Umudun farkında mısınız

Sen ki bu ülkede olup bitene bakıp bütün umudunu kaybetmişsin...
Çocuğunun yaşayacağı ülke hakkında artık karamsar bile değil, kapkaramsarsın...
29 Mart 2015 tarihini bir kenara yaz.

* * *

Geçen pazar günü, Türkiye demokrasi tarihi için bir devrim yaşandı.
Giderek küçülen parçasıyla, bir tek adam macerasına doğru amok koşusu yapan Türkiye, büyüyen tarafıyla, 21’inci yüzyıl demokrasisi için ilk önemli adımını attı.
CHP’de pazar günü yapılan önseçim, bu ülkede bütün hayatım boyunca yaşadığım en heyecan verici sonuçlardan birini verdi.

* * *

İlk işareti, cumartesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını anlatan “Anadolu’nun Kemal’i” filmini izlemeye giderken aldım.
Kültür merkezinin önünde arabadan inip binaya kadar olan 25 metrelik mesafede en az 30 kişi yanıma gelip hazırladığı broşürü veya kartını bana verdi.
Hepsi bir gün sonra yapılacak önseçimin aday adaylarıydı.
Bir seçim heyecanı, bir yarışma duygusu vardı o meydanda.
Heyecanlandım... Umutlandım...

* * *

Arkadaş sen de umudun farkında mısın...
Pazar günü Türkiye’de 400 bin insan sandıklara koştu...
Her 200 Türk vatandaşından biri oy kullanmaya gitti...
Halkın Meclis’e göndereceği temsilcileri, Saray’da oturan bir tek seçici değil, önce halk seçti.

* * *

Peki sonuç ne oldu...
CHP, Cumhuriyet’i kuran partiydi, şimdi enkaza dönmüş demokrasiyi, harabeye dönmüş devleti yeniden kurmak için tabandan yola çıkıyor.
Umudun farkında mısınız...

Bir önseçim 5 tabuyu yıktı

-Diyorlardı ki:
“Önseçimde delege ağaları ne derse o olur...”
Tersi oldu. Ağalar delege bile olamadı, eski ağalar silinip gitti.

* * *

-Diyorlardı ki:
“Önseçimde eski yeni dinozorlar çıkar, gençler silinir gider...”
Tersi oldu. Partinin dinozorları ya silinip gitti, ya façaları bir daha düzelmemek üzere bozuldu, karizmalar yerle bir oldu.

-Diyorlardı ki:
“Önseçimde kadınlar başarılı olamaz, erkek milleti ezer geçer...”
Tersi oldu. Kalantor erkek milleti gitti, birçok yerde kadınlar geldi. Tarsus’ta 3, Denizli’de 2 kadın listelerin başına geçti. Ankara, Adana keza...

* * *

-Diyorlardı ki:
“Önseçimde her yerde Aleviler partiye hâkim olur...”
Bileklerinin hakkıyla siyaset yapan Aleviler seçildi. Bileklerinin hakkıyla siyaset yapan Sünniler de seçildi. Kimse etnik veya inanç kimliği ile değil, herkes demokrat kimliği ile girdi ve kazandı.

* * *

-Diyorlardı ki:
“Genel başkan önseçime girerse karizmasını ve gücünü kaybeder...”
Tam tersi oldu. Bu önseçimden, kendine güvenen bir genel başkan çıktı. O artık sadece kongre başkanı değil, aynı zamanda seçim bölgesinin de liste başı...

Kendine güveniyorsan adını vererek ‘Memnunuz’ de

ANKARA resmen kafayı yedi...
Burnumuzun dibindeki İdlib’i El Kaide ele geçirdi ve Ankara’dan gazetecilerin kulağına şu fısıldanıyor:
“Memnunuz...”

* * *

Yahu arkadaş, sen ne dediğinin farkında mısın...
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin...
Bu sözün anlamı şudur:
“Esad geleceğine IŞİD veya El Kaide gelsin...”
Yani kafa kesenler, insanları diri diri yakanlar İdlib’i aldı diye memnunsun öyle mi...
Yani Esad geleceğine vahşet orada devlet kursun mu demek istiyorsun sen...
Buyur geldi işte...

* * *

Ankara’da adını vermeden konuşan arkadaşların, arkasına sığındığı bahane ne biliyor musunuz?
İdlib’i ele geçirenler içinde Türkiye’nin silahlandırdığı ÖSO unsurları da varmış..
Bak söyleyeyim sana...
Nah var...

* * *

Arkadaş, mert ol.
Öyle gazetecileri çağırıp, kulağına “Memnunuz” diye fısıldayıp, artık herkesin dalga geçtiği dış politikana bahane bulmaya kalkma.
Çık, ciddi bir devlet gibi davran, bakanlığının adını, müsteşarının adını, devletinin adını vererek konuş...
Konuş ve de ki:
“İdlib’i El Kaide’nin almasından dolayı memnunuz...”

* * *

De ki, bu ülkenin çocukları, bu ülkenin başına bu belayı kimin, hangi kafanın sardığını, Afganistan’ı, El Kaide’yi sınırımıza getirip devlet kurdurduğunu bilsin ve onun yakasına yapışsın...

Mürettebat değişince özel haberler başladı

EPEY bir süredir A330 mürettebatından özel haber çıkmıyordu. Sonra elim bir olayla anladık ki, aralarından birini zabıt kâtibi tayin ediyorlarmış, o da yazıp hepsine dağıtıyormuş.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, değişik ve farklı bir gazeteci grubu ile Roma’ya gitti.
Bakın ne oldu...
Hürriyet’ten Fatih Çekirge ve Vatan’dan Murat Çelik büyük bir atlatma haber verdiler.
Papa’nın 24 Nisan’da Erivan’a gitmekten vazgeçtiği haberini ve perde arkasını onlardan öğrendik.
Kıssadan hisse:
-A330’da mürettebat uçağın sahibine göre kişniyor...
-Başka uçaklardaki gazeteciler ise gazetecilik heyecanına göre...