PaylaÅŸ
2001 krizinde Türkiye’nin başına gelenler geçen yıldan bu yana adım adım Amerika’da yaşanıyor.
Bizdeki gibi finans krizi olarak başlayan dalga sonunda önceki gün Türk basınında Amerika’nın TMSF’si olarak nitelenen FDIC’nin bankalara müdahalesiyle yeni bir boyuta taşındı.
Baksanıza Amerika gibi bir ülkede bankalarda mevduatı bulunan vatandaşlar panikleyip paralarını çekmek için bankaların önünde kuyruk oldu.
Amerika’dan ekranlara yansıyan kuyruk görüntülerini izlerken tam bir dejavu duygusuna kapıldım.
Kendi kendime istemeden "biz bu filmi 7 yıl önce Türkiye’de bire bir görmemiş miydik" dedim.
Bir de baktım FDIC Başkanı Sheila Bair  (siz bunu TMSF Başkanı Ahmet Ertürk olarak da okuyabilirsiniz) "panik yapmayın bankaların ödeyemediği paralar için 53 milyar dolar ayırdık" açıklaması yapıyor.
Gerçi Ertürk’ün TMSF’si daha çok 55 milyar doları aşan batık bankalar bilançosunun tahsilat kısmıyla ilgilendi ama "demek ki Amerika’da da ekonomi Ertürk gibi birinin himmetine muhtaç hale gelmiş" diyerek iç geçirdim.
Bush hükümetinin Amerika’da ödenmemiş mortgage kredilerinin yarısını elinde bulunduran Fannie Mae and Freddie Mac’i kurtarma çabası bile bankacılık sektörünü sakinleştirmeye yetmeyince "bu iş burada bitmez" diyenlere kulak verdim.
Amerika’da bankaların değeri akıl almaz bir hızla eriyor.
Hisse değerlerinin bu kadar hızlı düşmesi vatandaşı bankalarına el konulacak paniğine sürüklüyor.
Tam bir kısır döngü, müdahale etsen bir türlü etmesen öbür türlü.
Amerikan finans sektörü tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyor.
Uzmanlar önümüzdeki günlerde 150’ye yakın bankanın batma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğini söylüyor.
Oysa Amerika’nın TMSF’si FDIC, yılın ilk yarısında 90 bankanın zorda olduğunu açıklamıştı.
Şimdi yaşanan panik bu rakamın 90’la sınırlı kalmayacağı kaygısının sonucu.
Çünkü FDIC’in geçen hafta el koyduğu Indybank, FDIC’in zordaki 90 banka listesinde yer almıyordu.
Listede olmayan bankalara bile el konulması baÅŸta bankacılık sektörü olmak üzere piyasaları giderek daha karamsar olmaya itti.Â
Uzun bir zamandır "daha krizin dibi görünmedi" diyen felaket tellalları şu anda Amerika’da bir yandan haklı çıkmanın gururunu diğer yandan felaketini yaşıyorlar.
Aylar öncesinden FED’in piyasaya 100 milyar doları aşan nakit şırınga etmesini dikkate alıp "yangın söndü" diyenler şimdi ikinci dalga yangının alevlerini nefeslerinde hissediyorlar.
Amerika Türkiye’nin 2001’de yaşadığı bankacılık krizine benzer bir finansal kriz yaşıyor. Tabii en önemli fark ölçek.
Bu yüzden şu anda herkes "Amerika’da pişer bize ne düşer?" sorusunu soruyor.
İrlanda ve İspanya’dan sonra İngiltere’de son açıklanan verilerle alarm vermeye başladı. En büyük korku benzer bir alarmı yakında Almanya ve Fransa ekonomilerinin de vermesi. Ve sonrasında dalganın Avrupa’dan Asya’ya sıçraması.
Analistler "an meselesi" diye uyarıyor.
ABD'de dün açıklanan enflasyon rakamlarına göre haziran ayında son 26 yılın en yüksek tüketici fiyat artışı gerçekleşti.Yüzde 1,1'lik bu artış tüm bu gelişmelere tuz biber ekti.
Türkiye bu türbülansı Ergenekon ve parti kapatma davası eşliğinde tamamen içe dönmüş bir biçimde izliyor.
Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek içeride ve dışarı da yaşananların vahametini hükümet içerisinde en iyi anlayan bakanlardan biri olmasına rağmen aylardır sebepsiz yere masasında bekleyen IMF ile ihtiyati stand by anlaşması kararını "hele bir durun bakalım" diyerek bekletiyor.
Parti kapatma kararı nasıl çıkar bilmiyorum.
Ergenekon’da işler nereye kadar gider onu da bilmiyorum.
Ama hükümetin içeride ve dışarıda bunca vahim belirsizlik varken hiç değilse ihtiyati stand by ile yeni bir IMF çıpasını bir an önce açıklaması gerektiğini gayet iyi biliyorum.
Peki benim bildiğimi, piyasaların aylardır dillendirdiği şu basit gerçeği Mehmet Şimşek ya da Nazım Ekren bilmiyor mu?
İnanın bizden daha iyi biliyorlar.
Peki neden harekete geçmiyorlar?
İnanın bilmiyorum.
Hükümetin ekonomi bakanlarına soruyorum tatmin edici cevaplar alamıyorum.
Belki de Amerika’nın TMSF’li günlerinden sonra ben de dönüp bu soruyu TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’e sormalıyım.
Ne dersiniz Ahmet Bey hükümet siz devreye girmeden harekete geçmeyecek mi?
PaylaÅŸ