Paylaş
Biri, Almanya’da Reichstag, yani parlamento binasının tepesine orak-çekiçli bayrağın çekilmesi ...
İkincisi Amerikalı askerlerin Paris’e girişi...
Ama en çok akılda kalanı New York’ta Times Square’de bir bahriyelinin tanımadığı bir kadını öpüşüydü...
* * *
Dün şöyle düşündüm...
Bugün dünya ondan daha büyük bir savaşta.
Görünmeyen bir düşmana karşı topyekûn savaşıyoruz...
Ve hepimiz aynı saflardayız...
Acaba virüse karşı zaferi kazandığımız gün bunu nasıl kutlayacağız?
Bizden sonraki nesillere hangi fotoğraflar kalacak?
* * *
Times meydanında Amerikalı denizcinin öptüğü kadın bir sağlık görevlisiydi.
Dişçi asistanıydı.
O fotoğrafta üzerinde hemşire kıyafeti vardı.
* * *
Önceki gece yiyecek almak için marketlerin önünde toplanan insanlara bakarken bunu düşündüm.
Şimdilik bu dönemden hafızamızda hastanelerdeki sağlık görevlilerin verdiği büyük mücadele ve insanların marketlerdeki kuyrukları var.
Acaba yeni “V day” bize nasıl görüntüler vaat ediyor...
* * *
Ne bileyim...
Mesela maskeli bir öpücük mü...
BEYLER, MARKETLERİN ÖNÜNDEKİ O İNSANLARA BİR DE ŞU GÖZLE BAKIN
CUMA gecesi sokağa çıkma yasağının açıklanmasından sonra gördüğümüz manzara hepimizi şaşırttı...
O andan itibaren sosyal medya bir vahşet meydanına döndü.
Bu insanları aşağılayan, hakaret eden, küçümseyen binlerce mesaj ve paylaşım gördüm...
* * *
Şimdi o sosyal medya barbarlarına sesleniyorum.
Arkadaş hiç düşündün mü?
Bunca korona riski, hastalık bulaşma tehlikesi varken...
Bunca insan ölümü bile göze alarak niye oralara koştu?
* * *
Dikkat ettin mi yaşlarına...
Ne çok yaşlılar, ne de çok genç...
Ara kuşak onlar.
Çünkü iki tür sorumlulukları var.
Bir evden çıkamayan büyüklerine...
Öteki evde bekleyen küçüklerine...
* * *
Hiç öyle bilinçsiz falan değiller...
Tam aksine çok iyi biliyorlar bu virüsün öyle üç günde yenilemeyeceğini...
Muhtemelen sokağa çıkma yasaklarının uzatılacağını tahmin ediyorlar...
* * *
Bil ki alay ettiğin o insanlar, işte böyle fedakâr ve meşakkatli bir yaş grubunun mensuplarıdır...
Bir de böyle bak...
HAFTANIN ŞARKISI: BU DÖNEMDEN KALACAK BİR ŞARKI MI... İŞTE BU
ERCAN Saatçi’nin “Kara Kışlar” şarkısı Türk müziğinin en güzel eserlerinden biridir.
1995 yılında çıktığında çok sevilmişti.
Saatçi cuma günü bu şarkının yeni bir cover’ını çıkardı.
Hep söylerim. Türkiye ruhunu en iyi bilen sanatçılardan biridir.
Şarkının başına Türkiye genizli bir trompet eklemiş...
Piyano, gitar, keman, kontrbas ve davulla daha modern bir sound olmuş...
Ama en önemlisi Ercan Saatçi’nin sesi çok daha olgunlaşmış...
Bir değil, iki-üç değil çok defalarca dinlenecek bir şarkı.
İleride bu dönemden kalacak şarkılardan bir playlist yapıldığında banko ilk üçe girecek bu şarkı...
Dinleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız...
Sonra içinizden o nakaratı avaz avaz haykırın...
“Biz ne kara kışlar gördük pes etmedik...”
SOSYAL MESAFELİ BİR STÜDYO KAYDI
ŞARKI gibi bu fotoğraf da bu dönemden kalacak görsellerden biri olabilir.
“Kara Kışlar” korona yasakları döneminde stüdyoda kaydedildi.
Müzisyenler stüdyoda işte böyle mesafede çaldılar.
BEN KARANTİNA ODASINA ASLA 9 ERKEKLE GİRMEZDİM
AHMET Hakan geçen gün çok hoşuma giden bir şey yaptı.
“Korona karantinasına kimlerle girmek isterdim” diye bir liste hazırladı.
Saydıklarından biri de benim.
Gerekçe olarak da şunu yazmış:
“65 yaş üstü kategorisinin hislerini öğrenmek için...”
* * *
Baktım odaya girmek istediği 12 kişinin 9’u erkek...
Sadece üçü kadın...
Bana uymaz...
İş güç yok ya... Ben de oturup kimlerle karantina odasına girebileceğimi düşündüm.
İŞTE BENİM KARANTİNA LİSTEM: 6 KADIN, 1 ERKEK
VE EVDEKİ GERÇEK İKİ KARANTİNA ORTAĞIM
EŞİM TANSU: “Hiçbir haber kanalını, internet sitesini izlememe gerek yok. Tansu tek başına dört dörtlük bir ev medyası... Anında Türkiye ve dünyada ne oluyor bana rapor ediyor.
KIZIM GÜLÜMSÜN: “O da bir trend avcısı. Dünyada televizyon, eğlence sektörü nereye gidiyor, 10 yıl sonra ne olacak anında beni bilgilendiriyor...”Karantina durumum iyi yani.
TEKRAR SEYREDİLECEK 10 YABANCI SİNEMA FİLMİ
KLASİK MÜZİK: GÜZEL BİR OPERANIN EN HARİKA BÖLÜMÜ
EN sevdiğim opera eserlerinden biri Pietro Mascagni’nin “Cavalleria Rusticana”sı...
Hani şu “Godfather” (Baba) filminin üçüncüsünde gösterilen opera eseri.
Bu eserin en sevdiğim bölümlerinden biri “Intermezzo Sinfonico”...
Şef Marek Janowski yönetimindeki Dresden Filarmoni Orkestrası’nın konserde çaldığı ve canlı kaydedilen bu bölüm geçen cuma günü streaming platformlarına kondu.
Durmadan dinliyorum...
ÇÖLAŞAN’A ATKUYRUĞU SAÇ MI TOPUZ MU GİDER
EMİN Çölaşan geçen hafta bir yazısında berbere gidemediği için saçlarının uzadığını ve kulaklarından aşağı sarktığını yazdı.
“Yakında atkuyruğu yapacağım ya da topuz” diyor...
Bence topuz biraz samuray havası yaratır.
O nedenle at kuyruğu daha “cool” diyorum...
Atkuyruğu yapıp bu fırsattan istifade bir de tango dersine başlarsa...
Hani “Hayatımda hiç dans etmedim” demişti ya...
Vallahi karizmayı hiç çizmeden harika olur...
Görüyor musunuz, koronavirüs daha şimdiden hepimizi değiştiriyor.
Paylaş