Yumurtayı kim vurdu kim karavana attı

* * *

*� Geçen perşembe sabahı Başyazarımız Oktay Ekşi’nin evinin bahçesinde bir kahvaltı vardı.

Kahvaltıya ben de davetliydim.

Zaten bu kahvaltı, benim yazdığım bir yazının yanlış olduğunu ispatlamak için yapılıyordu.

Ancak Aydın Doğan’ın bir toplantı koyması nedeniyle katılamadım.

Aşağıda anlatacaklarımı toplantıya katılanlardan dinledim.

Kahvaltıdan sonra asıl gündeme geçilmiş.

Konu şu:

Oktay Ekşi hâlâ yumurtayı 25 metreden vurabilir mi?

Atışlar başlamış.

İşte kesin sonuçlar:

*� Oktay Bey yumurtayı koymuş ve ölçmüşler.

Tam 25 metre.

İlk atışta vurmuş.

Bütün yazıişleri alkışlarken, Oktay Bey, “Benden bu kadar” deyip çekilmiş.

Tabii sizin de aklınıza o soru gelmiştir.

Tavuk yumurtası mı, yoksa devekuşu yumurtası mı?

Arkadaşların söylediği şu:

“Biraz irice tavuk yumurtası.”

* * *

*� Oktay Bey’den sonra Yazıişleri Müdürümüz Doğaner Gönen atmış.

O da 25 metreden yumurtayı vurmuş.

Doğaner Erzurumludur.

*� Ondan sonraki ekip karavana atanlar.

Başta Yayın Koordinatörümüz Fikret Ercan var. Karavana atmış.

Sonra Haber Koordinatörümüz Eyüp Can. O da karavanacı.

Önemli bir ayrıntı:

Eyüp Can hayatında ilk defa tüfek atmış.

Yazıişleri müdürlerimiz Tufan Türenç, Emre İskeçeli, Arif Dizdaroğlu, Necdet Doğan ve Almanya Koordinatörümüz Bülent Mumay da karavanacı ekipten. Editör arkadaşlarımız Ayça Aktan ve Cenk Öz de karavanacı.

* * *

*� Üçüncü kategoride “Ethos’çular” var.

Yazıişleri Müdürümüz Necdet Açan “pasifist” olduğu için atış yapmayı reddetmiş.

*� Tabii çok özel bölüm açmamız gereken biri var.

Yayın Danışmanımız Doğan Hızlan.

Kahvaltıda o da varmış.

Beni hayretler içerisinde bırakan bir şey yapmış.

Israr üzerine o da atış yapmış.

Tahmin ediyorum hayatında ilk defa ateşli bir silahı eline almıştır.

Sonuç?

Herkesi “şaşırtan” bir şey olmuş.

Doğan Hızlan’ın karavana atıp atmadığı bile tespit edilememiş.

* * *

Eminim aklınıza şu soru gelmiştir.

Şehir içinde bir bahçede atış yapılır mı?

Zaten meselenin özü burada.

*� Oktay Bey, yıllardır bize “Yumurtayı 25 metreden vuruyorum” derken, meğer havalı tüfekle atıyormuş.

Hani şu lunaparklarda atılan cinsten.

Yani ateşli silah demeye ne vicdan, ne askeri bilgi izin verir.

Küçükken İzmir’de bir Kore gazisi vardı.

Adı “Koreli”ydi.

Kore’den getirdiği havalı tüfekle 5 kuruşa 5 atış yaptırırdı.

Tüylü iğne atan bir tüfekti.

Benim de, askerdekini saymazsanız, hayatımdaki tek atış tecrübem odur.

Eh ben de fena değildim yani, 5 atıştan en az üçünü, dairenin içine sokardım.

O daire de tavuk olmasa bile, devekuşu yumurtası kadar vardı.

Böylece Hürriyet içinde artık efsane haline gelen bir mesele sonuca bağlandı.

Başyazarımız Oktay Ekşi, gerçek bir tavuk yumurtasını 25 metreden vuruyor.

Hem de ilk atışta.

Öteki haberlere gelince.

*� Hürriyet’ten bir grup, bazı ilan veren ve ilan ajansı temsilcileriyle pazartesi günü Zagreb’e “U2” konserine gidiyoruz. Bakalım, Leonard Cohen’cilerin ağır temposuna karşı daha süratli bir ritmi yakalayabilecek miyiz?

*� Leonard Cohen’den açılmışken, daha ilk gece minik kuşların bana ulaştırdığı bir haberi aktarayım. Kanat Atkaya ve Oray Eğin, konserden direkt Al Jamal’e dansöz seyretmeye geçmişler. Sizce “Dans me to the end of love”daki “dans”a uyar mı? O karizma bunu kaldırır mı?

*� Hürriyet İstanbul İstihbarat Servisi’nde yeni bir yapılanmaya gidiliyor. Zehir gibi bir ekip oluşuyor. Babıâli’nin klasik “istihbarat” kelimesinden de vazgeçiyorlar. Bölüme yeni bir isim aranıyor. Her türlü öneriyi Celal Korkut’a iletebilirsiniz.

*� Kelebek yenileniyor. Selim Akçin ve arkadaşları yine ezber bozmaya hazırlanıyor. Ben de merakla bekliyorum.

*� Emre İskeçeli, kısa sürede eklere damgasını vurdu. Bravo Emre. Her hafta merakla bekliyorum ve her hafta “Vay canına” diyorum. Bu arada eklerimizin bir anlamda kurucusu Neyyire Özkan’a da bir mesaj. Teşekkürler Neyyire, öyle güzel bir ekip kurmuşsun ki, her yöneticiyi uçurur.

*� Şimdilik bu kadar. Devamı bir sonraki “sitcom” haberlerinde...