Zafer dakikamızdı

Ertuğrul Özkök yazdı...

Haberin Devamı

"Böyle bir gecede, bir taraftar için en keyifli şey, gollerin tekrarını ve yorumları izlemektir. Ekranın karşısına geçtim. Ama o ne... Ersun Yanal geldi, yüzünde sanki herkesten nefret eder gibi bir ifade. İçine ettin o anın..."

Epeydir zafere susamış bir Fenerbahçeli olarak... Beşiktaş maçı sonrasındaki ruh halimi bütün Fenerbahçelilerle paylaşmak istiyorum...

İki ayrı dostumdan maçı locadan seyretmek üzere davet almıştım. İkisine de teşekkür ettim, gitmedim. Çünkü epeydir Saracoğlu’na gitmiyordum.. Çünkü üzülmek istemiyordum. Maçı, biraz umutsuz biraz hüzünlü evimde tek başıma seyrettim.

EPEYDiR ÖZLEDiĞiM SAHNE

Bitiş düdüğü daha çalınmadan çok önce pişmandım... Hem de çok pişman. İçimdeki taraftar, “Keşke gitseydin, keşke şu an an orada, seyirciyi selamlayan takımını sen de alkışlasaydın” diye basbas bağırıyordu. Epeydir özlediğim bir başarı sahnesi vardı karşımda. Umutlanmıştım. 

Haberin Devamı

Böyle bir gecede, bir taraftar için en keyifli şey, gollerin tekrarını ve yapılan yorumları izlemektir. Elimde bir kadeh viski, gecenin geri kalanının tadını çıkarmak için ekranın karşısına geçtim.

Ama o ne... Ersun Yanal Hoca geldi... Yüzünde sanki herkesten nefret eder gibi bir ifade... Ne Fenerbahçe’nin biraz önceki galibiyeti... Ne beklediğimiz güzel sözler... Ne hepimize umut verecek ifadeler...

SENİN İÇİN ÖNCE FENERBAHÇE DEĞİL KENDİN GELİYOR

Öyle kinayeli bir konuşma ki... Var mı yok mu hocanın kendi iç dünyası... Kendi haleti ruhiyesi, kendi hesaplaşması...

Bak hocam... O akşam saat 21.00, senin intikam anın değil, bu meşakkatlı taraftarın zafer dakikasıydı. Takım sahada bu duyguyu taraftarla paylaşıyordu. 3 Temmuz direnişine katılmış, başkanı hapisteyken takımını bırakmamış, son üç yıldır zafere susamış, bekleyen, hep umutla bekleyen taraftarın anıydı o an... Kusura bakma ama hem o taraftardan, hem de soyunma odasındaki takımdan rol çaldın... İçine ettin o anın... Zafer duygusunu, hepimizin kursağında bıraktın...

BIRAK BU HESAPLAŞMAYI

Bir de hepimizin sevdiği kaptanı yanında getirip, bu intikam saatine ortak etmeni hiç anlamadım... Şu konuşmayı biraz erteleyip hafta içinde yapsaydın, hiç olmazsa o anın, şu iki üç günün keyfini yaşasaydık...

Haberin Devamı

Olmadı... Erteleyemedin içindeki öfkeyi... Ve biz de anladık ki... Senin için önce Fenerbahçe değil, kendin geliyor... Bizimse bugünlerde, “Önce Fenerbahçe ” diyen o büyük duyguya ihtiyacımız var.

O yüzden hocam diyeceğim ki... Bırak bu hesaplaşmayı, önümüzdeki haftaki maça konsantre ol... Bunları söylemeyi de sezon sonuna bırak... Çünkü hiçbir şey zaferin yerini tutamaz.

Ve son söz... Kimden alacaksan, kimi kastediyorsan; bırak o intikamı sen değil, şampiyonluğun alsın...

Luiz Gustavo'nun Nefis Aşırtma Golü;

 

Canlı Bahis kaybına %10'a varaniade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıkla

Yazarın Tüm Yazıları