PaylaÅŸ
Meğer telekomünikasyon sektörünün bugün içinde bulunduğu çarpık durum ve TTNET’in tekel olmasına ilişkin eleştirel yazım Diyarbakır’da sabah kahvaltısında ciğer yiyen sevgili Demircan’a zor anlar yaşatmış.
‘Yazını okuyunca o güzelim ciğer boğazımda düğümlendi’ dedi gülerek.
Arkasından ‘çocuğun var mı?’ diye sordu.
‘Bir kızım var’ deyince ‘benim de var şu sıralar ona muhteşem bir masal koleksiyonu aldım sürekli onu okuyoruz.’ dedi.
Meğer Walt Disney, Pamuk Prenses dahil bildiğimiz tüm iyi-kötü denklemi üzerine kurulu çocuk masallarını ‘bu hikayeyi bir de masalın kötü kalpli karakterlerinin ağzından dinleyin’ diyerek tam tersi bir bakış açısıyla bir araya getirmiş.
Bu kez üvey annenin pamuk prensese yaptığı eziyetler yerini pamuk prensesin üvey anneye çektirdiklerine bırakıyormuş.
Böylece çocuklar severek okudukları masalların ve kahramanlarının bir de öteki yüzü olabileceği gerçeği ile karşı karşıya kalıyormuş.
Demircan söze ‘sizden ricam tıpkı Walt Disney’in yeni masalları gibi siz de masalı bir de bizim taraftan dinleyin’ diyerek başladı.
Benim %95’lik pazar payından dolayı ‘tekelci’ olmakla suçladığım Türk Telekom’a ait TTNet’in hikayesini kendi cephesinden anlattı.
Hayatım boyunca siyah-beyazcı yaklaşıma inanmadığım ve bir gazeteci olarak empati kavramına yürekten bağlı olduğum için anlattıklarını önyargısız dinledim.
‘Bugünkü çarpık telekomünikasyon sektörünün birincil sorumlusu bu yapıyı zamanında serbestleştirmeyen AKP hükümetidir’ tespitime sessiz kalarak cevap verdi.
%95’lik pazar payı ile tekelci bir görüntü sunan TTNet’in sektöre bakış açısıyla ilgili çok samimi açıklamalar yaptı.
Demircan’ın gözünden masal özetle şöyle.
1- Biz kesinlikle tekelci değiliz. Rekabet olursa pazar büyür, pazar büyürse biz daha fazla kazanırız.
2- Türk Telekom özelleştirilmeden önce 2005 kasım ayında geniş-bantta 1.6 milyon abone vardı, bugün rakam 5 milyon 300 bin. Penetrasyon %28, fena değil ama rakiplerimiz dahil hepimiz için daha gidilecek çok uzun bir yol var. Dolayısıyla bizim anlayışımız hep beraber daha çok insana kablosuz erişimi nasıl götürürüz noktasında.
3- Büyük resimde bir yanda alt yapı lisansı alan firmalar var (sayıları 15) diğer yanda toptan iş yapan firmalar var. Biz Türk Telekom olarak bunların TTNet ile eşit koşullarda rekabet etmesi için gerekli tüm adımları atıyoruz. TTNet bizden hangi fiyata alt yapı hizmeti alıyorsa rakipleri de aynen alıyor. Dolayısıyla ortada haksız bir rekabet yok.
4- Toptancıların bir kısmı Türk Telekom’un alt yapısını kullanarak al-sat yapıyor. Bir kısmı veri akışı sistemi ile ev ile santral arasındaki kısmı kiralayıp üzerine yatırım yaparak satış yapıyor. Bir de yerel aÄŸ paylaşımı yoluyla bakır kabloyu bizden kiralayıp geri kalan yatırımı kendisi yapanlar var. Dünyada da bizde de uygulanan yöntemler bunlar.Â
          Â5- Fiyat politikasına gelince bizim alt yapımızı kullanan firmaların yüzde 18 ile yüzde 24 brüt kar marjı var. Ayrıca TK’dan ilave puan veriyoruz. Al-sat için 1 milyon doların altında bir yatırım gerekiyor. Toplam 12 firma var.ÂAyrıca DoÄŸan ve Telkom gibi veri akışı saÄŸlayan 9 firma var. Buradaki brüt kar marjı yüzde 32 ile yüzde 44 arasında. Bunun için de 10 milyon doların altında bir yatırım gerekiyor.ÂYerel aÄŸ paylaşımında ise çok daha yüksek bir kar marjı var. Bize bir hat başına 5.75 YTL ödüyor, 22 YTL’ ye satıyor. Bunun yatırımı ise 50 milyon doların üzerinde. Mesela bu hizmetin verilebilmesi için santrallerin yerel aÄŸ paylaşımına açılması gerekiyordu. Biz 63 tane santralimizi açtık, en karlı bölgede 1.8 milyon abone yerel aÄŸ paylaşımına açılmış durumda. Burada en kritik nokta ÅŸu; bu sektöre giren firmalar uzun vadeli bir strateji ve finans gücü ile hareket etmek zorunda. Türk Telekom bugün bu altyapıya sahip ama bunun için milyarlarca dolar yatırım bedeli ödedi.
Çok samimi söylüyorum biz TTNet’in pazar payının %95’te kalmasını istemiyoruz.
Hedefimiz kademeli bir biçimde %80’e çekilmek. Yeter ki rakip firmalar uzun vadeli bir stratejiyle rekabete girişsinler.
Demircan’ın TTNet’in gözünden anlattığı masal bu.
Benimse uzun izah ve itirazlar sonunda kendisine sorduÄŸum basit soru ÅŸu.
Türk Telekom kendisinde ait %95 pazar payına sahip TTNet’e sağladığı avantajlardan vazgeçmeden yani tünelin ucunda ışık olduğunu çok somut adımlarla rakiplere göstermeden hangi aklı başında firma bu tünele girer?
İyi niyetinizden şüphem yok. ‘Pazar payımız %80’e insin’ demek gerçekten de iyi niyet göstergesi. Peki ama rakip firmaların TTNet abonelerini çekebilmeleri için gerekli olan ücretsiz değişim hakkına neden 3 yıl direndiniz?
5 milyon aboneye sahip TTNet’in sahip olduğu ölçekle bu saatten sonra eşit fiyat politikası bile uygulasanız kim rekabet edebilir?
Daha vahimi.
Türk Telekom’a giden bir müşteri hazır oraya gitmişken TTNet paketini de satın alabiliyor. Nitekim TTNet müşterilerinin %70’i Türk Telekom şubelerinden geliyor. Madem Türk Telekom ‘TTNet’in tekel durumu bizi de rahatsız ediyor, pazar payı düşsün’ istiyor diğer firmaların paketleri neden Türk Telekom şubelerinde satılmıyor?
Sorular uzayıp gidiyor...
Erem Demircan ‘mesajınızı aldım bu konularda rekabetin önünü açmak için daha fazla ne yapabiliriz araştırıp size döneceğim’ diyerek müsaade istiyor.
 GSM’de Turkcell sabitte Turk Telekom çarpık telekomünikasyon sektörü masalımız iyi ve kötü tuzağına düşmeden tüm oyuncuların gözünden devam edeceğe benziyor.
PaylaÅŸ