Merhaba sevgili Otoyaşam okurları, bundan böyle her hafta bu köşede 30 yıllık deneyim ve birikimlerim doğrultusunda trafik ve güvenli sürüş teknikleri konusunda sizleri bilgilendirmeye çalışacağım.
Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi olan trafik terörüne karşı son yıllarda alınan bazı tedbirler sayesinde kazalarda önemli düşüşler sağlandı. Ancak ne acıdır ki; yaşanan trafik kazalarındaki ölüm oranı, hala Avrupa’dan 10 kat, Amerika’dan da 16 kat daha fazla. Bu, ülkemizdeki sürücülerin ve yayaların trafik konusunda iyi eğitim almadığının en büyük göstergesi. Ülkemizdeki trafik cezalarının yeterince caydırıcı olmaması, sürücü kurslarının müfredat gereği verdikleri yüzeysel eğitim ve okullarda nitelikli bir trafik eğitiminin verilmemesi bu kazaların başlıca sebepleri arasında...
Çok dikkatli ve yavaş otomobil kullanan bir sürücünün bile trafikte kaza yapmayacağının garantisi yoktur. Siz hız sınırlamalarına, trafik ışıklarına, tabelalara tam olarak uyabilirsiniz, fakat sizinle beraber trafikte otomobil kullanan milyonlarca kişiye bu konuda güvenebilir misiniz? Kırmızı ışıkta geçenler, ters şeritten gidenler, ’U’ dönüşü yasak olan yerden dönüş yapanlar, yoğun trafikte sağlı sollu makaslara girenler... Bunlar hepimizin, neredeyse her gün karşılaştığı olaylar. Trafik kurallarına uymak ve trafikte dikkatli olmak kadar, nasıl otomobil kullanılacağını ve kazaya sebebiyet verebilecek durumlarda kazayı nasıl engelleyebileceğinizi bilmek de önemlidir.
Ayrıca trafik denilince yalnızca otomobili düşünmek çok doğru değil. Trafiğin içinde yayalar ve hazırlıklı olmadığınız anda karşınıza çıkabilecek canlılar ve nesneler de var. Kazaların sadece sürücü hatalarından değil, karşı taraftan gelebilecek tehlikelerden de kaynaklanabildiği gerçeğini unutmamak gerekli. İlerleyen haftalarda yol şartlarının kazalardaki payının ne kadar önemli bir yeri olduğunu göreceğiz. Bu noktada da güvenli sürüşün yanında defansif sürüş tekniklerinin önemi bir kez daha karşımıza çıkıyor.
Bir de uygun olmayan hava ve yol şartlarında otomobil kullanmanın normal zeminde otomobil kullanmaktan çok farklı olduğunu vurgulamak gerek. Türkiye’de sizce kaç kişi kaygan zeminde nasıl gitmek gerektiğini tam olarak biliyor? Hafif bir yağmur yağmaya başladığı anda trafiğin neden yavaşladığını hiç düşündünüz mü? Trafiğin yavaşlaması, kilometrelerce kuyrukların oluşmasının yol şartlarından kaynaklanmasının yanı sıra bu sıkışıklığa sürücülerin katkılarının neler olduğunu biliyor muyuz? Trafikteki yaşanan bu karışıklığın ve küçük detayların unutulması ile ne kadar basit kazaların meydana geldiğini hepimiz yaşayarak görmekteyiz. Farklı yol zeminlerine ve iklim şartlarına göre verilecek kapsamlı bir eğitim ile bu kazaların önüne geçmek mümkün.
Her yıl trafik terörüne binlerce vatandaşını kurban eden bir ülkenin ferdi olarak bilgi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmak ve bu teröre dur demek amacı ile kurduğum Türkiye’nin ilk otomobil eğitim ve motorsporları kompleksi olan ’Autodrom’ geçen 3 yıl içinde 18 bin kişiye eğitim verdi.
Bununla beraber son günlerde İstanbul’umuzun trafik sorununa çare bulmaları için dünyanın öteki ucundan gelen Japon yetkililerden yardım istedik, hem de karşılığında para ödeyeceğiz. Biz bu tür sorunların sürücülerin eğitilerek bilinçlendirilmesi ile çözüleceğine inanıyoruz.
Sizlere bir sonraki yazımda, trafiğe çıkmadan önce yapacağımız hazırlıklar ve güvenli otomobil kullanmak için nelere dikkat edilmesi konularında bilgiler vereceğim.