Atatürk’ün ölüme terk edilen mirası

MEĞER ne çok insan ‘korku perdesini’ indirmeye hazırmış.

Dünkü yazı üzerine yüzlerce mesaj aldım.

Haberin Devamı

Gerçi beni AK Parti iktidarının ‘gizli ajandasını’ görmemekle suçlayan, “Ya safsın ya da satılmışsın” diyenler de var ama çoğunluk “Yıktık korku perdesini eyledik viran” demekten yana.
* * *
Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin yıkılmasına karşı çıkan protestocular arasında yer alan Nedim Saban “Özür dilerim başkanım” başlıklı hem eleştiri hem de özeleştiri içeren uzun bir yazı göndermiş mesela.
“Bir İstanbullu olarak açılış coşkusunu yaşamak isterdim, ama o tarihte Küba’da olacağım. Açıkçası Kadir Topbaş’ı alkışlamaktan gocunmazdım çünkü benim lügatimde kin, nefret, karalama olmadığı gibi, alyuvarlarımda tiyatronun kırmızısı akar...”
Protestocular arasında yer alan CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin zaten davet edilirse memnuniyetle gideceğini açıklamıştı.
* * *
Sabah ilk arayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’tı.
“19 Ocak’ta yapacağımız galaya Gürsel Bey dahil protestolara katılan-katılmayan tüm sanatçı ve siyasetçilerimizi bizzat davet edeceğim. Amacım kesinlikle kimseyi teşhir etmek değil, madem korkular üzerine kurulu bir yanlış anlaşılma oldu, ben protestoya katılan arkadaşlarla Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin perdesini indirmeye, o coşkuyu birlikte yaşamaya hazırım.”
* * *
Topbaş yeni baştan yaratılan Muhsin Ertuğrul’la ilgili mimari eleştirilerime “Haklısınız ama kongre vadisi konseptinin içerisinde başka bir şey yapılması zordu” karşılığını verdi.
Ve söz İstanbul’un ruhuna uygun mimari eser konusuna gelince içini yakan iki hayalini paylaştı.
1- Taksim’de bulunan Atatürk Kültür Merkezi.
2- Yıllar önce yanan Tepebaşı’ndaki Dram Tiyatrosu.
Dram Tiyatrosu’nun yeniden yapılmasıyla ilgili çok önemli gelişmeler varmış. “Somutlaşır somutlaşmaz müjdeli haberi ilk size vereceğim” dedi.
Peki ya yılan hikâyesine dönen AKM?
* * *
Aslında Muhsin Ertuğrul Sahnesi ile ilgili yaşananlar AKM için de yol gösterici.
Türkiye’nin artık şu yersiz korkuları bir kenara bırakıp gerçekler etrafında siyaset üretmesi gerekiyor.
Kimse AK Parti hükümetini ya da Kadir Topbaş’ı sevmek zorunda değil. Fakat gerçekliği olmayan korkular üzerinden muhalefet yapmak kimsenin işine yaramıyor.
Allah aşkına yıllardır “AKM yıkılmasın” diye cansiperane mücadele edenler, AKM’nin şu an geldiği noktadan memnunlar mı?
* * *
Öyle ki Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bile pes etti.
Şimdi durum ne biliyor musunuz?
Bir kere içi yeniden yapılsın diye harcanan milyonlarca lira heba oldu.
İkincisi 1.5 yıl kapalı kalan AKM mahkemenin aldığı son kararla çivi bile çakılmadan, sadece boya ve badana yapılarak hizmete sunulacak.
Daha açık söyleyeyim hukuken yıkılamadığı için fiilen çürümeye terk edilecek.
Yapıyı iyi bilen mimarlar açıkça şunu söylüyor: “Şu haliyle kalırsa iki kültür bakanı daha göremez, kendiliğinden yıkılır!”
Bu mudur Cumhuriyet’in kurucusunun adına yakışır sanat merkezi.
* * *
Ayrıca AKM gibi bir binaya Bizans surları, Topkapı Sarayı statüsü vermek, yani 1. Grup Tarihi Eser olarak tescil etmek hangi akla ve vicdana sığar?
Ama sığmış. Peki sonuç?
Muhsin Ertuğrul 19 Ocak’ta yeni haliyle arzı endam edecek, AKM ise şu haliyle ölüme terk edilecek.
Yok mu bir çaresi?
Eğer korku perdesi AKM için de indirilebilirse Topbaş, Kültür Bakanı Günay’la birlikte bu sorunu çözmeye hazır.

Haberin Devamı

Topbaş’ın önerisi

Haberin Devamı

“Bir kere o bölgeye çok kapsamlı bir proje yapalım. Yıkalım AKM’yi yerine tıpkı Paris, Londra ve Sydney’deki gibi Atatürk’ün adına yakışır bir Opera Evi inşa edelim. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak arka taraftaki otoparkı da bu sanat merkezinin içine katmaya hazırız. Dünyanın en iyi senfoni orkestralarının gelebileceği bir Atatürk Opera Evimiz olsun. Hatta trafiği tamamen Taksim Meydanı’nın altına alıp üst tarafı İstanbul’a yakışır geniş bir meydan olarak yeniden kurgulayalım. Ve projeyi mutlaka dünyaca ünlü mimarların katıldığı bir yarışma ile hayata geçirelim. Hem Atatürk adına yakışır bir opera binamız hem de şehre nefes aldıracak bir meydanımız olsun.”

Yazarın Tüm Yazıları