Asıl korkmamız gereken...

DÜNE dair hayal olur mu? Olmaz... Ama madem Ertuğrul Özkök yarını hayal etmeye dair kritik bir soruyu gündeme getirdiği için taşa tutuldu, madem Türkler ve Kürtler adına ‘yarını hayal etmekten’ korkuyoruz, gelin düne dair tamamen kurgusal bir hayal kuralım...

Nasılsa dün dünde kaldı...
* * *
11 Temmuz 2010 Pazar.
Türk Milli Takımı Dünya Kupası’nda Hollanda’ya karşı ‘final’ oynuyor.
Nefesler tutulmuş, tüm Türkiye ayakta.
Kalbimiz, aklımız, her şeyimiz Afrika’da.
Ne ekonomik kriz umurumuzda ne de ülkenin siyasi ve ekonomik açıdan iflasın eşiğinde olması...
Ve işte o an...
116. dakikada gelen golle Türkiye, tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonu.
* * *
Uzatmalarda golü atan futbolcu Diyarbakır altyapısından yetişen dünyanın en gözde futbolcusu.
Sadece o mu?
Türk Milli Takımı’nın neredeyse yarıdan fazlası Diyarbakırsporlu ve Kürt...
İşin ilginci çoğunluğu Kürtlerden oluşan Türk Milli Takımı’nın Türkiye adına dünya kupasını kaldırdığı gün Diyarbakır’da tam 1.5 milyon Kürt sokaklara dökülüp ‘ayrılık resti’ çekmiş.
Anayasa Mahkemesi’nin kendilerine ‘daha fazla özerklik’ veren Anayasa maddelerini iptal etmesi bardağı taşıran son damla olmuş.
Akşam oynanacak milli maça inat gün boyu bölgede tam bir gövde gösterisi...
Özerklik bile yetmiyor sokağa dökülen kalabalıklara, sloganlar bağımsızlıktan yana...
“Güneydoğu Türkiye değil, bağımsızlık hakkımız...”
* * *
Bırakın Türk’ü kendilerini Türkiyeli bile hissetmiyorlar.
Oysa o akşam hepsi Türk Milli Takımı’nın kazanmasını istedi.
Gündüz ayrılık resti çekmiş olsalar bile...
Kimi milli takımın yarıdan fazlasının Diyarbakırlı olmasıyla teselli buldu, kimi takımın diğer yarısının İzmirli olmasına bozuldu.
Ama pazar gecesi Türkiye bölünmenin eşiğinde tüm dünyayı kıskandıracak milli bir gurur yaşadı...
Herkes “Viva Türkiye” diye slogan attı.
* * *
Dahası var ama devam etmeyeyim.
Çıkarın Türk-Kürt-Diyarbakır ve İzmir’i, yerine İspanyol-Katalan-Barcelona ve Madrid’i koyun, önceki akşam tüm dünyayı ekran başına kilitleyen İspanya’nın zaferi bambaşka bir anlam kazanacak gözlerinizde...
Bir saniye olsun düşünün bir ülke aynı gün hem bölünmenin eşiğine gelip hem de milli bir zafere nasıl ulaşır?
Bırakın Türkiye için gelecek hayali kurmayı...
Buyurun, ‘İspanya Mucizesi’ tüm başarı ve başarısızlığı ile karşımızda...
* * *
Biliyorum ne Türkiye İspanya ne de Kürt meselesi Bask sorunu ile aynı.  Düne dair hayal kurmanızı tam da bu yüzden istiyorum.
Çünkü dün İspanya’da 1.5 milyon Katalan akşamki milli maçın heyecanına rağmen Bağımsızlık Yürüyüşü’ne çıkarken, Antalya’da BDP’nin önde gelen isimlerinden Hasip Kaplan, Ertuğrul Özkök’ün geçen hafta köşesine taşıdığı “Türkler ve Kürtler ayrılmayı konuşmalı mı?” sorusuna gayet net cevap verdi.
Buyurun okuyun...
Sadece düne değil, yarına dair hayal kurmaktan korkup korkmamaya ondan sonra karar verin...
“Ben Kürt’üm. Eşim Türk. İki çocuğum var. Birini Şırnak’a birini de Kırklareli’ne mi bırakacağız? Kürtler Türkiye’den hiçbir şekilde ayrılmak istemiyor. Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü tartışma konusu bile yapılamaz...”
Daha ne desin?
Hayal kurmaktan da, soru sormaktan da, cevap vermekten de korkma Türkiye...
Taşlamaktan ve taşlanmaktan kork!
Yazarın Tüm Yazıları