TÜRK sporu Beijing’de kabus dolu günler yaşıyor. Atina’yı geride bırakmak hevesiyle geldiğimiz bu günlerde resmen dibe vurduk.
En büyük sıkıntımız ise madalya beklediğimiz isimlerin kürsünün uzağında kalması değil, yarışamamaları. Halterde geçen olimpiyatın şampiyonları Nurcan Taylan ve Taner Sağır ’0’ çekip bizlere ve 70 milyona hayal kırıklığı yaşatırken, güreşte sırtımız minderden kalkmıyor.
Boksta kelimenin tam anlamıyla rezil oluyoruz. Havuzu söylemeye hiç gerek yok. Diğer sporlarda da zaten ortada yokuz. Peki bu dibe vuruşun nedeni ne?
Öncelikle şunu söyleyelim ki, buraya ne kafa ne fizik ne de organizasyon olarak hazır gelmemişiz. Bu apaçık belli. Federasyonlar olimpiyat planlarını çizerken hedeflerini abartmışlar.
Bilimsellikten uzaktayız
Hemen her branşta bu açıkça görünüyor. Öncelikle Türk sporunun bilimsel çalışmadan uzakta olduğunu hemen vurgulayalım. 28 spor dalının yapıldığı olimpiyat oyunlarında bu sporların ancak yarısıyla temsil edilen Türkiye bugünden tezi yok spordaki politikasını derhal masaya yatırmalı.
Günlük geçici başarılar yerine, kalıcı sağlam temelleri atmanın çareleri aranmalı. Bakın bunun için de çok fazla uzağa gitmeye gerek yok. Burada gerçek bir sportif patlama yapan Çin’in bu noktaya nasıl geldiğini araştırmak yeterli olur sanırım.
Öncelikle sakatlık bahanesinin ardına sığınmayan ve mücadeleye çıktığı vakit varını yoğunu ortaya koyacak yürekli sporcular yetiştirmemiz, sporcusunu tanıyan ve iyi taktik veren antrenörlere de ihtiyacımızın olduğu gerçek. Burada gördük ki kaybeden sakatlığa sığınıyor veya buraya gelmek için sakatlığını gizliyor. Federasyonların tüm bunlara karşı denetim mekanizmasını en iyi şekilde işletip hedeflerini gerçekçi olarak belirlemesi gerekiyor. Belli ki buradaki moralsizlik tüm kafileyi olumsuz etkilemiş. Herkes bir sinir ve stres içinde. Bu da haliyle sportif başarıları etkiliyor.
Önce kafalar değişmeli
İşin en üzücü yanı da gözümüzde büyütülen şampiyonların Çin’de çökmeleri. Ancak bu yapı içinde bundan daha fazlasını beklemek de mümkün değil. Uluslararası platformda söz sahibi olmak istiyorsak ve bir gün olimpiyat düzenlemeyi amaçlıyorsak değişime önce kafalardan başlamalı. Ve spor kültürünün ne kadar önemli olduğunu herkese anlatmamız gerekiyor. Açıkçası burada Türk sporu iflas etmiştir.