PaylaÅŸ
Nefesler tutuldu, şimdi herkes kararın ne şekilde çıkacağını merak ediyor.
Benim kafam çok net.
Fakat kendi fikrimi aktarmadan önce size pazar akşamı yakın bir arkadaşımın nikah töreninde tesadüfen aynı masada bir araya geldiğim
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la yaptığımız sohbeti aktarmak istiyorum.
Deniz Bey'le uzun uzun karar ve sonrasına ilişkin muhtemel senaryoları konuştum.
En başta şunu söyleyeyim.
Baykal kapanma ve kapanmama ihtimalini bir birini dışlamadan ele alıyor.
Kapanma sonrası senaryolara ilişkin her sorumda, kapanmama ihtimaline de vurgu yapıyor.
Çok geç gibi görünse de ilk mesajı Başbakan Tayyip Erdoğan'a.
Şu sözler Baykal'ın:
"Anayasa Mahkemesi davayı açtığı günden itibaren Başbakan'a ‘gelin bir özeleştiri yapın' dedim. ‘Karar ne olursa olsun biz hukuka güveniyoruz' deyin ve kamuoyunu samimi bir biçimde laiklikle ilgili bir sorununuz olmadığına ikna edecek mesajlar verin.‘Bu dava partimizle ilgili bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyor olabilir. Biz asla laikliği tehdit eden bir odak olmadık-olmayız.' deyin. Ama belli ki birtakım kaygılar var. Hükümet sizsiniz, o kaygıları ciddiye alın ve giderecek adımlar atın."
Tahmin edebileceğiniz gibi Baykal, Erdoğan'ın kaygı giderici pozitif adımlar atmak yerine başta yargıyı karşısına alarak toplumu gerdiğini düşünüyor.
Geçen hafta Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e verdiği "uzlaşma ve özeleştiri" içeren söyleşiyi ise "geç ve yetersiz" bulmasına rağmen önemsiyor.
"Ben parti kapanmazsa bu süreçten başbakan Erdoğan'ın da gerekli dersleri çıkaracağına inanıyorum" diyor.
Yani Baykal, ErdoÄŸan liderliÄŸindeki AKP iktidarının devamına kategorik olarak kapıları kapatmıyor. Parti kapanmasa da hükümetin bu yaÅŸananlardan gerekli dersleri çıkarıp baÅŸta laiklik olmak üzere kaygıları giderecek adımlar atabileceÄŸini söylüyor. Â
Peki ya kapanırsa?
Bu noktada Baykal'ın öncelikli mesajı Anayasa Mahkemesi'ne.
1- Anayasa Mahkemesi eğer kapatma kararı verecekse kesinlikle kararı gerekçesiyle birlikte aynı gün açıklamalı.
2- Başbakan Erdoğan'ın ve diğer siyasi yasaklıların bağımsız olarak dönüp dönemeyeceğini gerekçeli kararda hiçbir tartışmaya yer vermeyecek bir biçimde netleştirmeli. Çünkü Baykal, kapatma kararı sonrası atılacak her türlü adımda "esas belirleyici başbakan Erdoğan'ın durumu olacak" diyor.
Yeni bir hükümet, ara seçim, erken genel seçim vb. senaryoların tamamen Erdoğan'ın bağımsız olarak dönüp dönmeme ihtimaline bağlı olduğunu belirtiyor.
Zamanında parti kapatmayla ilgili yasada değişiklik yapılırken bağımsız milletvekili olarak geri dönüşün belirsiz bırakıldığını Baykal da kabul ediyor.
Bu yüzden AKP'nin kapatılmasıyla ilgili karar alınırken Anayasa Mahkemesi'nin bu boşluğu kesinlikle doldurması gerektiğini düşünüyor.
Eğer Anayasa Mahkemesi bu konuda net bir tavır sergilemez ya da bu konuya hiç değinmezse o zaman her aday için kararı Yüksek Seçim Kurulu'nun vereceğini bunun da ülkeyi uzun bir süre siyasi belirsizliğe sürükleyebileceğine dikkat çekiyor.
Zamanında Erdoğan'a başbakanlığın yolunu açmış bir muhalefet lideri olduğunu hatırlatarak önümüzdeki haftadan itibaren yaşanabilecek siyasi türbülansa, eğer Anayasa Mahkemesi baştan Erdoğan'ın durumunu "bağımsız olarak dönebilir ya da dönemez diyerek" netleştirirse kendisinin her türlü olumlu katkıyı yapacağını ifade ediyor.
Benim edindiğim izlenim kapatma kararı çıkarsa Baykal erken genel seçime gerek kalmadan sorunun ara seçimle çözülebileceği inancında.
Eğer Anayasa Mahkemesi bağımsız dönüşün önünü açarsa Erdoğan bir ara seçimle rahatlıkla geri dönebilir. Yok eğer tıkarsa o zaman da
Erdoğan 5 yıl yasaklı olacağı için yeni bir liderle AKP grubu yola devam eder, erken genel seçime gerek kalmaz.
Baykal'a göre, "AKP kapatılırsa yerine kurulacak parti üç-beş gün içinde yeni bir liderle hükümeti oluşturabilir böylece herhangi bir siyasi krize girmeden yola devam edilir."
Hatta Baykal yeni kurulacak parti ve lider kadrosu geçmişin hatalarından ders alıp devletin kurumları ve temel değerleriyle çatışmayan bir siyaset anlayışı geliştirir umudunda.
Parti kapatmalar sonrasında Milli Görüş çizgisinin Refah'tan Fazilet'e nasıl evrildiğini hepimiz biliyoruz.
Fakat ben yine de Baykal'a epeydir içimi kemiren şu soruyu sormadan edemiyorum: AKP'nin siyasi anlamda birçok hatası olabilir. Siz siyasetçi olarak eleştirirsiniz ben gazeteci olarak. Oysa şu anda bir siyasi partiyi hatalarından dolayı idama mahkum ediyoruz. Böylesi bir karar sizin içinize siniyor mu?
Deniz Bey derin bir iç geçiriyor.
Tane tane "keÅŸke bu noktaya gelinmeseydi!" diyor.
Ama gelindi! Baykal tekrar AKP'nin hatalı politikalarını sıralıyor.
O da kararın bu hafta sonuna kadar çıkacağını tahmin ediyor.
"Kapanmazsa zaten mesele yok, Erdoğan bütün bu yaşananların muhasebesini kendi içinde mutlaka yapacaktır" diyor.
Kapanırsa, esas belirleyici gerekçeli karar, yani Erdoğan'ın durumu olacak.
Baykal tıpkı Başbakan Erdoğan gibi iki ihtimale de kendisini hazırlamış görünüyor.
Ben ise demokrasi açısından kesinlikle içime sinmemesine rağmen şu an itibariyle kararın aynı kesinlikte kapatma yönünde olacağını düşünüyorum.
PaylaÅŸ