Geçtiğimiz haftalarda sizlere yol şartları ve önlemleriyle ilgili bilgiler vermiştim.
Bu hafta ise trafik eğitiminde en temel unsur olan, trafiğe çıkmadan önce yapılması gereken hazırlıklardan söz edeceğim. Otomobil kullanmak başlı başına bir bilgi ve beceri işidir ve unutmayın ki emniyet kurallarına uyarak otomobil kullanırsanız, çok daha güvenli ve keyif verici bir sürüş yaşarsınız. Bu keyfi trajediye dönüştürmemek için sizlere aşağıda söz edeceklerimi dikkatle okumanızı öneririm.
Otomobile binmeden önce, lastik havalarını gözle dahi olsa kontrol etmeyi unutmayın. Lastik havasının ideal basınçta olması veya olmaması yola tutunmanızı önemli ölçüde etkileyeceği unutulmamalıdır.
Sizlere hatırlatmak istediğim önemli bir diğer konu da, iyi bir görüş için yapmanız gerekenler... Otomobiliniz kirli olsa da, siz yola çıkmadan mutlaka camlarınız ve dikiz aynalarınızı temizlemelisiniz. Temizlik sırasında ön konsolunuza parlatıcı sprey sıkılması da, güneşin ön cama yansımasını arttıracak ve görüşünüzü olumsuz yönde etkileyecektir. Sabah ya da akşam saatlerinde karşıdan sizi rahatsız edecek bir açı ile gelen güneşe karşı, otomobilinizde sürekli bir güneş gözlüğü bulundurmanızı tavsiye ederim. Yolculuk esnasında bu bölümde kaset ya da CD gibi cama yansıma yapabilecek şeyleri bulundurmamanız gerekir.
Güvenli sürüşün en önemli noktalarından biri de, direksiyon başında oturma pozisyonunuzdur. Otomobil kullanırken konfordan çok güvenliğe önem verilmesi esastır. Ne yazık ki ülkemizde alışkanlık haline gelmiş olan 45 derecelik açıyla geriye doğru yatırılmış koltuklar, sürüş konsantrasyonunu azaltacak, tehlike anında vereceğiniz tepki süresini uzatacak ve kaza anında tehlikeye çıkarılan davetiye haline gelecektir. Aşırı derecede geri alınmış koltuklar ise, yine direksiyon başında verilen tepkileri geciktirmekten öteye gitmeyecektir. Yapmanız gereken en uygun koltuk ayarı; beliniz 90 derece dik, kollarınızı direksiyon üzerine uzattığınız zaman bileklerinizin alt kısmının direksiyon simidinin üst noktasına temas edeceği şekildedir. Böylelikle hem daha rahat bir sürüş pozisyonu, hem de olası tehlikelere karşı direksiyona daha hakim ve defansif bir sürüş kabiliyeti kazanabilirsiniz.
Dikiz aynalarınızı kontrol ettikten sonra sizi ve araçtaki yolcuları hayata bağlayacak olan emniyet kemerini mutlaka takınız. Emniyet kemerini takmamak, ileride telafisi çok güç sonuçlar doğurabilir. Günümüzde emniyet kemeri takmamanın yanında yapılan bir diğer yanlış da, emniyet kemerini sadece otoyollarda takmaktır. Oysaki kazalar sadece yüksek süratle olmamakta ve şehir içinde düşük süratle de ciddi hasarlı kazalar oluşabilmektedir. 10 km/h gibi düşük süratte yapılan geri viteste direğe çarpma testinde, çarpmanın etkisiyle birçok otomobilin arka tamponlarının içeri göçtüğü, hatta bazılarının camlarının çatladığı gibi hayret verici sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Birçoğumuzun dikkate almadığı süratlerde gerçekleşen kazaların bile ciddi yaralanmalara, hatta ölümlere sebebiyet verebileceğini asla unutmamak gerekir. Ayrıca emniyet kemerinin mutlaka boşluk kalmayacak şekilde vücudunuza temas etmesi gerektiğini de bir kez daha hatırlatmak isterim. Kaza anında emniyet kemeriniz takılı değilse, artık sizin için hiç bir şey, önceki gibi olmayacaktır.
Otomobil kullanırken giyeceğiniz ayakkabılar da çok önemli bir detaydır. Ayakkabılarınızın geniş, kalın tabanlı veya uzun topuklu olması hem hissinizi azaltacak hem de ayaklarınızın hareket kabiliyetini kısıtlayacaktır. En doğru olan ise, düz ve ince tabanlı ayakkabıların tercih edilmesidir. Bu sayede pedalları hissetme ve hareket kabiliyetiniz maksimum düzeye çıkacaktır. Yarış pilotlarının ince tabanlı özel yarış ayakkabıları kullanmalarının nedeni de budur.