Ucuz Alex'in yıldızı parladı

Alex’in şansı, Coritiba kulübünün 1995’te ekonomik krize girmesiyle açıldı. Kulüp pahalı büyükleri gönderip, ucuz gençlere kapılarını açtı. Bu sayede 3 bin dolarlık ünlü futbolcular gitti ve 120 dolarlık Alex sahaya çıktı. Alex, Coritiba’da sadece kariyer değil hayatının aşkını da buldu.

Haberin Devamı

Kontratlarla çarpışarak büyüdü

“YA kapalı salon, ya çim saha...”
Hocası Carpegiane’ye, “Çim sahaya geçiyorum” dediğinde yıl 1993’tü ve Alex artık 16 yaşına gelmişti.
Futbol sadece sahada oynanan top değildir. Aynı zamanda bir hayattır. İnişli çıkışlı bir hayat. Yıldız futbolcuların gözleri kamaştıran parıltılarının arkasında, gerçek hayat hikâyeleri vardır. Alın yazısı bazen bu hayatı öyle derin çizgilerle yazar ki; bir bakmışsınız, karşınıza dört dörtlük bir Yeşilçam hikâyesi çıkmış.
Alex’in hayatını bir şiir dizesiyle anlatmak gerekirse, ona en uygun düşen dize, Ece Ayhan’ınkidir:
“Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük...”
Alex, tüzüklerle değil, ama yaptığı kontratlarla çarpışa çarpışa büyüdü./images/100/0x0/55eaa0c2f018fbb8f88c6ec8

Haberin Devamı

Ekonomik krizle şans yüzüne güldü

1995 yılına geldiğinde, önündeki ilk büyük hedef, yaşadığı şehrin takımı Coritiba’ya girmekti. Coritiba, 1909 yılında, o şehirde yaşayan Almanlar tarafından kurulmuş bir takımdı. Kuruluş hikâyesi ise, Essenfelder isimli genç bir Alman’ın mahalleye deriden yapılmış bir top getirmesiyle başlamıştı. Takım, o topun etrafında kurulmuştu.
Kapalı salonda parlayan Alex, oradaki hocasının da tavsiyesiyle, kulübün yöneticilerinin dikkatini çekmişti.

Ünlülere 3 bin, Alex’e 120 dolar

Alex, şanslı yıldızın altında doğmuştu. 1995 yılında, Brezilya yine ekonomik krizdeydi ve Coritiba takımı artık, isim yapmış büyük futbolcularının ücretini karşılayamıyordu. Büyük futbolcuların aylık maaşları bugünün parası ile 3 bin dolar civarındaydı ve yönetim tek çıkış yolunu bulmuştu:
Pahalı büyükleri gönderip, ucuz küçüklerle çalışmak. Ne diyordu kötü Fransızlar: “Malheur des uns, fait le bonheur des autres.” Bazılarının mutsuzluğu, ötekilerin mutluluğu olabilir. Kriz genç ve ucuz Alex’e şehrin kulübünün kapılarını açmıştı. 3 bin dolarlık büyüğün yerine ayda 120 dolarlık Alex...
Yaşasın kriz...

Yedek kulübesinden büyük derbiye

İnsan şanslı yıldızın altında doğmuşsa, Allah “Yürü ya kulum” demişse, yürürsünüz. Takıma girdiği hafta, o mevkiin futbolcusu sakatlanmıştır. Alex ilk 11’e girer. Üç maç oynar. Ama bu kadar mutluluk fazladır ve 9 numaralı oyuncu 3 hafta sonra dönüp, takımda yeniden yerini alır. Alex’e yedek kulübesi düşer.
Asıl beklediği şans, şehrin derbisi sayılan Coritiba-Athletico maçında kapısını çalacaktır. Coritiba şehrinin iki takımı vardır ve bunlar arasında yapılan maç, Parana bölgesinin bir anlamda Fenerbahçe-Galatasaray derbisidir. Bu derbiye, iki kulübün isimlerinin birleştirilmesinden oluşan “Atletibo” deniyor. Bir futbolcu için en büyük “showroom” bu maçtır.

Haberin Devamı

Alex artık 9 numaranın tek sahibi

Alex’in şanslı yıldızı işte o maçta Şimal yıldızı gibi parlayacaktır. Aynı futbolcu maçın 30’ncu dakikasında sakatlanıp çıkınca Alex girer ve efsane “asistleri” dönemini açar. Coritiba maçı 5-1 kazanır.  Alex efsanesi ise 1995 yılında yine Atletibo derbisinde doğacaktır. Alex o maçta bir gol atacak, bir de attıracak ve maçı Coritiba kazanacaktır. Böylece Alex artık “9” numaranın tek sahibidir.

Kulüp başkanının kızına aşık olur

Bu maç, onu, “büyük şehre” yani Sao Paulo’ya götürecektir. 1997 yılında Brezilya’nın en ünlü kulüplerinden biri olan Palmeiras’ta oynamaya başlayacaktır. Şansı burada da yaver gitmiştir. Ülkenin en büyük şirketlerinden biri olan “Parmalat”, Alex’in sponsoru olacak ve onu Palmeiras’a verecektir.
Palmeiras 1914 yılında kurulmuş bir kulüptü ve 17 milyon taraftarı vardı. 10 Brezilya şampiyonluğu, bir de Latin Amerika’nın UEFA kupası sayılan “Libertadores” şampiyonluğu vardı.
Ancak Palmeiras’a geçmeden hemen önce, hayatının belki de en önemli şansını yakalayacaktı.

Haberin Devamı

Kısa flörtten sonra sırılsıklam aşk

Lübnan asıllı Coritiba kulübünün başkanı, varlıklı bir ailenin üyesiydi ve Coritiba, maçlardan önce, onun sahibi olduğu otelde kamp yapıyordu. Alex işte o kamplar sırasında genç bir kızla tanışacaktı. Daiane Mauada... Alex otele gidip gelen bu kızı fark etmiş ve aralarında hafif bir flört başlamıştı. Flört aşaması çabuk geçmiş ve Alex sırılsıklam aşık olmuştu.
Ama arada bir sorun vardı. Kız kulüp başkanının kızıydı ve Alex’in ailesi ile onun ailesi arasında büyük bir sınıf farkı vardı. Asıl önemlisi, Alex hayatının bir başka önemli kararını daha vermek üzereydi. Palmeiras’a transfer olacaktı. Bir yanda hayatının en büyük aşkı, öte yanda kariyeri...

Haberin Devamı

Şöhret, para, güzel popolu kızlar

Büyük şehir, metropol... Genç ve parlak bir futbolcuya ne tuzaklar hazırlayacağı belli olmayan, bütün kadınların popolarının güzel, sambanın vücut dili olduğu metropol...
Daiane, Alex’in hayatındaki ilk kız arkadaşı değildi. Daha önce kendi muhitinden 3 kızla çıkmış, ama hepsi kısa süreli olmuştu. Şimdi yaşadığı ise büyük aşktı. Coritiba’dan ayrılırken, kararını vermişti. Hemen takıma girecek ve sonra Daiane’le evlenecekti.

3 yıl beraberlik, 2000’de evlilik

Yıllar sonra sevdiği bir başka memleketin bayrağını gövdesine dövdürecek kadar tutkulu bir genç kız olan Daiane, Colombo’nun sakin çocuğunun hayatına, belki de bir daha hiç çıkmamak üzere girmişti. Beraberlik sadece 3 yıl sürecek ve 2000 yılında evleneceklerdi.
Ne var ki, 2000 yılında, şans yıldızı dönmeye başlayacak ve Alex’in “tüzüklerle savaş” yılları başlayacaktı.

Haberin Devamı

Eşinin belindeki o dövme/images/100/0x0/55eaa0c2f018fbb8f88c6eca

FUTBOLCU arkadaşı Mozart’ın evinde Alex’e sormuştum:
“Eşin Türkiye hakkında ne düşünüyor?”
Cevabı şu olmuştu: “Niye gidip kendine sormuyorsun? Bir de belindeki dövmeyi sor.”
Tercümanı Samet Güzel’e göz işareti ile “Nedir” diye sormuştum.
“Benim bildiğim Boğaz Köprüsü yaptırdı. Bir ucunda Brezilya, öteki ucunda da Türk bayrağı var.”
Gidip Daiane’a sordum. “Evet dövme yaptırdım” dedi. Nasıl bir şey olduğunu sorunca, “Göstereyim” dedi ve tişörtünü hafifçe yukarı kaldırdı.
Kalçasının hemen üzerinde, belinin sol tarafında, tahminimden de büyük bir dövmeydi bu. Samet doğru biliyordu. Gerçekten de büyük bir Boğaz Köprüsü vardı. Ama yanıldığı bir şey de vardı. Köprünün üzerinde Brezilya bayrağı yoktu. Sadece köprü kadar büyük bir Türk bayrağı çizilmişti.
Doğrusu bu kadar büyük bir dövme beklemiyordum. Bu kadar büyük bir Türk bayrağı da. Alex haklıydı. Karısının belindeki dövme, onun Türkiye hakkında ne düşündüğünü fazlasıyla anlatıyordu.
Başka soru sormaya ihtiyaç duymadım.

ALEX’İN KAYINPEDERİ ANLATIYOR

Aman Allah’ım kızım daha 13 yaşında!

MORRETES kasabasında, Alex top oynarken, ben de Daiane’in babası ile sohbet ediyorum.
Kulüp Başkanı olarak, Alex’in kızıyla çıktığını öğrendiği günleri anlatıyor.
“Alex’i çok seviyordum. Ama kızımla çıktığını öğrenmem benim için çok büyük sürpriz oldu” diyor.
Kızı gelip, pat diye söylemiş. “Benim için tam bir şoktu. Çünkü Daiane daha 13 yaşındaydı. Düşünebiliyor musunuz?”
Büyük gösteriyordu
Tabii ki ben şaşırmıyorum. Çünkü Tansu’yu tanıdığımda o da 15 yaşındaydı.
Dönüşte bunu Alex’e aktarıyorum. “Doğru ama, ben Daiane’i 16 yaşında falan sanıyordum. Büyük gösteriyordu” diyor.
Kayınpederi ile sohbette, bu yıl Alex’in performansını konuşuyoruz. Onun tahlili şöyle:
“Bu yıl başta biraz sıkıntılar çekti. Bu da onu hırslandırdı.”
Aykut Hoca ne derse o
Acaba Aykut Kocaman’la arasındaki meseleyi mi kastediyordu? Bunu daha sonra Alex’e anlattığımda o farklı bir şey söylüyor:
“Yok, Aykut Hoca’yla bir meselem olmadı. O teknik direktör ve ne derse o olur.” Şüpheci yanım, “Acaba tanıdığımız Alex nezaketi ve ihtimamı mı” diye soruyor. Tabii içimden soruyor.

YARIN: ŞiMAL YILDIZI’NIN KARARMAYA BAŞLADIĞI YILLAR

Parma ile sorunları sonunda FİFA lisansını iptal edince neler yaşadı. O günlerde neler düşündü.

Eski mahallesinden niye hiç arkadaşı yok? Hangi dramatik olaylar, Colombo’daki arkadaşlarından onu ayırdı.

Alex ben winner’ım diyor. Yani kendini kazanmış hissediyor. “Kazandığı en büyük şey ne?” Para mı, şöhret mi.

“Onu sevmeyen insanın insanlığından şüphe ederim” dediği insan kim.

Yazarın Tüm Yazıları