Paylaş
Bu lafı sadece bir tek başı örtülü kadına soruyorum.
Hani şunları söyleyen başı örtülü kadına:
“Müslüman kadınında bir tesettür olmalıdır. Başları biraz açılmış, kabuğu soyulmuş domatesi kimse almak istemez. İşte bu anlamda tesettür de kadını mahfezin içine alır onun manasını ve suretini korur.”
*
Şimdi aklım karıştı, bazı soruların cevabını bulamadım.
O nedenle o hanımefendiye bir kere daha soruyorum:
“Hanımefendi, bu durumda siz kendinizi ‘kabuğu soyulmamış domates’ olarak mı görüyorsunuz?
*
Ben hayatımda hiçbir kadını domates, patlıcan, armut gibi bir meyve veya sebzeye benzetmediğim için anlamıyorum tabiatıyla...
O nedenle başı örtülü kadınlar şöyle bir kenara çekilsin, muhafazakâr erkeklerle şöyle bir erkek geyiği yapmak istiyorum.
*
Mesela şunu kime sormalıyım...
Buldum.
Mesela Ahmet Kekeç’e sorayım. O çok bilgilidir.
*
- BİR: Ahmet arkadaş, sen hiç hayatında başı örtülü bir kadını “kabuğu soyulmamış domates” olarak gördün mü...
- İKİ: Domates “yenecek bir nesne” olduğuna göre, bir kadınla sevişirken kendini onu yiyormuş gibi hissettin mi?
*
- ÜÇ: Ve geliyorum asıl soruya...
Kadın sebze olarak domates ise, siz muhafazakâr erkek milleti nesiniz?
Hadi kendimi de koyayım, “Biz” diyeyim.
Biz neyiz? Hıyar mı?
*
- DÖRT: Ve son soru...
Eğer hıyarsak, bu durumda, biz Müslüman erkekleri ne oluyoruz?
Soyulmuş hıyar mı...
- HEMEN burun büküp, “Yani bu da üzerine yazı yazılacak bir şey mi” demeyin.
Muhafazakâr bir hanımefendinin, adında “akademya” olan “külliye” olan bir ortamda söylediği bilimsel sözleri tartışıyoruz burada.
İNSAN YUVASI, KUŞ YUVASI VE HAYVAN İNİNDEN NE KADAR FARKLIDIR
EV dediğin nedir?
Anahtarla kapısı açılıp içine girilen, odaları, salonu, mutfağı, banyosu, tuvaleti olan bir mekân...
İnsan yuvası yani...
Temel mantığı ile bakarsanız, aslında tabiattaki öteki canlıların temel yuvalarından farklı bir şey değil...
Ama insan yuvasını çok farklılaştıran bir canlı...
Önceki gün Berlin Teknoloji ve Ev Eşyası Fuarı’nı gezdim.
Bu fuara son olarak 3 yıl önce gelmiştim.
Bu 3 yılda evimizin nasıl radikal biçimde değiştiğini gördüm.
Fuarın en büyük pavyonlarından biri bir Türk şirketi olan Vestel’in davetlisiydim.
Mutfaktaki gelişmeyi orada gözledim.
İşte size mutfağımızın ve evimizin yeni trendleri.
ÇAMAŞIR YIKAMADA EN YENİ TRENDLER
- EN BÜYÜK ÇABA: Enerji ve su kullanımında tasarruf. Tasarruf miktarları ‘A artı’ denilen uluslararası bir ölçümle belirleniyor.
Artık 12 kişilik bir yemek takımı 5.4 litre su ile yıkanabiliyor.
- EN BÜYÜK HASSASİYET: Fuardaki bütün markalar çevre duyarlılığı konusunda yüksek bir bilinçle çalışıyor. Atık su, kullanılan deterjanın çevreyi kirletmemesi önde geliyor.
- STERİLİZE ÇAMAŞIR DÖNEMİ: Bu yılki en büyük gelişmelerden biri, yıkanan çamaşırın sadece temizlenmesi değil, aynı zamanda sterilize edilmesi.
Bazı makinelerde neredeyse hastane sterilizasyonu aşamasına bile gelinmiş.
- AKILLI MAKİNELER DÖNEMİ: Gerek çamaşır gerek bulaşıkta makineye giren malzemenin ne olduğunu ve miktarını dedektörlerle otomatik olarak algılayıp ona göre su ve deterjan kullanan makineler dönemi başlamış.
AYNI ANDA 3 PİZZA PİŞİREN FIRINLAR
- FIRIN AĞZINDA ISI DUVARI: Yeni fırınların ağzına “ısı duvarı” denilen bir sistem geliştirilmiş. Artık kapağı açtığınız zaman yüzünüzü ve saçınızı yakan sıcaklık gelmiyor.
- FIRIN KAPASİTESİ BÜYÜYOR: Ev fırınlarının pişirme kapasitesi ve kullandığı enerjide büyük gelişme var. Isı fırının her tarafına kontrollü biçimde
yayılıyor.
Aynı anda 3 tencere veya 3 pizza pişirmek mümkün. Küçük boy 250 kurabiye pişirilebiliyor.
BEYAZ EŞYA LAFI ARTIK DEMODE
- FUARDA en dikkatimi çeken gelişme, ev eşyasındaki muazzam estetik yenilenme. Tasarımdaki güzellik bütün ürünler için artık aranan en büyük özelliklerden biri olmuş. Bu arada “beyaz eşya” lafının artık çok geri ve demode
hale geldiğini görüyorsunuz. Çünkü yeni mutfak eşyasında geçerli renk giderek siyah oluyor.
AVRUPALILARA NEDEN 60 CM TÜRKLERE 70 CM BUZDOLABI...
VESTEL yöneticilerinden çok ilginç bir şey öğrendim.
Avrupa’ya satılan buzdolaplarının genişliği 60 santimetre.
Türkiye’dekiler ise 70 santimetre.
Bunun nedeni çok ilginç.
Çünkü Türkiye’de buzdolabına tencere de konuyor.
Çok önemli bir neden de Türklerin karpuzu bütün olarak buzdolabına koymaları.
Bir kere daha anladım ki bir “ev eşyası sosyolojisi” var.
ÇOCUK KİLİTLERİ NE KADAR GEÇERLİ
BULAŞIK, çamaşır
ve kurutma makinelerinde yeni gelişmelerden biri de ön paneller üzerindeki dijital “child lock”lar...
Yani çocuk kilitleri...
Parmağın, ön paneldeki bir ekran üzerinde soldan sağa hareketi ile kapı kilitleniyor.
Ancak gözlemim şu.
Bilgisayar oyunları oynayan her çocuğun kolaylıkla çözebileceği bir sistem bu.
BUZDOLABINDA EN BÜYÜK GELİŞME
VESTEL buzdolabında bir vakumlama sistemi geliştirmiş.
Kapağın iç tarafında iki bölüm vakumlamaya ayrılmış.
Yedikten sonra kalan şarküteri, peynir gibi ürünleri bu bölümlere yerleştirdiğiniz zaman, buzdolabı kendiliğinden vakumluyor ve saklamayı uzatıyor.
Ayrıca kapağın dış kısmında da marketlerde satılan plastik torbaları vakumlayıp ağzını mühürleyen bir sistem geliştirilmiş.
EV EŞYASI SOSYOLOJİSİ: TEK YAŞAYAN İNSANLAR
FUARI gezerken yaptığı bir gözlem de şu.
Ev eşyası sosyolojisi, giderek “single dad and mom” yönünde ilerliyor.
Yani bir evde tek başına yaşayan ve çalışan insanların hayatını kolaylaştıracak çok sayıda gelişme ve tasarım var.
Ev eşyası sosyolojisinin en önemli ayrıntılarından birini de burada görüyorsunuz.
Vakumlama sistemi bunlardan biri.
KLİMALARDA ÜFÜRMEME YARIŞI
SAMSUNG’un bu yıl piyasaya sürdüğü “üfürmeyen klima” oyunun kurallarını köklü biçimde sarsmış.
Çünkü özellikle uyku sırasında üfüren klimalar ben dahil çok insanı ürkütüyor.
Vestel buna karşılık “uyku modu” diye bir sistem geliştirmiş.
Gece uykuya geçtiğiniz zaman, alet sessizleşiyor, üfürme etkisi azalıyor.
TELEVİZYONDA OLED DÖNEMİ
LG’nin geliştirdiği “OLED” sistemi de (organik görüntü) bu yılın ve özellikle gelecek yılın teknolojik yarışını belirleyecek.
Vestel de OLED ürünlerini önümüzdeki yılın başından itibaren pazara sürecek.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş