Yalnış mı, yoksa tek başına mı

SİZ de farkında mısınız? Son zamanlarda iki önemli isim ‘‘CHP vitrininden’’ indirilmiş gibi.

Buna karşılık bir başka kişi de vitrinde neredeyse tek kaldı.

Vitrine çıkan kişi Onur Öymen.

DERVİŞ VE ÖYMEN

Vitrinden çekilen kişiler ise eski Büyükelçi İnal Batu ile eski Devlet Bakanı Kemal Derviş.

Sanki birileri Öymen'e ‘‘bir adım ileri’’, Batu ve Derviş'e de ‘‘bir adım geri’’ talimatı vermiş gibi.

Acaba bu ‘‘bir adım ileri, bir adım geri’’ görüntüsü tesadüf mü, yoksa CHP'nin yönelişlerine uygun bir stratejinin sonucu mu?

Gelin, bir zamanların Sovyet yönetimini değerlendiren ‘‘Kremlinoglar’’ gibi biz de biraz ‘‘Vitrinologluk’’ yapalım.

Öne çıkan kişi, eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Onur Öymen, Kıbrıs'ta çözüme ve Avrupa Birliği'ne karşı bir söylemi temsil ediyor.

Benim bildiğim İnal Batu ile Kemal Derviş ise AB'den ve Kıbrıs'ta çözümden yana görüşlere sahip.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa Birliği üyeliği için çok çaba harcadıklarını söylüyor.

Ama Onur Öymen'i ne zaman televizyon ekranında görsem, söylediği sözler bunun aksini ortaya koyuyor.

Acaba bu vitrin, CHP'nin politikasına uygun olarak mı düzenlenmiştir? Yoksa genel başkanının ‘‘arkadaşlık’’ duyguları mı etkili olmuştur?

Böylesine kritik bir meselede arkadaşlık imtiyazı olamaz.

O zaman geriye birinci ihtimal kalıyor.

Yani, bu vitrinin CHP politikasını bire bir yansıttığı.

MADRİD'DE SÖYLENENLER

Öyleyse gelin vitrine konulan yeni temsilcinin yakın geçmişine arkeolojik bir gezi yapalım.

Kimdir Onur Öymen?

Tansu Çiller
hükümeti sırasında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yaptı.

Yani Türkiye'nin ‘‘Gümrük Birliği'ne geçiş’’ siyasetini, Dışişleri Bakanlığı'nın başında o yürüttü.

Öymen o zamanlar çok hızlı bir ‘‘Gümrük Birliği’’ yandaşıydı.

Hatta bir Madrid gezisi hatırlıyorum.

O sırada Çiller'e o kadar yakındı ki, bizleri eleştirecek kadar hızlı bir Gümrük Birliği yandaşı olmuştu.

O günlerde Başbakan Tansu Çiller, Hürriyet Gazetesi'ne çok kızıyordu.

Öylesine kızıyordu ki, o malum Madrid ziyareti sırasında bütün gazetecilerle tek tek konuşup hepsine özel şeyler söylerken, Hürriyet'in Ankara Temsilci Yardımcısı, başarılı gazeteci Muharrem Sarıkaya'yı Anadolu Ajansı ile birlikte kabul etmişti.

İşte o gezi sırasında Onur Öymen'in söylediği bazı sözleri hálá hatırlıyorum.

Çünkü o zamanlar bana çok koymuştu.

Öymen bizi Gümrük Birliği'ne karşı olmakla suçlamıştı.

ÖYMEN HANGİSİ

Oysa biz aynı günlerde Brüksel'de Avrupalı parlamenterlere dağıtmak üzere özel bir gazete hazırlıyorduk.

Bu gazetede Türkiye'nin Gümrük Birliği ve AB üyeliğinin neden bu kadar önemli olduğunu anlatıyorduk.

Onur Öymen'in son günlerde, AB konusundaki engelleyici tavrını görünce o günleri hatırladım.

Acaba bunlardan hangisi gerçek Onur Öymen?

Gelelim vitrinden indirilen iki CHP'liye.

Son günlerde konuştuğum çok sayıda CHP'ye oy vermiş insan, CHP'nin Kıbrıs ve Avrupa Birliği konularındaki siyasetini negatif buluyor.

Oysa partinin asıl şu sıralarda Kemal Derviş ve İnal Batu gibi isimlerini vitrine çıkarıp konuşturması gerekli.

Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en önemli kavşağına doğru gidiyor.

Kıbrıs sorunu çözüm menziline giriyor, Avrupa Birliği üyeliği için tarihi karar verilmek üzere.

CHP bu hedefe doğru yürüyen büyük kalabalık içinde yer alacakken, solda Doğu Perinçek, sağda da yeniden eski klasik milliyetçiliğine dönen MHP ile aynı saflarda yürümeyi tercih ediyor.

KİM YALNIZ

Söyleyin, bu büyük medeniyet yürüyüşünde AKP'yi yalnız bırakmak iyi bir siyaset midir?

CHP, bu siyasetle AKP'yi yalnız mı bırakmaktadır?

Yoksa toplumun uçsuz bucaksız merkez siyasetinde tek başına bırakmakta, yani rakipsiz hale mi getirmektedir?

AKP, siyasetin uçsuz bucaksız merkez bölgesinde tek başına kalmış.

CHP ise üç beş kilometrekarelik alana sıkışmış marjinal bölgede yürüyor.

Tabii o küçücük bölgede omuz omuza yürüyünce de kendini ‘‘kalabalıklar’’ içinde sanıyor.

O vitrine baktığımda işte bunu görüyorum.
Yazarın Tüm Yazıları