuşamayan anne Esmer Akan yakınlarıyla birlikte isyan etmiş... “Yeter artık. Bu kan dursun. Ne asker, ne de PKK’lı cenazesi görmek istiyoruz. Bir oğlumu devlete şehit verdim. Kocamı tartıştığı devlet memuru öldürdü. Buradan Erdoğon’a, Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye sesleniyorum. Biz artık ne polis, ne asker, ne de gerilla cenazesi istiyoruz. Gelip bize ‘Vatan sağ olsun’ diyorlar. Çocuklarımız ölüyorsa bu vatan nasıl sağ olacak?” * * * Çok fazla söze gerek yok... En iyisi dün tüm bu detayları bana aktaran Mehmet’in yorumuyla bitirmek... “İstanbul’dan bakınca Güneydoğu çok farklı görünüyor. Oradan da burası... Türkiye asıl bu yüzden bölünüyor. Sizden ricam lütfen şu iki acılı anne fotoğrafına bakın. Türkçe bilmeyen iki Kürt annenin acısı ortak, ama tepkileri nasıl da farklı... Biri oğlunun cenazesini bile düğün havasında evine en büyük Türk bayrağını asarak karşılıyor, diğeri oğlunu öldüren PKK’ya değil, bu sorunu çözemeyen asker ve siyasetçiye kızıyor...” Merak ediyorum acaba Türkiye’de kaç kişi bu iki acılı anne arasındaki incelikli farkı, siyahın içinde beyazı, beyazın içinde siyahı Mehmet kadar görebiliyor...