PaylaÅŸ
Akşamüzeri BaşbakanYardımcısı Cemil Çiçek aradı.
Mecliste kiminle karşılaşsa yazımda bir cümle olarak geçen ‘resmiyet kazanan gizli misyonu’ ile ilgili sorguya tutulmuş.
‘Sizin komplocu olmadığınızı biliyorum ama bu ortamda benimle ilgili ‘gizli misyon’ tabirini kullanmanız, herkesin bin bir türlü başka senaryolar üretmesine sebep oldu.’ dedi.
Uzun uzun parti kapatma davasıyla birlikte
‘Ellerinden gelse benden bir dönem ‘karanlıklar prensi’ olarak meşhur olan Richard Perle gibi bir portre çıkaracaklar ama inanın ben öyle bir adam değilim.
Ne yapıyorsam, kamuoyunun önünde arkadaşlarımla birlikte partim ve devletim için yapıyorum.’ dedi.
‘Her şey Tayyip Bey ve partinin yetkili kurullarının bilgisi dahilinde’ demeyi de ihmal etmedi.
Yarım saati bulan telefon konuşmamızda Cemil Bey’in anlattıkları arasında şu an içinde bulunduğu psikolojiyi anlatması bakımından üç şey dikkatimi çekti.
Bir,
‘Eğer partinin savunma işini tamamen bana mal ederseniz, hem savunma için beraber çalıştığım diğer arkadaşlara haksızlık etmiş olursunuz, hem de ilerde diyelim ki parti kapandı, o zaman siyaseten bütün faturanın bana çıkmasının yolunu açmış olursunuz.
Türkiye’de siyaset böyledir, bir iş için uğraşır başarırısınız takdir eden olmaz.
Sonuç iyi olmaz, o zamana kadar yaptıklarınız unutulur fatura size çıkar.’
Cemil Bey deneyimli bir siyasetçi.
Bu yüzden her türlü ihtimali dikkate alıyor.
Fakat yanlış anlaşılmasın Çiçek AK Parti’nin kapatılacağına inanmıyor.
Ä°ki defa tekrarladı ve ‘takdir edersiniz ki benim de partimin kapanmayacağına inanma hakkım var’ dedi.Â
Ne dese başka bir tarafa çekileceğini bildiği için dile getirdiği her görüşü yan anlamlarını da dikkate alarak izah etti.
Ä°ki,
Çiçek hem Adalet Bakanlığı döneminde AB reform sürecine yaptığı katkılardan hem de rahmetli Turgut Özal ile birlikte siyaset yaparken başına gelenlerden ilginç örnekler verdi.
Özal’a ilişkin anlattıkları bu güne yani Tayyip Erdoğan ile ilişkisine de ışık tutuyor.
‘İyi zamanlarında Özal’ın bir yanında olanlar vardı bir de yakınında olanlar.
Zor zamanlarında ve ölümünde ise sadece yanında olanlar.
Semra Hanım’ın il başkanlığına itiraz ettiğimde yakınında olanlar ‘deli misin Turgut Bey’i niye karşına alıyorsun?’ dediler.
Ama ben gerektiğinde eleştirerek iyi zamanında da kötü zamanında da hep yanında oldum.
Son zamanlarında yanında benimle birlikte birkaç kişi vardı.’
Cemil Çiçek tıpkı Özal gibi Erdoğan’ın da sonuna kadar yakınında değil yanında olacağını söyledi.
Benim ‘gizliden resmiyete dönüşen’ olarak tanımladığım misyonunu ise şu şekilde tarif etti: ‘Türkiye’nin AK Parti’ye ve Tayyip Erdoğan gibi bir siyasetçiye kesinlikle ihtiyacı var.
KeÅŸke baÅŸka alternatifler de olsa ama maalesef yok.
AK Partinin kapatılması, Tayyip Bey’in siyaset dışına itilmesi çok vahim bir hata olur. Bana yüklediğiniz misyon buysa evet bunu görüştüğüm herkese anlatıyorum.’
Üç,
Çiçek partisini savunmak için sonuna kadar mücadele edeceğini ısrarla belirtti.
Fakat bir noktadan sonra ‘devlet mi parti mi derseniz tereddütsüz devletimin çıkarları derim’ demeyi ihmal etmedi.
Ve bunu öylesine hamasi bir laf olarak söylemediğini de belirtti.
Cemil Bey’e söz verdim tüm bu konuları ilk Ankara ziyaretimde yüz yüze konuşacağım.
Şimdilik şu kadarını söyleyebilirim.
Cemil Çiçek tüm enerjisini partisi ile devleti arasında sıkışıp kalmamak için harcıyor.
Bunu sadece kendi kiÅŸisel kariyeri için deÄŸil, ülkesinin geleceÄŸine dair duyduÄŸu kaygılardan dolayı yapıyor.Â
Türkiye’nin laiklik ve demokrasi arasında bir tercihe zorlanmasını, AK Parti meselesinin ötesinde devletin toplumla kurduğu bağın kopması-zedelenmesi olarak görüyor.
Fakat işi çok zor.
Çünkü tüm bu uzlaştırma çabasına rağmen şimdilik ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyor!
PaylaÅŸ