DÜNYA’nın en büyük spor organizasyonu olimpiyatlarda şampiyon olup, altın madalyayı boynuna geçirmek her sporcunun rüyasını süsler. Ancak bu, binlerce üst düzey sporcunun yarıştığı arenada o kadar da kolay değil.
Bunun için yetenek ve çok çalışmak en önemli faktör. Ama bu faktörlere ulaşmak için önce şampiyonluğa her açıdan hazırlanmak gerekir. Bunların başında da kendine olan güven gelir. Buradaki süper şampiyonlara baktığımızda başta Michael Phelps ve Usain Bolt olmak üzere kendilerine ne kadar güvendiklerini hemen görüyoruz. Örneğin Phelps buraya geldiği ilk gün 8 altın madalyayı hedeflediğini söylediğinde gözlerinden inanç fışkırıyordu. Ve oldukça uzun bir haftayı emin adımlarla bir bir geçerek hedefine ulaşıp ismini olimpiyat tarihine altın harflerle yazdırdı.
100 metrede adate uçar gibi koşup muhteşem bir dünya rekoruna imza atan Jamaikalı Usaim Bolt da kendine olan özgüvenini bütün yarışlarda sergiledi. Ellerini kollarını açarak rekora koşan Bolt, dün 200 metre serisinde de yine benzer bir tablo çizdi.
Serisini 20.29 ile birinci bitiren bu süper atlet, son metrelerde arayı açtıktan sonra yine yavaşlayıp herkese ’Asıl dereceyi finalde bekleyin’ mesajını gönderecek kadar özgüven içindeydi. Bolt, 200 metrede Michael Johnson’un 1996’da Atlanta’da kırdığı 19.32’lik rekorunu tarihe gömerse buna kimse şaşırmasın.
Arkalarında ordu var
Bu sporcular bu noktaya gelirken, elbette tek başlarına değiller. Arkalarında onları hazırlayan ve bir sistem içinde çalışan dev gibi bir ordu var. Örneğin Jamaika’da sprinterler, çıkış, patlama ve finiş için ayrı ayrı uzmanlar tarafından eğitiliyor. Ayrıca konsantrasyon ve davranışlarını yönlendirecek çeşitli uzmanlarda mevcut. Onlar, işleyen bir sistem içinde şampiyon olarak yetiştiriliyorlar.
Phelps için de durum farklı değil. Bir antrenörü var. Ama onun arkasında onlarca kişi Phelps’in bu noktaya gelmesi için çalışıyor. Beslenme uzmanından psikolojik danışmanına kadar. Burada herkesin gözdesi olan Amerika Basketbol Takımı’nın sadece basın işlerini organize etmek için değerli dostum Craig Milller yönetiminde 35 kişinin görev aldığın söylersem organizasyonun büyüklüğünü herhalde anlarsınız. Aynı rakam üç aşağı beş yukarı ABD’li yüzücüler için de geçerli.
Kısacası bu süper starlar bu noktaya hepsi profesyonel yüzlerce kişinin bir düzen, bir sistem içinde planlı ve programlı çalışmalarıyla geliyor.
Bizde ise durum hayli farklı. Sporda profesyonel yönetimi gerçekleştiremedikçe ve sporcu değil şampiyon çıkartacak sistemleri oluşturmadıkça daha yıllarca bu şampiyonları kıskançlıkla alkışlamaya davam ederiz.
Burada atletizimde her gün bir dünya dekoru izliyoruz. Dün de santim santim rekorlara imza atan Rus Yelena Isimbayeva bizlere muhteşem bir gösteri sundu. 4.95 ile olimpiyat rekoru kırdıktan sonra 5.05 ile yeni dünya rekorunu kıran Rus sırıkçı bana Bubka’nın 5 metrelik rekoru kırıldıktan sonra atılan ’5 çayını havada içti’ başlığını hatırlattı.